Sulh Hukuk ve Kütahya İş Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının emekli maaşı üzerine kredi kartı borcu nedeni davalı tarafından konulan blokenin kaldırılması istemine ilişkindir. Kütahya 1. Sulh Hukuk Mahkemesince, açılan davanın 506 sayılı Yasa'dan kaynaklandığını, bu uyuşmazlıklara görevinin iş mahkemesi görev alanında bulunduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir....
Mahkemece, mudilerin zararını ceza yargılaması aşamasında giderildiğinden haksız yere paranın üstüne konulan blokenin kaldırılması gerektiği gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/191 - 2010/135 sayılı beraat kararının Yargıtay 7. Ceza Dairesinin 20/12/2012 gün ve 2011/2803- 2013/66 sayılı ilamı ile sanığın kendi şifre parafıyla gerçekleştirdiği mudi ....'ya ait hesaba ilişkin 26/01/2007 tarih F00366 nolu 21 TL'lik para çekme fişi ve mudi ....'...
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiştir Davacı vekili tarafından verilen 4.12.2009 tarihli dilekçede, Dairemizin 17.9.2009 tarih, 2008/12537 E ve 2009/23242 K sayılı bozma kararının faiz yönünden maddi hataya dayalı olarak verildiği ileri sürülerek kararın ortadan kaldırılması ve hükmün onanmasına karar verilmesi talep olunmuştur. Bahsi geçen dilekçe ve ekindeki evrak ile dosyanın yeninden incelendi gereği düşünüldü; Dairemizce verilen bozma ilamında, işyerinden emeklilik sebebiyle ayrılan davacı işçi yönünden kıdem tazminatı faiz başlangıcının belirlenebilmesi için yaşlılık aylığı tahsis yazısının ya da yaşlılık aylığına hak kazanabileceğini gösteren yazının işverene bildirilip bildirilmediğinin araştırılması gerektiği belirtilmiştir....
Ancak 506 sayılı Yasa'nın 62/1 maddesi uyarınca, “... yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan” sigortalının yaşlılık aylığı için kuruma müracaat ettiği tarihi takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığı bağlanacağı öngörülmüştür.Diğer bir anlatımla davacıya istek tarihini takip eden ay başı itibariyle aylık bağlanabilmesi için, öncelikle “yaşlılık aylığına hak kazanmış olmak” gerekir.Dosya kapsamına göre davacı, ...'daki hizmet süresine ilişkin prim borcunu dava açıldıktan sonra, yargılama devam ederken 24.06.2009 tarihinde ödediğinden, yaşlılık aylığına, ödeme tarihini takip eden ay başı olan 01.07.2009 tarihi itibariyle hak kazanacağı açıktır. Buna rağmen mahkemece, çelişkili ve müphem bir şekilde “prim borcunu ödemesini müteakip davacıya 01.08.2005 tarihinden itibaren” SSK'dan yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Değerlendirme 506 sayılı Kanun'un 62/1 maddesi hükmü ile “sigortalı olarak yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanır” düzenlemesi karşısında, davacının 06.05.2022 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis koşullarının oluşmasına göre, bu tarihi takip eden ay başından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı yönünde karar verilmesi gerekirken, “…Davacının 06.05.2022 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine…“ şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, karar bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 370 inci maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır. VII....
Hukuk Dairesi Dava, haczin iptali ve yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davaya konu edilen davacının yaşlılık aylığına konulan haczin tarihi,yapılan kesinti miktar ve tarihleri, hacze dayanak borç dönemleri ve miktarları da dahil olmak üzere hacze ilişkin bilgi ve belgelerin davalı Kurumdan sorularak ikmal olunacak cevabi yazının gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 01.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yaşlılık aylığına gelince: Yaşlılık aylığına ilişkin kararda hata yapıldığı görülmektedir. Davanının yasal dayanağının oluşturan 1479 sayılı Yasa'nın 35 ve geçici 10 maddeleri gereğince davacının yaşlılık aylığına hak kazanabilmesi için tahsis talebinde bulunması, 15 tam yıl prim ödemesi ve yaş şartını yerine getirmiş olması ve tahsis talep tarihinde prim borcunun olmaması gerekmektedir. Somut olayda ise davacının 3600 gün prim ödemesi bulunmadığından 28.01.2013 tarihi itibari ile aylığa hak kazandığı şekilde karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Yapıcak iş, davacının yaşlılık aylığı tahsis talebini reddetmekten ibarettir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 25.062015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
24.12.2007 tarihli talebine göre aylık koşullarını sağladığı tarihi takip eden aybaşından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı, davacının 47 yaşını ikmal ettiği 15.11.2011 tarihini takip eden aybaşı olan 01.12.2011 itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığı anlaşılmakla bu biçimde karar verilmesi gerekirken davacının 01.10.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Somut olayda, mahkemece hizmet tespiti ve yaşlılık aylığına ilişkin davalar birlikte görülerek, hizmet tespitine ilişkin hüküm henüz kesinleşmeden, yaşlılık aylığı koşullarının belirlenmesinde tespite konu çalışma süresi de dikkate alınarak davacının yaşlılık aylığına hak kazandığnın tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Yapılacak iş, hizmet tespiti ve yaşlılık aylığı taleplerine ilişkin davaları ayırmak, yaşlılık aylığı istemine ilişkin davada hizmet tespitine ilişkin kararın kesinleşmesi bekletici mesele yapılarak sonucuna göre davacının yaşlılık aylığı koşullarına sahip olup olmadığını belirlemekten ibarettir. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30/04/2012 gününde oyçokluğuyla karar verildi....
Somut olayda; iptali istenilen takipte ödeme emrinin 25.12.1997 tarihinde davacıya tebliğ edildiği ve takibin kesinleştiği, eldeki davanın 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı, bu durumda; davacının SSK’dan aldığı yaşlılık aylığına konulan haczin kaldırılmasını talep ettiğine göre; yasal şartları oluşmadığı halde davacının %10 tazminatla sorumlu tutulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....