in alınan sağlık kurulu raporu sonucunda 17-18 yaş görünümünde olduğunun tespit edildiği belirtilerek yaşının düzeltilmesine karar verilmesinin talep edildiği, yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verildiği, hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 218. maddesinin ikinci fıkrasında, "Kovuşturma evresinde mağdur veya sanığın yaşının ceza hükümleri bakımından tespitiyle ilgili bir sorunla karşılaşılması halinde; mahkeme, ilgili kanunda belirlenen usule göre bu sorunu çözerek hükmünü verir " hükmü yer almaktadır. Davanın açıldığı tarihte, doğum tarihinin düzeltilmesi istenilen küçüğün yaş itibariyle kovuşturma yapılamadığına ve son tahkikat açılamadığına göre CMK gereğince suça sürüklenen çocuğun yaş tashihinin ceza mahkemesince yapılamayacağı anlaşılmaktadır....
KARAR Dava dilekçesinde, davacının 1987 olan doğum yılının 1984 olarak düzeltilmesi istenmiş mahkemece, davacının sağlık raporuna göre kemik yaşının 25-40 yaş arası ile uyumlu olduğu, tıbben kesin kemik yaş tayininin mümkün olmadığı, davacının doğum tarihi ile tanıkların dinlendiği tarih arasında uzunca bir zaman geçmiş olması sebebiyle tanık anlatımlarının soyut kaldığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Doğum tarihinin düzeltilmesine ilişkin davalar diğer kayıt düzeltme davaları gibi kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hakim istemle bağlı kalmayarak kendiliğinden de yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre karar vermek zorundadır. Dosyada bulunan ve davacı ...'...
Katılan Bakanlık vekilinin temyiz istemi, cezanın üst sınırdan verilmesi ve lehe vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yöneliktir. 2. Mağdur vekilinin temyiz istemi, takdiri indirim sebeblerinin uygulanmaması gerektiğine yöneliktir. 3. Sanık müdafinin temyiz istemi, beraat kararı verilmesi ve lehe hükümlerin uygulanması gerektiğine yöneliktir. III. OLAY VE OLGULAR Dava konusu olay; sanığın 5 yaşındaki öz oğlu olan mağdura mendil sattırmak ve dilencilik yaptırmak sureti ile üzerine atılı suçları işlediği iddiasına ilişkindir. IV. GEREKÇE A. Mağdur Vekilinin Temyiz İstemi Yönünden Suç tarihi itibariyle 5 yaşında olan mağdurun sanık ile arasında menfaat çatılması bulunduğu için, mağduru davada temsil etmek üzere Kozan Sulh Hukuk Mahkemesinin 22.09.2021 ... ve 2021/798 Esas, 2021/1175 sayılı Kararı ile ......
Firması'nın 102486 sayılı markası mesnet gösterilerek "yaş pasta, kuru pasta, kurabiye, baklava, kadayıf, şöbiyet, börek, kandil simiti" malları yönünden tescil taleplerinin nihai olarak reddedildiğini ileri sürerek TPE YİDK kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı TPE vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır. Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir....
Ancak; Yaş küçüklüğü nedeniyle 5275 sayılı CGİHK’nın 106/4 maddesi gereğince adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkralarından suça sürüklenen çocuk hakkında “ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrilmesine” ilişkin ibarenin çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-5237 sayılı TCK'nın 50/3 maddesi gereğince yaş küçüklüğü nedeniyle kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi durumunda, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106/4 maddesi gereğince adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde hapse çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi, 2- 5271 sayılı CMK'nın 150/2. maddesi uyarınca, 18 yaşından küçük suça sürüklenen çocuk hakkında sosyal inceleme raporu düzenlenmesi sebebiyle görevlendirilen bilirkişiye ödenen 100 TL. ücretin suça sürüklenen çocuğa yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi suretiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye aykırılık meydana getirilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... ... müdafiinin temyiz istemi bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Hırsızlık suçundan kurulan hükümde TCK'nın 62. maddesinin uygulanması sırasında 10 ay 25 gün yerine 10 ay 20 gün hapis cezası belirlenmesi ve devamındaki hesaplamaların bu ceza üzerinden yapılarak, 6500 TL yerine 6400 TL adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından; işyeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde, suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 12-15 yaş grubunda bulunduğu kabul edildiği halde uygulama maddesinin aynı Kanunun 31/3 maddesi olarak gösterilmesi uygulanan indirim oranının doğru belirlenmesi nedeniyle mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edildiğinden bozma nedeni yapılmamıştır....
Yargı ve kararlardaki maddî yanılgıların düzeltilmesi ise herhangi bir yöntem ve zamanla sınırlı değildir....
Esasen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarında da aynı yaklaşım belirlenmiş olup, HGK 09.10.2002 tarih ve 2002/761-777, 02.06.2004 tarih 2004/316-322 sayılı kararı ile 14.04.2010 gün ve 2010/21-194 E. 2010/219 K.sayılı kararında bu yaklaşım aynen; “sigortaya ilk tescil tarihinden sonra kesinleşen mahkeme kararı ile yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı, bu hallerde mahkeme kararının kesinleşme tarihinin dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Ancak, sigortalının yaşı ile ilgili gerçek kayıtlar esas alınıp doğum tarihinin mahkeme kararı ile düzeltilmesi halinde, ilama konu dava, gerçek yaşının kayda yansıtılması ile ilgilidir ve nüfusa asıl doğum günü yazılmayıp da küçük veya büyük yazılan kişi tarafından açılan doğum gününün düzeltilmesi sonucunu doğuran klasik yaş tashihi davası değildir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava yaş tashihi istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde alınan raporun davacının düzeltilmek istenen doğum tarihini kesin olarak doğrulamadığı, ayrıca 25 yaşından sonra tıbben yaş tespiti mümkün olmadığı gibi kayden 25 yaşın üzerinde olan davacının bu yaşının düzeltilmesi için mevcut bilgi ve belgelerin yeterli sayılamayacağı, (aynı yönde Yargıtay 8.HD'nin 10.05.2018 tarih ve 2017/8864 E.,2018/12468 K.vb....