Esasen Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararlarında da aynı yaklaşım benimsenmiş olup, 09/10/2002 tarihli ve 2002/761- 777 sayılı, 02/06/2004 tarihli ve 2004/316- 322 sayılı, 14/04/2010 tarihli ve 2010/21- 194 E. 2010/219 K. sayılı kararlarda da “sigortaya ilk tescil tarihinden sonra kesinleşen mahkeme kararı ile yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı, bu hallerde mahkeme kararının kesinleşme tarihinin dikkate alınması gerektiği" belirtilmiştir. Ancak, sigortalının yaşı ile ilgili gerçek kayıtlar esas alınıp doğum tarihini mahkeme kararı ile düzeltilmesi halinde bu dava, gerçek yaşın kayda yansıtılması ile ilgilidir ve nüfusa asıl doğum günü yazılmayıp da küçük veya büyük yazılan kişi tarafından açılan ve doğum gününün düzeltilmesi sonucunu doğuran klasik yaş tashihi davası değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 12-15 yaş grubu içerisinde bulunmakla TCK'nın 32/1-2 maddesi uyarınca işlediği fiille ilgili olarak fiilin anlam ve sonuçlarını algılama ve davranışlarını ona göre yönlendirme yeteneği bulunup bulunmadığı konusunda adli tıp veya bir sağlık kuruluşundan rapor alınmadan hüküm kurulmuş ise de suça sürüklenen çocuğun karar sonrası 05/01/2010 tarihinde kesinleşen yaş düzeltme davasına göre doğum tarihinin 01/03/1992 olarak düzeltilmesi nedeniyle rapor alınmasının gerekmediği değerlendirilmiş, suça sürüklenen çocuğun suç tarihinde 15-18 yaş grubunda olduğu ve hakkında TCK'nın 31/3 maddesi ile uygulama yapılması gerekirken 31/2 maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....
Ağır Ceza mahkemesinin 16.07.2018 tarih ve 2016/340 Esas 2018/162 Karar sayılı dosyasında, mala zarar verme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, Devletin birliğini ve ülke bütünlüğü bozma, kasten tasarlayarak öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından mahkumiyet hükümlerinin kurulduğu, istinaf talebi üzerine bölge adliye mahkemesince mala zarar verme suçu yönünden istinaf başvurusunun kesin olarak esastan reddine karar verildiği, kesinleşen bu hüküm yönünden infaz savcılığınca yapılan talep üzerine suça sürüklenen çocuğun yaş tashihinin yapıldığı anlaşılması karşısında; esas hükmün Bölge Adliye Mahkemesinde kesinleşmiş olması nedeniyle kesinleşen bu kararın düzeltilmesi şeklindeki yaş tashihi kararının istinaf incelemesine tabi olması nedeniyle dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 17.01.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
ın, kovuşturma evresinde verdikleri 26.05.2015 tarihli duruşma ifadelerinde davaya katılmak istemediklerini beyan etmeleri karşısında, yaş küçüklüğü nedeniyle tayin edilen vekilin hükmü temyize hakkı bulunmadığı belirlenmiştir....
Esasen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararlarında da aynı yaklaşım belirlenmiş olup, HGK'nın 09.10.2002 tarih ve 2002/761- 777 sayılı, 02.06.2004 tarih ve 2004/316- 322 sayılı, 14.04.2010 tarih ve 2010/21- 194 E. 2010/219 K. sayılı kararlarında da bu yaklaşım aynen; “sigortaya ilk tescil tarihinden sonra kesinleşen mahkeme kararı ile yapılan yaş tashihinin yaşlılık aylığı bağlanmasında nazara alınamayacağı, bu hallerde mahkeme kararının kesinleşme tarihinin dikkate alınması gerektiği" belirtilmiştir. Ancak, sigortalının yaşı ile ilgili gerçek kayıtlar esas alınıp doğum tarihinin mahkeme kararı ile düzeltilmesi halinde bu dava, gerçek yaşın kayda yansıtılması ile ilgilidir ve nüfusa asıl doğum günü yazılmayıp da küçük veya büyük yazılan kişi tarafından açılan ve doğum gününün düzeltilmesi sonucunu doğuran klasik yaş tashihi davası değildir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/04/2022 NUMARASI : 2021/305 ESAS - 2022/126 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Yaş Düzeltilmesi İstemli) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA; Davacı dava dilekçesinde özetle; kendisinin Kars Merkez Yalçınlar Köyü nüfusuna kayıtlı olup aynı köyde ikamet ettiğini, kendisinin ay ve günü belli olmayacak şekilde 1955 doğumlu olduğunu, ancak o günün şartlarında ailesinin kendisini 08/06/1960 yılında nüfusa kaydettirdiklerini, asıl doğum tarihinin ay ve gün belli olmayacak şekilde 1955 olduğunu, eşi ile 1971 yılında evlendiğini, ilk çocuğunun 1972 doğumlu olduğunu, 11 yaşında evlilik yapılmasının mümkün olmadığını, annesi sağ iken bazen sohbetlerde kendisini nüfusa beş ya da altı yaş geç kayıt ettirdiklerini söylediklerini, yaşının küçük olması sebebiyle bazı haklardan yoksun kalarak mağduriyetler yaşadığını, bu nedenlerle evlenme yaşının ve ilk çocuğunun dünyaya geliş tarihi göz önünde bulundurularak nüfus kaydındaki 08/06/1960 olan doğum...
İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararla; 5434 sayılı Kanun'un 40. maddesinin birinci fıkrasında; iştirakçilerin görevleri ile ilişiklerinin kesilmesini gerektiren yaş haddi 65 yaş olarak belirlendikten sonra aynı fıkranın, 03/06/2011 tarih ve 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 40. maddesiyle değişik (ç) bendinin (III) numaralı alt bendinde, gümrük muhafaza memurları için yaş haddi 55 olarak düzenlenmiş ise de; 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılan değişiklikle, 65 olan yaş haddini, davacının tabi olduğu meslek grubu için 55 olarak sınırlayan 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 40. maddesinin yürürlükten kaldırıldığı, bu nedenle, dava konusu işleme dayanak gösterilen yasal düzenlemenin işlemin tesisinden önce yürürlükten kaldırılması nedeniyle 65 yaş haddine tabi olan ve bu süreyi doldurmadığı açık olan davacının, yaş haddinin uzatılması noktasında davalı idareye takdir yetkisi tanındığı hususunu ileri sürmeye hukuken olanak bulunmadığı, bu nedenle...
Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. Diğer taraftan kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hâkim istemle bağlı kalmayarak re'sen yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumundadır. Somut olayda, Fırat Üniversitesi Adli Tıp biriminden alınan sağlık kurulu raporuna göre, davacının rapor aldığı 23/09/2020 tarihi itibariyle kemik yaşının 25- 30 yaş arası ile uyumlu olduğu mütalaa edilmiştir....
Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. Diğer taraftan kayıt düzeltme davaları kamu düzeni ile yakından ilgili bulunduğundan, hâkim istemle bağlı kalmayarak re'sen yapacağı araştırma ile elde edeceği bulgulara göre ve öteki kayıtlarla çelişki meydana getirmeyecek şekilde karar vermek durumundadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, yaş düzeltilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 36/1. maddesine göre kişisel durum, bu amaçla tutulan resmi sicille belirlenir. Aynı Kanun'un 39. ve Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1. maddesi uyarınca ''Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir''. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, "nüfus kayıtlarının düzeltilmesi'’ davalarının konusunu oluşturur. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi” dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır....