Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının kısıtlı adayının oğlu olduğunu, kısıtlı adayında akıl zayıflığı olup devamlı yardıma muhtaç olduğunu, hastalığı sebebiyle kendisine vasi atanması gerektiğini belirterek, davacının kısıtlı adayına vasi atanmasını istemiş; Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 04.06.1958 tarih ve 15/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 403/son fıkrası gereği Türk Medeni Kanunu'ndaki vasi hakkındaki hükümleri, aksi belirtilmiş olmadıkça kayyım hakkında da uygulanacağı yine 431. maddesinde, vasinin atanması usulüne ilişkin kuralların kayyım ve yasal danışman atanmasında da uygulanacağı dolayısı ile kayyım atanması ile vasi atanmasının mahkemenin...

    KARAR Dava dilekçesinde, davacının 1932 doğumlu babası Mehmet'in yaşlılığı ve savurganlığı sebebi ile ailesini darlığa düşürme ihtimaline binaen Türk Medeni Kanunu'nun 406 ve 408. madde hükümleri dikkate alınarak 403.madde gereği kayyım atanmasını istemiş; Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu davanın reddine dair verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara ve ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak Kanun hükümlerini tesbit etmek ve uygulamak görevi hakime aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 403/son fıkrası gereği Türk Medeni Kanunundaki vasi hakkındaki hükümleri, aksi belirtilmiş olmadıkça kayyım hakkında da uygulanacağı yine 431. maddesinde, vasinin atanması usulüne ilişkin kuralların kayyım ve yasal danışman atanmasında da uygulanacağı dolayısı ile kayyım atanması ile vasi atanmasının mahkemenin gerekçesinin aksine aynı hükümlere...

      Dava dilekçesinde tek tek belirlenen 08.10.2010 günlü kat malikleri kurulunun; gündemin 2.maddesindeki yönetim planının değiştirilmesi konusunda hakim müdahalesinin talep edilip edilemeyeceği konusunda apartmana hukuki danışman seçimi için yönetime yetki verilmesi, 5.maddedeki yönetici seçiminin 01.03.2011 tarihinden itibaren 1 nolu daireden başlayarak sırayla zorunlu hale getirilmesi, diğer bağımsız bölümlerin maliklerinin yöneticiliği kabul etmeleri halinde ücretli olarak profesyonel yönetici atanması, 3.maddedeki yöneticiye avukat tutma yetkisi verilmesi, 8.maddesindeki tüm dairelerin arka cephe balkon ve pencerelerinin demir korkuluk yaptırmalarına dair kararların iptali istenildiği halde, mahkemece talep aşılarak alınan tüm kararları kapsar şekilde 01.08.2010 ve 08.10.2010 tarihlerinde kat malikleri olağanüstü genel kurulunda alınan kararların iptaline şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

        .- Bir davada dava ehliyeti olmayanlar, yasal temsilcileri eliyle temsil edilirler (HMK. m.52). Bu sebeple, küçük veya kısıtlı olan kişinin, kendisi dava açamaz; kanuni temsilcisi olan velisi, vasisi veya kayyımının onun adına dava açması ve bu tür kişinin davalı olarak gösterildiği bir davada, usul işlemlerini onun adına yasal temsilcisi yapması gerekir. Eğer, dava açıldıktan sonra taraflardan biri vesayet altına alınır veya kendisine yasal danışman (kanuni müşavir) atanması söz konusu olursa, bu durumda hakim, yasal temsilci atanmasına kadar yargılamayı erteleyebilir (HMK. m.56/...; m.165). HMK'nın 56/.... maddesi, “Taraflardan birinin vesayet altına alınması veya kendisine yasal danışman atanması talebi mahkemece uygun bulunur ya da mahkemece gerekli görülürse, bu konuda kesin bir karar verilinceye kadar yargılama ertelenebilir.” hükmünü içermektedir. Bu düzenlemenin yapılmasının nedeni, anılan kişilerin yargılamadaki haklarının korunmasıdır. HMK'nın 114/......

          ‘in yasal danışman olarak atandığı ayrıca yasal danışmanlığın kaldırılması istemine ilişkin olarak Yargıtay (Kapatılan) 20. Hukuk Dairesince 11/05/2017 tarih, 2017/6332 Esas, 2017/4270 Karar sayılı ilamı ile Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlendiği anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinde kısıtlı adayının yerleşim yeri değişikliğine izin verilmesine ilişkin vesayet makamı olan Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesince verilmiş bir izin kararı olmadığından, uyuşmazlığın Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nun 21 ve 22. maddeleri ile 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince Küçükçekmece 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 20/09/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, vasi atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av.... ile aleyhine temyiz olunan davalı vekili Av.... geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının annesi ...'ün hasta ve yaşlı olduğunu, işlerini kendisinin göremediğini, başkalarının yönlendirmesi ile hareket ettiğini, taşınmazlarını sattığını, mal varlığını kötü yönettiğini ileri sürerek kısıtlanmasını ve vasi atanmasını istemiştir....

              Aynı Kanunun 429. maddesinde kısıtlanması için yeterli sebep bulunmamakla beraber korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin kişiye bir yasal danışman atanacağı; 431. maddesinde ise, "Vasinin atanması usulüne ilişkin kuralların kayyım ve yasal danışman atanmasında da uygulanacağı." hükümleri yer almaktadır. Kısıtlama kararı verilmesi usulü, Türk Medenî Kanunu'nun 409. maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre, savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı ve kötü yönetimi veya isteğe bağlı kısıtlama hâllerinde, kısıtlanması istenilenin dinlenmesi zorunludur. Aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca, bir kişinin akıl hastalığı ve akıl zayıflığı sebepleriyle kısıtlanması için, resmî sağlık kurulu raporu alınmış olmalıdır. Hâkim, bu sebeplerle kısıtlama kararı vermeden önce, kısıtlanması istenen kisiyi dinleyebilir....

              Türk Medeni Kanunu'nun 405. ve 406. maddelerinde yer alan hususlar yönünden re'sen ve tarafların gösterecekleri delillerin toplanıp ve oluşacak sonucuna göre vesayet altına alınması, vesayet altına alınmasını gerektirir durumun bulunmadığı yukarıda açıklanan şekilde araştırma sonucu anlaşılması halinde mahkemece alınan heyet raporunda yasal danışman atanması uygun olduğu belirtildiğinden yasal danışman atanması gerekir. Açıklanan nedenlerle; Mahkemece deliller toplanmadan ve eksik inceleme ile karar verilmiş olması nedeniyle, Yerel Mahkeme kararının HMK.'nın 353/1- a-6 maddesi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: 1- İstinaf başvurusunun kabulü ile; HMK'nın 353/1- a-6 maddesi gereğince Mersin 1....

              danışman olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....

              DAVA TÜRÜ :Vasi Tayini Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yasal danışman atanmasına ilişkin temyiz itirazları yersizdir. 2-Yasal danışmanın sıfatına karşı yapılan itiraza gelince; Türk Medeni Kanununun 431. maddesi uyarınca vasi tayininde usul yasal danışman için de uygulanır. Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince yasal danışmanın sıfatına karşı yapılan itirazları veya yasal danışmanın ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini (özürleri) inceleme görevi ile ilgili yasal hükümlerin mümessile yapılan itirazın ya da kaçınma sebeplerinin incelenmesinde de gözetilmesi zorunludur . Vesayet makamının itirazı ret etmesi halinde itirazı denetim makamının incelemesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu