Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, yargılamanın yenilenmesi istenilen, mahkemenin 2006/51 E. - 2007/54 K. sayılı kararında, taşınmazların tamamının orman olarak tesciline karar verildiğine ve taşınmazların yüzölçümleri ile ilgili hesap hatasının tavzihle düzeltilmesinin mümkün olduğu, yüzölçümü hatalarının HMK'nun 375. maddesinde tadadi olarak gösterilen yargılamanın yenilenmesi hallerinden olmadığından verilen ret kararı yerinde olup kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, ret kararı verilirken yeniden tescil hükmü kurulamayacağından hükmün ikinci fıkrasının karardan çıkartılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK'nun 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 24/09/2013 gününde oy birliği ile karar verildi....

    İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, yargılamanın yenilenmesi isteğine ilişkindir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici 3/2. maddesi ile kanun yollarına ilişkin olarak 1086 sayılı HUMK'un 427 ile 454'üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı öngörülmüştür. Bu nedenle yargılamanın yenilenmesi talebi sebep ve koşulları hakkında HUMK'un 445-454. maddeleri uygulanacaktır. Yargılamanın yenilenmesi istemi ayrı bir dava konusu olup; buna ilişkin dava dilekçesi hükmü veren mahkemeye verilir ve orada tetkik olunur. (HUMK mad. 448). Bu itibarla talebin (yargılamanın yenilenmesi dilekçesinin) harcı yatırılarak ayrı bir dava olarak esasa kaydedilmesi, diğer davalarda olduğu gibi HMK'nin 122 vd. maddelerindeki yargılama aşamalarına göre gerekli usuli işlemlerin yürütülmesi gerekir. Yasal gereklilik bu yönde iken, mahkemece, gerekli harç tamamlatılmadan ve ayrı esas kaydı yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

      Davacı ..., ........2010 tarihli dava dilekçesi ile davanın ve hükmün kendisine "bizzat" tebliğ edilmiş gibi işlem yapıldığını, oysa kendisine herhangi bir tebligat yapılmadığını, karşı tarafın hilesi ile usulsüz yapılan tebligatlardan yeni haberdar olduğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Mahkemece, Dairemizin usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nın 374. maddesi uyarınca, yargılamanın yenilenmesi yoluna ancak "kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı" başvurulabilir....

        Bu tür davalar nedeniyle yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyeceği, bu durumda tıpkı veraset belgesinin iptali davalarında olduğu gibi hak iddia eden kişilerin önceki davadaki kişileri taraf göstererek Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açacakları çekişmeli bir dava sonucunda haklarını iddia ve ispat etmeleri gerekeceği kuşkusuzdur. Diğer bir husus da 6100 sayılı Hukuk Muhakameleri Kanununun 374 ve devamı maddelerinde düzenlenen “ yargılamanın yenilenmesi “ koşulları somut olayda oluşmamıştır. Bir başka ifadeyle yargılamanın yenilenmesi yoluyla iptal edilmesi istenilen ilamda yargılamanın yenilenmesini isteyenler taraf değildir. Hâl böyle olunca, yargılamanın yenilenmesi isteğinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı ......

          Tüm dosya kapsamından, Dairemizin mahkemece de uyularak benimsenen 09.09.2015 tarih, 2015/13787 esas ve 2015/15367 karar sayılı bozma ilamında belirtildiği üzere davacı-karşı davalı erkeğin yargılamanın yenilenmesi talebinin dava şeklinde incelenmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle davacı-karşı davalının yargılamanın yenilenmesi talebini içerir dilekçesinin boşanma davası dosyasından ayrılarak ayrı esasa kaydedilmesi gerektiği dikkate alınmaksızın, bozma ilamının gereğinin yerine getirilmeden, aynı dosya üzerinden yargılamaya devam olunarak davacı-karşı davalı erkeğin yargılamanın yenilenmesi talebi yönünden yeniden işin esasına girilmesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 1.630 TL vekalet ücretinin ...'dan alınarak, ...'...

            Yargılamanın yenilenmesi istemi, ilk hükmü veren mahkemeye sunulur (5271 sayılı Kanun’un 318/1. maddesi). Bu mahkeme, öncelikle istemin kabul edilebilir olup olmadığını inceleyerek bir karar verir. Bu inceleme dosya üzerinden yapılır. Aynı Kanun’un 23/3. maddesine göre yargılamanın yenilenmesi halinde, yargılamada görevli hâkim, aynı işte görev alamaz. Bu halde hâkim, uyuşmazlık hakkında daha önceden görüşünü bildirmiştir. Yargılama süresince görüşünü bildirmiş olan bir hâkimin, yargılamanın yenilenmesi aşamasında görev yapması, hâkimin tarafsızlığı ilkesi ile bağdaşmaz. Yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilebilir olup olmadığına ilişkin kararın, aynı mahkemece, fakat asıl kararı veren hâkim dışındaki hâkim tarafından verilmesi gerekir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Gaziantep 16....

              H.Y.U.Y.’nın 445 ve devamı maddelerinde düzenlenen Yargılamanın yenilenmesi isteği, kesinleşen kararlar aleyhine başvurulabilecek olağanüstü bir kanun yolu olup, hangi hallerde bu kanun yoluna başvurulabileceği 445. maddede 11 bent halinde sayılmıştır. Yargılamanın yenilenmesi isteği H.Y.U.Y.’nın 445 ve devamı maddelerinde açıkça vurgulandığı üzere davanın mesmu (dinlenmeye değer) olup olmadığının, mahkemece kendiliğinden araştırılması gerekir. Bu aşamada genel dava koşullarından ayrı olarak yargılamanın yenilenmesi davasının süresinde açılıp açılmadığının ve yasada sayılan yargılamanın yenilenmesi sebeplerine dayanılıp dayanılmadığının incelenmesi gerekir. Bu koşullardan birisinin mevcut olmadığı sonucuna varılması halinde istem ret edilir. Somut olayda davacı vekili, yargılamanın yenilenmesi sebebi olarak ... Tapulama Mahkemesinin 1969/359-1970/213 sayılı kararına dayanak teşkil eden orman bilirkişisi ... ’nun raporunun gerçeği yansıtmadığı gerekçesine dayanmaktadır....

                Yargılamanın yenilenmesi davası bağımsız bir dava niteliğindedir. Bu nedenle önceki yargılamada verilen kararın bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verildiği gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi davasında HUMK’nun temyiz ve karar düzeltme hükümlerinin uygulanacağı ileri sürülemez. Eldeki davada, davacı şirket vekili, önceki yargılamanın müvekkilinin tüzel kişiliğini kaybetmesine rağmen yürütülerek karara bağlandığı iddiasıyla yargılamanın yenilenmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince yargılamanın yenilenmesi şartlarının oluşmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, önceki yargılamada verilen kararın kesinleşmemiş olması nedeniyle davacının talebinin hukuki niteliğinin yargılamanın yenilenmesi değil, temyiz olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesi ile temyiz incelemesi yapılmak üzere Yargıtaya gönderilmesi için dosyanın iadesine karar verilmiştir....

                  Ağır Ceza Mahkemesince verilen 03.06.2016 tarihli kararda; 5271 sayılı Kanun'un 23/3. maddesinde yer alan "yargılamanın yenilenmesi hâlinde, önceki yargılamada görev yapan hâkim, aynı işte görev alamaz" hükmünün yargılamanın yenilenmesi isteminin kâbule değer görülmesi hâlinde yeniden yapılacak yargılamada uygulanması gerektiği ve suça sürüklenen çocuk hakkında hükmedilen cezanın miktar itibariyle kesin olması dolayısıyla, vasisinin vâki talebinin yargılamanın yenilenmesi talebi olarak değil kanun yararına bozma talebi olarak değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle istem hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 23/3. maddesinde yer alan “Yargılamanın yenilenmesi hâlinde önceki yargılamada görev yapan hâkim aynı işte görev alamaz.” şeklindeki düzenleme ile aynı Kanun’un 318/1. maddesinde ki “Yargılamanın yenilenmesi istemi, hükmü veren mahkemeye sunulur....

                    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, yargılamanın yenilenmesi talebinde ileri sürülen hususların yeni bir delil niteliğinde olmadığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine karar verilmiş ise de, sanıklar müdafii tarafından dosya ekinde sunulan ve özetle suça konu çevreyi kasten kirletme suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 181. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen nitelikli halinin ispatına yönelik dosyada mevcut bilgi ve belgelerin yeterlilik arz etmediği görüşünü bildiren, üç kişilik heyetten alınan 26/09/2019 tarihli bilimsel mütalaanın içeriğine göre, yargılamanın yenilenmesi talebi olarak ileri sürülen delillerin 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 318 ilâ 321. maddeleri uyarınca yargılamanın yenilenmesini gerektirecek mahiyette olup olmadıklarının tespiti bakımından, kabule değer görülerek, toplanacak diğer delillerle birlikte değerlendirildikten sonra, yargılamanın yenilenmesinin kabul veya reddine karar verilmesinin uygun olacağı gözetilmeden, itirazın...

                      UYAP Entegrasyonu