Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

edilememesi nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi davasının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

Esas dava; yoksulluk nafakasının artırımı ve yardım nafakası istemine ilişkindir. Karşı dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması, olmadığı takdirde indirilmesi istemine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; müşterek çocuk dava tarihi itibariyle reşit olup, TMK'nun 405. Maddesi gereğince kısıtlanmasına karar verildiği, annesi Aylin Gence'nin veli olarak atandığı anlaşılmaktadır. Olayları izah taraflara, hukuki niteleme hakime ait bir görevdir. Somut olayda çocuk için istenilen nafaka mahiyeti itibariyle TMK'nun 364/1. maddesi gereğince yardım nafakası niteliğindedir. TMK.'nun 364/1. maddesinde; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemesi yer almaktadır....

Nafaka alacaklısının, evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluk nafakasının kaldırılması sebebidir (TMK m.176/2). Bu düzenlemeye göre, yoksulluk nafakasının kaldırılması için, aynen evlilik gibi ortak bir hayat kurularak, fiilen birlikte yaşamak gerektiği açıkça belirtilmiştir. Somut olayda ise, dosyadaki tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde, davalının davacıdan boşandıktan sonra başka bir şahıs ile "Evlenme olmaksızın fiilen birlikte yaşadığına" dair somut, inandırıcı delil bulunmadığı, yoksulluk nafakasının indirilmesi için yasanın aradığı koşulların da oluşmadığı anlaşıldığından, davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu davanın kabulü yönünden hüküm kurulması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

    Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde; davalının, davacının çocuğu olduğu, reşit olmakla birlikte eğitimine devam ettiği, sürekli ve düzenli bir gelirinin, gelir getiren bir mal varlığının bulunmadığı, halen nafakaya ihtiyacının olduğu, davacının mali ve sosyal durumunda yardım nafakasının kaldırılmasını ya da miktarının indirilmesini gerektirecek nitelikte bir azalmanın söz konusu olmadığı, yine davacının ekonomik ve sosyal durumu, davalının ihtiyaçları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendiğinde davalının almakta olduğu yardım nafakasının miktarının da makul olduğu, yardım nafakasının kaldırılması şartlarının oluşmadığı, ayrıca son celseye katılan tarafların beyanlarının alındığı, sonuç itibariyle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davacının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Yargılama konusu yoksulluk nafakasının kaldırılması; olmadığı takdirde 100,00 TL'ye indirilmesi istemini içerir dava ise yoksulluk nafakası kararının kesinleştiği tarihten 38 gün sonra (30.12.2011) de açılmıştır; sözkonusu tarihler arasında tarafların sosyo ekonomik koşullarında 4721 sayılı TMK md. 176 da sayılan nafakanın kaldırılması ve ya azaltılmasını gerektirir düzeyde bir değişiklik olmamıştır . Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 06.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2021 NUMARASI : 2020/662 E 2021/13 K DAVA KONUSU : Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen mahkemenin kararına karşı, davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulduğu, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderildiği ve istinaf isteminin süresi içerisinde yapıldığı anlaşılmakla dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: HMK 355 maddesine göre, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, Yoksulluk nafakasının kaldırılması/indirilmesi talebine ilişkindir. Tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde özet ile; tarafların Mersin 1....

      aylık 500,00TL indirilmesi ve bahsi geçen protokol maddesinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Öyle ise mahkemece, yukarıdaki ilke ve esaslar gözetilerek ve “çoğun içinde az da bulunur ” kuralı gereğince, nafakanın tamamen kaldırılması yerine, davacının da ekonomik durumunu gözetilerek yoksulluk nafakasının indirilmesi şeklinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.12.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacının işbu davası ile davalı lehine aylık 650,00 TL olarak bağlanmış bulunan yardım nafakasının kaldırılmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesi kararı ile davanın reddine karar verildiği, kararın davacı tarafça istinaf edildiği, kaldırılması istenen 650,00 TL'lik yardım nafakasının bir yıllık miktarının 7.800,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2023 yılı itibariyle miktar veya değeri 17.830,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu anlaşılmakla, kesinlik sınırı altında kalan davacının istinaf talebinin HMK'nın 352 maddesi gereğince reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....

        Otel ve Turizm Meslek Lisesi öğrencisi olduğu sabittir.Olayları izah taraflara hukuki nitelendirme hakime ait bir görevdir.Karşılık davacı ...’nın 01.02.2011 tarihli karşılık dava dilekçesindeki iştirak nafakasının artırımı yönündeki talebi TMK’nun 328/2 ve 364/1 maddesi kapsamında yardım nafakası talebini içermektedir.Mahkemece, karşılık davacı yararına hakkaniyete uygun bir miktar yardım nafakasına hükmolunması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          UYAP Entegrasyonu