Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

çocuğun büyümesi, okul masrafları ve ihtiyaçlarının artması, davalının müşterek çocuğun okul masrafları hususunda müvekkiline herhangi bir maddi yardımda bulunmadığını ve iştirak nafakasının ödenmesi hususunda sorumsuz davranması nedeniyle aylık 150 TL olan iştirak nafakasının aylık 1000 TL'ye çıkartılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Somut olayda; azaltılmasına karar verilen iştirak nafakasının yıllık miktarı (150x12=1.800 TL) ve arttırılması istenen iştirak nafakasının yıllık miktarı (100x12=1.200 TL) karar tarihi itibariyle Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341. maddesi uyarınca belirlenen parasal sınırın altında kalıp, kesin niteliktedir. Bu sebeple, 01/06/1990 gün,1989/3 esas ve 1990/4 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurul Kararı kıyasen uygulanmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 346 ve 352. maddeleri gereğince davalı kadın vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir....

Buna göre, yardım nafakasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken bu hususun kararda gösterilmemesi doğru görülmemiştir. ncak bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün 2.fıkrasında yer alan "TMK.nun 364 vd.maddesi uyarınca aylık 450,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine," ifadesinin " TMK.nun 364 vd.maddesi uyarınca aylık 450,00 TL yardım nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine" ifadelerinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    nın doğum tarihinin 23.03.1996 olduğu, müşterek çocuğun iş bu davanın açıldığı 30.12.2014 tarihinden önce reşit olduğu ve davanın kendisi adına açıldığı, her ne kadar müşterek çocuk için daha önce iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de, müşterek çocuk için bu dava ile talep edilenin yardım nafakası olduğu gözönünde bulundurularak, müşterek çocuk Mina için yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken, iştirak nafakasının artırılması şeklinde karar verilmesi doğru değilse de; belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün 1.bendinde yer alan; "1.200 TL olan yardım nafakasının 100 TL daha artırılarak 1.300 TL ye çıkartılmasına, bu nafakanın" ifadesinin çıkartılarak, yerine "davacı için 1.300 TL yardım nafakasının davalıdan tahsiline" ifadesinin yazılarak hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.03.2016 tarihinde...

      Mahkemece, davacının yardım nafakasına ihtiyacı bulunduğu kabul edilerek yardım nafakasına hükmedilmiş ve davacının eğitiminin hala devam etmesi nedeni ile davacı yararına yardım nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyadaki yazılara, kanuni gerektirici sebeplere, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, yardım nafakasından dava dışı annenin de sorumluluğunun bulunmasına, yardım nafakasının niteliğine göre, hükmedilen nafaka miktarında hakkaniyete aykırı bir durum görülmemiş olup, nafaka miktarının artırılmasının ya da indirilmesinin gerekmemesine göre, taraf vekillerinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir....

      Bu kapsamda davacı tarafın istinaf talebinin kısmen kabulü ile kararın kaldırılarak davacının iştirak nafakasının artırılması taleplerinin kısmen kabulü ile velayetleri davacıya verilen müşterek çocuklar 03/12/2008 doğumlu Yakup ve 05/02/2010 doğumlu Aybüke Gamze için dava tarihinden geçerli olmak üzere her bir çocuk için aylık 1.500- TL. iştirak nafakasına hükmedilmesine, hükmedilen iştirak nafakalarının her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında artırılmasına karar vermek gerekmiştir. Sonuç olarak; davacı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Nevşehir Aile Mahkemesinin 2021/254 Esas, 2022/436 Karar sayılı kararının tamamının kaldırılmasına ve davacının iştirak nafakasının arttırılması davası yönünden esas hakkında yeniden hüküm kurularak aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir....

      Maddesindeki hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davacı lehine hükmedilen yardım nafakası miktarının yüksek olduğu, daha uygun miktarda yardım nafakasına hükmedilmesi gerektiği anlaşıldığından davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, bu konuda yeniden düzenleme yapılarak davacının davasının kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren aylık 800,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, takdir edilen nafakanın karar tarihinden sonra gelecek her yıl TÜİK tarafından belirlenecek ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince özetle; yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, müşterek çocuk yararına daha önce hükmedilen iştirak nafakasının aylık 800 TL'ye çıkarılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın süresinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddi ve iştirak nafakasının artırım miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. GEREKÇE : Davalar; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılması istemine ilişkindir. Yoksulluk nafakasının arttırılması davası yönünden; TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....

      incelenmesinde; TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir....

        Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....

          UYAP Entegrasyonu