İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına dava tarihinden itibaren başlamak üzere aylık 700,00 TL yardım nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmedilmiştir. Davalı; kabul edilen yardım nafakası davasına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, yardım nafakası talebine ilişkindir. Davalının; hükmedilen yardım nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Davalının davacı lehine hükmolunan yardım nafakasının miktarına yönelik istinaf talebinin incelenmesine gelince; İlk hükümde davacı yararına hükmedilen yardım nafakası davacı tarafından istinaf edilmemiş, böylelikle ilk hükümdeki 1.000 TL’lik yardım nafakası miktarı davalı anne bakımından usuli kazanılmış hak oluşturmuştur. Bu husus gözetilmeden, ikinci kararda ilk hükümde belirlenen miktar aşılarak davacı yararına 1.300 TL yardım nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı tarafın bu hususa değinen istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının tamamının kaldırılmasına, davacı yararına 1.000 TL yardım nafakasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olarak hükmedilen yardım nafakası miktarının dosya kapsamına, hakkaniyete ve nafaka alacaklısının ihtiyaçlarına uygun olduğu değerlendirilerek; davacının istinaf başvurusun esastan reddine, mahkemece verilen yardım nafakasının miktar itibariyle davalı açısından kesin olduğundan davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminat taleplerinin reddi ve birleşen tedbir nafakası davası hakkında karar verilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Hükmü temyiz eden davalı-karşı davacı kadın adli yardım talebinde bulunmuştur....
TMK.nun 365/2 maddesinde; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" 365/4.maddesinde de; "Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir." düzenlemeleri yeralmaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için; nafaka isteyenin, yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Yoksulluğa düşme terimi açıkça çok sıkıntılı bir durumu ve ağır ekonomik koşulları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemelidir. Yoksa, yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması veya bir zenginleşme aracı olarak kullanılması söz konusu değildir. Okumakta olan kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise; ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Dosyanın incelenmesinden, davalı babanın emekli olup, aylık 920 TL emekli maaşının olduğu, ayrıca erkek öğrenci yurdu işlettiği, davacının ise özel bir üniversitede eğitim gördüğü anlaşılmıştır....
Davacı vekili; hükmedilen yardım nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir. Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve baba, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdür. (TMK m. 328/2) Diğer taraftan; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (TMK m.364) Eğitimine devam eden ergin birey, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/02/2022 NUMARASI : 2021/695 ESAS-2022/127 KARAR DAVA KONUSU : Yardım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davacının üniversite öğrencisi olduğunu, Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği bölümünü kazandığını belirterek davacı yararına aylık 2.500,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı erkek, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile davacı yararına aylık 650,00 TL yardım nafakasına hükmedilmiştir. Davacı vekili; hükmedilen yardım nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir. Kural olarak; anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....