"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *yardım nafakası isteğine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 01.02.2002 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay * 3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 23.06.2008...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Torunla Kişisel İlişki Kurulması - Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalılar tarafından kişisel ilişki süresi ve kabul edilen yardım nafakası davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalıların kabul edilen yardım nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2018 tarihinden itibaren 2.590 TL'ye çıkarılmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 gün ve 2005/3-169 esas 235 karar sayılı ilamı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Buna göre mahkemece, davanın yardım nafakası istemine lişkin olduğu göz önüne alınarak, hükümde 400,00 TL yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken, nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir. ./.. -2- SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün 2. bendinde yer alan "...iştirak..." ifadesinin hükümden çıkartılarak yerine "...yardım..." ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.03.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dava, yardım nafakası istemine ilişkindir. Anne ve babanın boşandıkları, davacı çocuğun ergin olması nedeniyle iştirak nafakasının sona erdiği, davacının Açık İlköğretim sekizinci sınıfta okuduğu, işi bulunmadığı ve annesiyle kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece; okul giderlerinin devletçe karşılandığı, okula devam mecburiyeti bulunmadığı, davacının iş bulup çalışabileceği belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.Yardım nafakası, yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan yakına yaşaması için gerekli yardımın teminine yönelik ahlaki ve hukuki bir yükümlülük olup, TMK.nun 364. vd. maddelerinde düzenlenmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın, davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Ankara 4....
Ne var ki, kanuna aykırı olan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının ikinci bendinde yazılı “yardım nafakası” ifadesinin çıkartılarak yerine “tedbir nafakası” ifadesi yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 0.90 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davacıya, 70.40 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 17.12.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"yasal düzenlemesi karşısında takdir olunan nafakanın 'tedbir nafakası' olduğu gözardı edilerek 'yardım nafakası' olarak hüküm tesisi doğru değilse de, belirtilen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/VII. maddesi gereğince hükmün 1.bendinde yeralan; "...aylık 500TL yardım nafakası...", ifadesinin çıkarılarak, yerine; 1.bendine "...aylık 500TL tedbir nafakası..." ifadesinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 20.05.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
in temyiz itirazlarına yönelik olarak yapılan incelemede; Dava ;yardım nafakası istemine ilişkindir. TMK.'nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". Aynı maddenin 3.fıkrasına göre de, "Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır." TMK.'nun 365/1 maddesinde; "Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır" hükmüne yer verilmiştir. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir....
Türk Medeni Kanunun 365/2.maddesi '' dava davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir." şeklindeki düzenleme ile yardım nafakası davasını tanımlamıştır. Hukuk Genel Kurulunun 7.10.1998 gün ve 1998/656- 688 sayılı ilamında da "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların..." yoksul kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır....