Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

Davacının adli yardım talebinin öncelikli olarak değerlendirilip bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilerek, talebin kabul edilmesi halinde yargılamaya devam edilmesi, talebin reddi halinde ise davacıya harç yatırması için süre verilmesi , harcın tamamlanması halinde ise delillerin değerlendirilerek davanın esas hakkında karar verilmesi, harcın tamalanmaması halinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi ( Harçlar Kanununun 30- 32 maddeleri ) gerekirken, adli yardım talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden yargılamaya devam edilmesi ve yargılamanın bitirilerek karar verilmesi ve ancak gerekçeli kararda, davacının kabul edilen bir adli yardım talebi varmış gibi dosyanın adli yardım talepli olduğundan bahisle harç ve yargılama giderleri hakkında yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Altsoyun Denkleştirme Alacağı ve Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından yardım nafakası talebi hakkında hüküm kurulmaması, adli yardım isteğinin reddi ve alacak davasının kısmen kabulü yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli müzaharetten yararlanması sebebiyle başlangıçta davacıdan alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.07.2018 (Çrş.)...

    Bu nedenlerle kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiştir. Kişi, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anılan yasa maddesinde sayılan kişilerden yardım nafakası isteyebilir. Yardım nafakası takdir edilirken, yardıma muhtaç olana bakmakla yükümlü diğer kişilerin de gelir durumu araştırılmalıdır. TMK da belirtildiği üzere yardım edilmediği takdirde ilgili şahsın yoksulluğa düşecek olması da ön şartlardan biridir. Bu doğrultuda TMK. 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek yardım nafakasının takdir edilmesi gerekir. Aynı sırada birden fazla nafaka yükümlüsü varsa, ödenecek olan nafaka miktarı ödeme güçleri oranında paylaştırılır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *Türk Medeni Kanununun 364.ncü maddesine dayanan yardım nafakası isteğine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 01.02.2002 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay *3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 19.06.2008...

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm *Türk Medeni Kanununun 364.ncü maddesine dayalı yardım nafakası isteğine ilişkin olup, Yargıtay Başkanlar Kurulu’nun 01.02.2002 tarihli kararının 1. maddesi de gözetilerek inceleme görevi Yargıtay *3. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Dosyanın görevli Yargıtay *3. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 21.02.2008...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yardım Nafakası DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 21.07.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, boşanmadan ayrı açılan yardım nafakası isteğine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 26.07.2016 tarih 2016/263 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 05.08.2016 tarih ve 29792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 19.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davada; davacı reşit evlat üniversite eğitimini devam ettirebilmek için davalı babasından aylık 1.000,00 TL yardım nafakası talep etmiş; mahkemece davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek aylık 300,00 TL yardım nafakasının davalı babadan tahsiline karar verilmiş; hüküm davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir. Dava; yardım nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyuna nafaka vermekle yükümlüdür. Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 328/2 maddesine göre; çocuk ergin olduğu halde eğitime devam ediyorsa, ana ve babasının durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler....

            Her ne kadar davalı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı yardım nafakası kararının çok yaralayıcı ve hukuka aykırı olduğu ve davanın reddi gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de, dosya üzerinde yapılan incelemede, yerel mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde; davacının lise okuduğu, herhangi bir yerden düzenli ve sürekli geliri olmadığı ve yardım edilmediği takdirde yoksulluğa düşeceği, eğitim masrafları, paranın alım gücü, TMK.nun 4.maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi de göz önünde tutularak, davacı tarafın sabit olan davasının kısmen kabulü ile, dava tarihinden geçerli olmak üzere, aylık 475 TL yardım nafakası takdir edilmesinde usul ve esas yönünden herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gibi, yerel mahkemece hükmedilen yardım nafakası miktarının yerinde olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin yardım nafakasına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği kanaat ve düşüncesi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            Dosyadaki belgelerden, çocuğun yardım nafakasına ihtiyacı olduğu ,davalının ödeme gücünün bulunduğu, çocuk adına her ay para yatırılmasının babanın yardım nafakası yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağı açıktır. Mahkemece; yukarıda açıklanan kanun hükümleri ve ilkeler gözetilerek, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve Türk Medeni Kanunu'nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun olacak şekilde çocuğun ihtiyaçlarını giderecek uygun bir yardım nafakası takdiri gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu