vekili dava dilekçesinde; davacı için aylık 500 TL yardım nafakasının davalıdan tahsilini talep etmiş, mahkemece hükmün 1 numaralı bendinde davacı ... için aylık 250 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmiştir. Mahkemece, talep iştirak nafakası olarak isimlendirilmiştir. Eldeki davada talep edilen nafaka, dava dilekçesinin içeriğine göre, yardım nafakasının istemine ilişkin dava mahiyetindedir. Mahkemece nafaka türünün yanlış nitelendirmesi talebin esasını değiştirmez. O halde, mahkemece; davanın yardım nafakası davası olarak nitelendirilmesi gerekirken, iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi ve yazılı şekilde hüküm tesis edilmiş olması doğru görülmemiştir. Bununla birlikte, hükmedilen nafakanın yıllık artış oranına ilişkin yerleşmiş Yargıtay uygulamaları gözönünde bulundurularak .. oranında artışına hükmedilmesi gerekirken.." oranında artırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir.Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Buna göre,mahkemece davacı ...'in talebinin yardım nafakasına ilişkin olduğu kabul edilip; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve üniversite öğrencisi olan davacı ...'in okuduğu okul, yaşı, ihtiyaçları göz önüne alındığında nafaka yükümlüsünün (davalı babanın) gelir durumu nazara alınarak; TMK.4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun yardım nafakasına hükmedilmesi gerekirken; yazılı gerekçe ile davacı ... yönünden yardım nafakası talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde yoksulluğa düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Eğitimine devam etmekte olan kişi kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki, bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bu bağlamda; mahkemece yardım nafakası miktarı belirlenirken; davacının ihtiyaçları ve anne babanın geliri gözönünde bulundurulmalı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulmalıdır.TMK'nın 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi gözetilerek belirlenecek nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olması gerekir....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacılar Herzan ve Alican yönünden Dicle Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/155 Esas ve 2014/97 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasının arttırılması, Safiye yönünden de yardım nafakası talebine ilişkindir. Davacılar vekilinin; yardım nafakası talebinin reddine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; (1)Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. (2) Çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler (TMK md.328). (1) Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. (2) Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. (3) Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır (TMK md.364)....
Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. 28/11/1956 tarih ve 15E-15K sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olup, davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade eder....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; reddedilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuklar lehine hükmolunan nafaka miktarı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; iştirak ve yoksulluk nafakası arttırımı istemine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadının tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Mahkemece; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmak sureti ile davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; aylık 350 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; reşit kız çocuğunun üniversite eğitimini devam ettirebilmek için davalı babasına karşı açtığı yardım nafakası talebine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 364/1 maddesine göre; “Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” Aynı kanunun 365. maddesinin 2.fıkrasında davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir. TMK.'nun 328.maddesinde; anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....
nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür", TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SEYDİŞEHİR ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 02/05/2014 NUMARASI : 2013/387-2014/220 Taraflar arasında görülen yardım nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının öğrenci olduğunu, eğitim giderleri bulunduğunu belirterek 500.00 TL yardım nafakası talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi ile davanın reddini istemiştir. Mahkemece aylık 200.00 TL yardım nafakası takdir edilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 328/1.maddesinde “Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.”...
TMK'nun 364 maddesi gereğince "Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır." TMK'nun 365 maddesi gereğince de; "Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir. Nafakanın, yükümlülerin bir veya bir kaçından istenmesi hakkaniyete aykırıysa hakim, onların nafaka yükümlülüğünü azaltabilir veya kaldırabilir. Dava, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir. Hakim, istem halinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir. Yetkili mahkeme, taraflardan birinin yerleşim yeri mahkemesidir."...