Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca sözkonusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un ....maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir. Somut olayda dosyadaki bilgi ve belgelerden; tarafların baba kız oldukları; davacının........................
Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....
TMK. nun 364/1.maddesinde; "Herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK. nun 365/2 maddesinde; "Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeliri yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih, ... sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....
DAVA KONUSU : Yardım Nafakası KARAR : Taraflar arasındaki yardım nafakası konulu davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesinin yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353- 355 ve 356.maddeleri gereğince dosya incelendi, gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Çeviri Bilim bölümünde Yabancı Dil hazırlık sınıfında okumakta olduğunu, davacının annesi ve babasının boşanması sırasında lehine 400,00 TL iştirak nafakası bağlandığını, reşit olması itibariyle nafakanın kalktığını, barınma, eğitim, yeme içme gibi giderleri dikkate alındığında davalı babasının desteğine ihtiyacı olduğunu özetle belirtilerek dava süresince tedbiren olmak üzere aylık 3.000,00 TL yardım nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmak kaydıyla davalıdan tahsiline karar...
Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinmelerinin sağlanması gerekmez. Somut olayda; davalının davacı babasına her ay 330 TL para gönderdiği, davalı dışında davacının 3 tane kızının bulunduğu, bu çocukların evli olduğu, düşük oranda gelirlerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Diğer yandan, davalının yurt dışında bulunması nedeni hakkında ekonomik ve sosyal durum araştırmasının yapılamadığı tüm dosya kapsamı ile sabittir....
Davacı eşinden boşanmış olup, öncelikle eşinden yoksulluk nafakası talep etmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece öncelikle davacının eşinden yoksulluk nafakası isteme hakkına sahip olup olmadığı, eşin mali ve içtimai durumu araştırılarak, boşanma dava dosyası celbedilerek incelenmeli, eşinden yoksulluk nafakası isteme hakkına sahip olduğunun anlaşılması halinde davanın reddine karar verilmelidir. Aksinin anlaşılması halinde ise; davacının resmi kurumlardan mal varlığı, öğrenim kredisi alıp almadığı araştırılarak, ayrıca davalının gelir durumu ve yükümlülükleri de gözönünde bulundurularak uygun bir miktara hükmedilmelidir. Bu nedenle salt öğrenimine dönmesi nedeniyle, davacı yararına eksik inceleme ile yardım nafakası takdiri, kanunun lafzına ve amacına uygun olmadığı gibi, hükmedilen miktar hakkaniyete de uygun görülmemiştir....
Davada, 1992 doğumlu üniversite öğrencisi davacı, eğitimini sürdürebilmek için davalı annesinden aylık 1.800,00 TL yardım nafakası talep etmiş; mahkemece; davalı annenin ev hanımı olduğu, düzenli gelirinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yardım nafakası istemine ilişkindir. ....328. maddesi gereğince, anne babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Ancak çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa, ana ve baba durum ve koşullarına göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere, eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlüdürler. ...364. maddesinde ise; herkesin yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir. Yardım nafakası aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir....
Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlâk kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır. Aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenlerle kanun koyucu yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanunî bir ödev olarak düzenlemiştir. Buna göre davacı lehine hükmedilen aylık 1.500,00- TL yardım nafakası eğitim ve yaşam giderlerini kapsamakta olup, bu karar davacının anne ve babası arasında görülen anlaşmalı boşanma sırasında imzalanan protokolün 6. maddesini ortadan kaldırmıştır. Artık, davacının davalı babadan ayrıca protokole dayanarak eğitim ve yaşam gideri istemesi doğru değildir. Aksi düşünce babanın iki kez eğitim gideri ödemesi sonucunu doğurur....
Ancak; taraflar evli olup, davacı eş ayrı yaşamda haklılık nedeniyle kendisi ve fiilen baktığı müşterek çocuklar için nafaka talebinde bulunmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle talep edilen nafakalar, tedbir nafakası niteliğindedir.(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı için hükmedilen tedbir nafakasının kararın kesinleşmesinden itibaren yardım nafakası nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Ancak; taraflar evli olup, davacı eş ayrı yaşamda haklılık nedeniyle kendisi ve fiilen baktığı müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle talep edilen nafakalar, tedbir nafakası niteliğindedir.(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; hüküm altına alınan nafakaların kararın kesinleşmesinden itibaren “yardım” ve “iştirak” nafakası olarak nitelendirilmesi, usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişen temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2 nci bendinde yer alan “…ve kararın kesinleşmesini takiben davacı için yardım nafakası, müşterek çocuk için iştirak nafakası olarak DEVAMINA,” ifadesinin çıkartılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 43,95 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, HUMK'nun 438'nci maddesinin 7'nci bendi uyarınca, 06.05.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....