Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

lehine aylık 1.500 TL yardım nafakası takdirine karar verilmesini talep etmiştir....

Yardım nafakasına karar verilebilmesi için nafaka isteyenin yardım edilmemesi halinde zarurete düşeceğinin anlaşılması gerekmektedir. Zarurete düşme terimi çok sıkıntılı bir durumu ve ekonomik şartları ifade eder. Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise, ana-babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

nafakası olarak devamı ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, yardım nafakasının karar tarihi itibariyle her yıl ÜFE oranında arttırılmasına..." karar verilmiştir....

HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmadığı gibi, aile bağlarının herhangi bir nedenle zayıflamış olması da yükümlülüğü ortadan kaldıran bir neden olarak düzenlenmemiştir. Kanun koyucu, yardım nafakasını kişinin ve toplumun vicdanına bırakmamış, kanuni bir ödev olarak düzenlemiş olup, TMK'nın 364/1 maddesinde; herkesin yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt ve üst soyuna nafaka vermekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır. Aynı Kanun'un 365. maddesinin 2. fıkrasında ise davanın; davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibaret olduğu düzenlenmiştir....

Hükmedilecek yardım nafakasının miktarı yalnızca söz konusu sıkıntılı durumu önlemeye matuftur. Yardım nafakası yoluyla nafaka isteyenin geçiminin ve her türlü gereksinimlerinin sağlanması gerekmez. Eğitimine devam eden reşit birey kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise ana babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebilir. Ne var ki; bunu vermekle yükümlü tutulacak kişilerin geçim sıkıntısına düşürülmemesi asıldır. Bunun için belirlenen nafakanın; davacının geçinmesi için yeterli, nafaka yükümlüsünün geliriyle orantılı olacak şekilde Medeni Kanun'un 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de gözetilerek takdir edilmesi gerekir....

Toplanan delillerden, halen eğitimine devam etmekte olup yeterli geliri ve malvarlığı bulunmayan davacı yararına Türk Medeni Kanununun 328/2, 364/1 ve 365/2 maddesinde düzenlenen yardım nafakası koşullarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Davacının annesinin ve davalının dosya içine alınan bilgi ve belgelere göre sosyo-ekonomik durumu ile ekonomik göstergeler, TMK'nun 4. Maddesindeki hakkaniyet ilkesi nazara alındığında; mahkemece, davalı babanın öğrenim gören davacı kızına ödemesine karar verilen yardım nafakası hakkaniyete uygun olup, nafakanın arttırılması gerekmediğinden davacı tarafın nafaka miktarına ilişkin itirazları haklı bulunmamıştır....

Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönlerinden bozulmasına, temyize konu diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, davalı-davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarları artırılarak karar verilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararının davalı-davacı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir. Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir....

    nun 364/1.maddesinde; "herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür". TMK.'nun 365/2 maddesinde; "dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne uygun bir yardım isteminden ibarettir" düzenlemeleri yer almaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 07.06.1998 tarih, 1998/656 E; 688 K.sayılı ilamında da; "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların yoksul kabul edilmesi gerektiği..." vurgulanmıştır. Yardım nafakası, aile bireylerini yoksulluk ve düşkünlükten kurtarmaya ilişkin bir nevi sosyal yardımlaşma olup, ahlak kuralları ile geleneklerin zorunlu kıldığı bir ödevdir. Yardım nafakası isteyenin kusuru ile yardıma muhtaç duruma düşmüş olması, yükümlüyü borcundan kurtarmamaktadır....

    Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeler ve açıklamalar çerçevesinde davacı tarafın istinaf talebinin incelenmesinde; davacının üniversite öğrencisi olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacının yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, daha önce hükmedilen nafaka tarihinden, dava tarihine kadar geçen süre ile özellikle nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında davacı lehine hükmedilen nafaka artırım miktarının az olduğu anlaşılmakla davacı tarafın istinaf talebinin HMK.nun 353/1- b-2. maddesi uyarınca kabulü ile kararın kaldırılarak davacının yardım nafakası talebinin kısmen kabulü ile davacının yardım nafakası talebinin kısmen kabulü ile Dairemizce yapılan değerlendirme neticesinde davacı lehine aylık 750,00- TL. yardım nafakasına, hükmedilen yardım nafakasının takip eden her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmetmek gerekmiştir....

    Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının dava dilekçesiyle davalıdan aylık 1.500 TL yardım nafakası talebinde bulunduğu, davalının duruşmaya gelerek aylık 1.000 TL yardım nafakası ödemeyi kabul ettiğini beyan ettiği, davacının da davalı tarafından teklif edilen tutarı kabul ettiğini beyan ettiği, tarafların bu şekilde sulh oldukları ve mahkemece tarafların sulh beyanları doğrultusunda karar verildiği anlaşılmakla, davalının daha sonradan farklı gerekçelerle yaptığı ve yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Kocaeli 3....

    UYAP Entegrasyonu