Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece anılan ihtarlar üzerine projeye onay vermemesi nedeniyle arsa malikinin temerrüde düştüğü kabul edilerek, arsa malikinin tadilat projesini onayladığını yükleniciye bildirdiği 03.03.2009 tarihi esas alınarak, kalan eksikliklerin giderilmesi için bir aylık sürenin yeterli olduğu gerekçesiyle ... aylık gecikme tazminatına karar verilmiştir. Ancak, sözleşme hükümlerine göre yapı kullanım belgesi alınmak suretiyle arsa malikine ait bağımsız bölümleri teslim yükümlülüğü yükleniciye aittir. Yapı kullanım izin belgesi ise yargılama sırasında eksiklikler giderildikten sonra ....01.2010 tarihinde alınmıştır....

    Davaya konu olayının gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte olan TBK’nun 69. maddesi “Bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk- bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir....

    G E R E K Ç E Uyuşmazlık, 6098 Sayılı TBK'nun 69 (818 Sayılı BK 58) maddesi gereğince yapı malikinin kusursuz sorumluluğuna dayalı maddi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır. İDM'nce yukarıda gösterilen gerekçelerle maddi tazminat isteminin tam kabulüne karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesi gereğince re'sen gözetilecekler dışında istinaf dilekçesinde gösterilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan incelemede; (I) Davalı MUSKİ vekili idari yargının görevli olduğunu ileri sürmektedir....

    Hemen önemle belirtilmelidir ki Türk Borçlar Kanunu'nun 69.maddesine göre, bir binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararları gidermekle yükümlüdür. Yapı malikinin sorumluluğu burada, özen ilkesine dayanmaktadır. Ancak TBK. m.69'de öngörülen sorumluluğun söz konusu olması için, yapı eserinin yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden kaynaklanan bir zararın doğması gerekir. Eş söyleyiş ile meydana gelen zarar ile yapı eserinin bozukluğu ve ya bakım eksikliği şeklindeki eylem arasında illiyet bağı olması gerekir. Yapı eseri sahibi ancak, davacının kusuru, üçüncü kişinin kusuru ve mücbir sebebin varlığı ile bu illiyet bağının kesildiğini ispatlaması halinde sorumluluktan kurtulabilecektir....

      ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/664 Esas KARAR NO : 2021/818 DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat) DAVA TARİHİ : 13/07/2018 KARAR TARİHİ : 23/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi nezdinde ... no'lu ... Sigorta Poliçesi ile sigortalı bulunan ... ...'ın faaliyet gösterdiği ... Mah. ......

        , yıkım işleminin usulüne uygun şekilde gerçekleştiğini ve hakkın kullanılması niteliğinde olduğunu müvekkillerinden tazminat isteminde bulunulmasını gerektirecek bir durumun bulunmadığını, dava konusu yapının mevcut durumunda müvekkillerinden kaynaklanan herhangi bir eylem ve dolayısıyla da haksız fiil bulunmadığını, bu doğrultuda yerel mahkemenin kararında müvekkillerinden T8'ın haksız fiil, diğer müvekkillerinin ise taşınmaz malikinin sorumluluğu gereği zararı tazmin etmesi gerektiği sonucuna varılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca hükme esas alınan bilirkişi raporunda tecavüzlü kısımların arsa ve yapı değerlerinin ayrı ayrı hesaplanmış olup kabul etmemekle birlikte şayet tazminat yönünden bir hüküm kurulacak ise sadece tecavüzlü kısımlara ait yapı değerleri dikkate alınarak davacıların taşınmazdaki hisselerine tekabül eden kısımlar için hüküm kurulması gerektiğini, dava konusu ahşap evin müvekkillerine ait 27 Parsel taşınmaz yıkılmadan ve yerine inşaat yapılmadan önce de...

        Davalı Demirtaşlar Yapı Denetim Ltd....

        Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine (muhik) bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyiniyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemiyeceği, aynı Yasa'nın 723.maddesinde belirtilmiştir. Bu durumda, 04.03.1953 tarihli ve 10/3 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa, iyi veya kötüniyete göre, haklı (muhik) tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği, arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir....

          BK'nın 69. maddesine dayanan bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğuna dayalı tazminat isteminden ibarettir. Enerji nakil hatları da maddede belirtilen yapı eseri kapsamında olduğundan enerji nakil hattının sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur. TBK'nın madde 69'da öngörülen sorumluluğun söz konusu olması için, yapı eserinin yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden bir zararın doğması gerekir. Anılan maddedeki sorumluluk kusura dayanmayan kusursuz sorumluluk hallerinden olup, yapı eseri sahibi ancak, davacının kusuru, üçüncü kişinin kusuru ve mücbir sebebin varlığının ispatı halinde sorumluluktan kurtulabilir....

            Türk Medeni Kanununun 723. maddesindeki düzenlemede ise; a)Malzeme sahibinin iyiniyetli olması halinde; aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin malvarlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahibine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerektiği, b)Malzeme sahibi iyiniyetli değilse; tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği belirtilmiştir. Bu durumda, 04.03.l953 tarihli ve 10/3 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararının gerekçesinde benimsenen ve uygulamada kararlılık kazanmış ilke uyarınca aşırı zarar nedeniyle yapı yıkılamıyorsa veya ağaçlar sökülemiyorsa, iyi veya kötüniyete göre, muhik tazminat veya en az levazım bedelini ödeyip ödemeyeceği arsa malikinden sorulmalı, kabul ettiği takdirde bu bedel karşılığı yapının taşınmaz malikine aidiyetine karar verilmeli, aksi halde yıkım isteği reddedilmelidir....

            UYAP Entegrasyonu