Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup da zarar gören kimselerin taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren onbeş gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyiniyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan sübjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır. Durum ve koşulların haklı göstermesi şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususlar anlaşılmalıdır....

    Bu açıklamalar ışında somut olay değerlendirildiğinde; Davacı, davalı yüklenicinin sığınağın tam yapılmaması sebebiyle iskan ruhsatı alınamamasından kaynaklı sığınağın davalı tarafından yapılması, terditli maddi ve manevi olarak zarara uğradığını iddia ederek tazminat talebinde bulunmuştur. Davaya konu olan 9 nolu bağımsız bölümün tapu kaydının incelenmesinde, dava dışı Azime Kerom kayıtlı iken 12/07/2016 tarihinde satış yoluyla davacıya devredildiği görülmektedir. Dosya kapsamında mevcut satım sözleşmesinde de satıcı olarak İrfan Demirtürk'ün alıcı olarak ise davacının yer aldığı görülmektedir. Davaya konu yapının inşaat ruhsatında ve yapı kullanma izin belgesinde Mehmet Demirkol-Sertaç Ünlü, yapı müteahhidinin T3 olduğu görülmektedir. Yapı kullanma izin belgesinin 27/02/2019 tarihinde alınmış olduğu gözetildiğinde davalı yüklenici tarafından eksik ifa söz konusu olduğu sabittir....

    Davacıların temliken tescil talepleri reddedildiğine göre, yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mal varlığında sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme sahiplerine muhik (haklı) bir tazminat vermesi gerekir. Ancak, malzeme sahibi iyiniyetli değilse, tazminat miktarı, levazımın en az kıymetini geçemez. Davacıların murisinin iyiniyetli olduğu kanıtlanamadığından temliken tescile yönelik ... iptali ve tescil talebi reddedildiğinden, inşaatın asgari levazım bedeli olan 57.176,19TL tazminat isteğinin kabulüne yönelik yerel mahkeme kararının onanması gerekir. Açıklanan nedenle sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyoruz....

      Dosya kapsamında uyap üzerinden yapılan taşınmaz yapı sorgulamasından da anlaşılacağı üzere davaya konu zararın meydana geldiği taşınmazın kat mülkiyetine geçtiği anlaşılmıştır. Somut olayda, davacı sigorta şirketi olup davalılardan rücuen tazminat talebinin nedeni yapı malikinin sorumluluğu olması nedeniyle kat mülkiyetine dayalı bina yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanmaktadır. Kat mülkiyetinden kaynaklanan davalarda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup davacı sigorta şirketi davayı sigortalısına halefen açmış olup görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Dava dışı sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkide kat mülkiyeti hukuku ilişkisinden kaynaklı hükümler uygulanacağından bu kanundan doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesi olup mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır....

        BK 58.) maddesinde düzenlenen bina ve yapı eseri malikinin sorumluluğu, kusursuz sorumluluk türü olan özen (olağan sebep) sorumluluğudur. 6098 sayılı TBK'nun 69/1. maddesinde "Bir bina veya imal olunan herhangi bir şeyin maliki, o şeyin fena yapılmasından yahut muhafazadaki kusurundan dolayı mesul olur" denilmektedir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir....

        G E R E K Ç E Uyuşmazlık, haksız fiil niteliğinde meydana gelen yangın nedeniyle yapı malikinin sorumluluğa dayalı maddi ve manevi tazminat isteminden kaynaklanmaktadır....

        Kural olarak iyi niyetin ispatı 14.2.1951 tarih 17/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca taşkın yapı malikine ait ise de, iyiniyet sav ve savunması def'i olmayıp itiraz niteliği taşıdığından ve kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece kendiliğinden (re'sen) göz önünde tutulmalıdır. Ancak, komşu taşınmaz malikinin veya o taşınmazda mülkiyetten başka ayni hak sahibi olup da zarar gören kimselerin, taşınmaza elatıldığını öğrendikleri tarihten itibaren 15 gün içerisinde itiraz etmeleri, yapı malikinin iyi niyetli sayılması olanağını ortadan kaldırır. İtiraz hiçbir şekle bağlı değildir. Yapının ilerlemesini zararın büyümesini önlemek için konan bu sürenin başlangıcını objektif olarak saptamak, yapının görünebilir hale gelme tarihinden başlatmak, taşırılan taşınmaz malikinin öğrenmesine engel olan subjektif (öznel) nedenleri dikkate almamak gerekir. Aksine düşünce bu yöndeki yasa koyucunun amacını ortadan kaldırır....

          Mahkemece yapı alacaklısı ipoteğinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, davanın 3 aylık hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı ve malikin yeterli güvence gösterip göstermediği hususlarında herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Yukarıda ayrıntılı biçimde açıklandığı üzere, taşınmaz maliki ile alt yüklenici arasında doğrudan eser sözleşmesi ilişkisi bulunmasa bile taşınmaz maliki, alt yüklenicinin yükleniciden olan yapı alacaklarından kanun gereği sorumlu olup ona ipotek vermekle yükümlüdür (4721 sayılı TMK m. 893/3 ve 895). Taşınmaz malikinin kanuni ipotek yükümlülüğü, yalnızca akdî ilişki nedeniyle sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olan yapı alacaklılarına karşı değil, kanun gereği sorumlu olduğu yapı alacakları için akidi olmayan yapı alacaklılarına karşı da söz konusudur....

            Davacı vekili, müvekkiline ait, davalı nezdinde zorunlu deprem sigortalı konutların meydana gelen depremde hasarlandığını açıklayıp tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece davacının dask poliçesi düzenlenirken yapının az hasarlı olduğunu beyan etmeyerek gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu, yapının projeye uygun olarak inşa edilmemiş olması ve yapı kullanma izin belgesinin bulunmaması, davacının evinin yapımından kaynaklı kusurlu olduğu, bu bağlamda depremden bağımsız olarak binanın kendi kusurlu yapısından kaynaklı zararın mevcut olabileceği gerekçesi ile davacının talebinde haklı olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir....

              Diğer taraftan, somut olayda; yine taraflar arasındaki Dörtyol Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/119-310 esasında kayıtlı davanın yargılaması sonucu daha önce vekaleten satış suretiyle davacı kooperatif mülkiyetine geçen 18 parsel satışının kayıt malikinin vekili ile kooperatif arasında el ve işbirliği sonucu kayıt malikinin zararına davranılarak yapıldığı saptanmıştır. Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 22.10.2002 tarihli ilamında yapılan bu saptama temliken tescil isteminde bulunan davacı ve davalı kooperatifin kötü niyetli olduğunu gösterir. Kötü niyet sahibi üçüncü kişi Türk Medeni Kanunun 724.maddesinden yararlanarak yapının değerinin açıkça arazi değerinden fazla olduğunu ileri sürüp uygun bir bedel karşılığında yapı nedeniyle arazi mülkiyetinin geçirilmesini isteyemez. Mahkemece bu saptama gözetilerek Türk Medeni Kanunun 724.maddesine dayalı temliken tescil isteminin reddi usul ve yasaya uygundur....

                UYAP Entegrasyonu