Aile Mahkemesi TARİHİ :19.09.2013 NUMARASI :Esas no:2013/493 Karar no:2013/593 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, duruşmalı temyiz edilmiş ise de, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde yabancı mahkeme kararlarının tenfizi ve tanınması hakkında verilen kararların Yargıtay incelemesinin duruşmalı yapılacağına ilişkin hüküm bulunmadığından, davacının duruşma isteğinin reddine karar verildi....
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş aslı ile tercümesinin ibraz edildiği fakat yabancı mahkeme kararının taraflara tebliğine ilişkin tebliğ evraklarının ibraz edilmediği, yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti kamu düzenine ilişkin olup bu hususun mahkeme tarafından resen ele alınması gerektiği, bu durumda yabancı mahkeme kararının usulüne uygun olarak kesinleşmediği, tanınması talep edilen mahkeme kararının MÖHUK m. 53’te belirtilen şartları taşımadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, yabancı mahkeme kararının tanınması istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
Sözleşmesine göre tenfizi istenen kararın davalı açısından bağlayıcı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı hakem kararının tenfizi istemine ilişkindir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun'un 60-63. maddeleri arasında yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi düzenlenmiştir. Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası andlaşmalar kapsamında bulunmayan uyuşmazlıklarda adı geçen kanun hükümlerinin uygulanması söz konusu olmakla birlikte, “Türkiye’de Yabancı Hakem Kararlarının Tanınması ve İcrası Hakkındaki ... Haziran 1958 tarihli ..... Sözleşmesi” 08.05.1991 tarih ve 3731 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olduğundan ve yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizinde, bu sözleşme hükümlerinin öncelikle uygulanması gerekli olduğundan, .... kapsamına giren hakem kararlarının alanı oldukça daralmıştır. Bununla beraber, Türkiye’nin ........
Yabancı mahkemenin 29/04/2015 tarihli nafaka hükmünün tanıma ve tenfizine karar verildiğine göre artık bu hüküm Türkiye de icra edilebilir bir hüküm niteliğindedir. Tanıma ve tenfizine karar verilen yabancı mahkeme kararı kesinleştiği tarihten itibaren hüküm ve sonuç doğurur. Temyiz talebine konu iş bu davada tanıma ve tenfiz talep edilen 29.1.2019 tarihli yabancı mahkeme kararı ise 29.04.2015 tarihli yabancı mahkeme kararında hükmedilen nafakanın ödenmemesi nedeniyle aynı dosya üzerinden davacının talebi üzerine birikmiş nafaka alacağının belirlendiği tespit hükmü niteliğinde bir yabancı mahkeme kararı olup, bu karara yönelik tanıma ve tenfiz isteminde davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hal böyle iken mahkemece davacının hukuki yararı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; davacı tarafça yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi için dava açıldığı ancak yabancı mahkeme kararının kesinleştiğine dair belgenin sunulmadığı, eksikliğin tamamlanması için davacı vekiline kesin süre verildiği, verilen kesin sürede de bu eksikliğin tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir....
HUKUK DAİRESİ Dava; tacirler arası mal alım satımından kaynaklanan yabancı hakem kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 14/12/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yabancı mahkemenin almış olduğu kararın tanınması ve tenfizin mümkün olmadığı, taşınmazlar bakımından taşınmazın bulunduğu ülke hukukunun dikkate alınacağı, Türkiye'de bulunan taşınmazlar için herhangi bir tasarrufta bulunamayacakları, zira Türkiye'de mal rejiminin tasfiyesi gerçekleşebilmesi için boşanma kararının kesinleşmiş olması gerektiği, boşanma kararı tanınmadan böyle bir tasarrufta bulunamayacağı, boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme kararının Türkiye'deki malları kapsamayacağı, taşınmazın aynına ilişkin konularda yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizinin mümkün olmadığı, taşınmazın aynına ilişkin davanın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmesi nedeniyle kararın bozulmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; yabancı mahkeme ilamının tanıma ve tenfizine ilişkindir....
Ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı olduğu için yabancı kararda uygulanmış olan usul ve tespitler tanıma ve tenfiz davasının inceleme konusu dışındadır. Tanınması ve tenfizi istenen kararda davalının usulüne uygun tebligata rağmen duruşmaya katılmadığı, yasa gereği davalının katılımı olmadan davaya devam edilmesine karar verildiği belirtilmiştir. Yabancı unsurlu davalarda yargılama usulü ile ilgili sorunlar hakimin hukukuna ( Lex Fori ) tabidir (YAR. 2. HD. E. 2014/25332 , K. 2014/25398, T. 11.12.2014 sayılı ilamı). Azerbaycan Cumhuriyet ile Türkiye Cumhuriyeti arasında mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi hakkında sözleşme de bulunmaktadır....
Hukuk Dairesi Dosya No: 2020/1510 Karar No:2020/1756 numaralı kararında da bahsedildiği üzere tanınması istenen ilam vasiliğe ilişkin olsa dahi ilgili ilamın kesinleşme kararı olmaksızın yabancı mahkeme ilamının tanınmasına veya tenfizine karar verilemeyecektir. 5718 sayılı Yasanın 53/1- b maddesine göre; İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Yasa, tenfizi ya da tanınması istenilen yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olmasını ön koşul olarak kabul etmiştir. Davacı kesinleşmiş yabancı mahkeme kararını dava dilekçesine eklemediği gibi mahkemece verilen sürelerde de ibraz edememiş olması nedeni ile davanın reddine" karar verilmiştir....