MAHKEME KARARI: Bakırköy 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi Dairemizin kaldırma kararından sonra yaptığı yargılama sonucunda; 26/11/2019 tarihli 2017/66 E. - 2019/397 K. sayılı kararıyla; "...tenfizi istenen yabancı mahkeme kararlarının Almanya'daki marka tecavüzlerine ilişkin olup, kararların tetkikinden, usulen kesinleştiği anlaşılmıştır. Yabancı mahkeme kararının yargılama giderine ilişkin kısmının tenfizi istenmektedir. MÖHUK'un 54/c. maddesi hükmüne göre tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, yabancı kararın elde edilmesinde uygulanan yabancı hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenmesi esasen söz konusu olmaması, tenfiz kararı verecek hakimin yabancı hakimin bu karara hangi kanunu, nasıl uyguladığını inceleme yetkisine sahip bulunmaması karşısında davalı savunmalarına itibar edilmeyerek davanın kabulü ile, MÖHUK 54. Maddesine öngörülen koşulları taşıyan yabancı mahkeme kararlarının tenfizine" karar verilmiştir....
Mahkemece, ‘--verilen süre içerisinde apostil şerhi, mahkeme kararı sureti sunulmuşsa da bahsedilen mahkeme kararının kesinleştiğini gösterir yetkili makamlarca onaylanmış herhangi bir belge ve yazı bulunmadığı ve kesinleşmemiş mahkeme kararlarının MÖHUK maddeleri gereğince tenfizi mümkün olmadığı‘ gerekçesiyle ‘verilen kesin süreler içinde tanıma ve tenfizi istenilen yabancı mahkeme ilamının kesinleşme şerhi veya onaylı örneği sunulmadığından HMK 115/2 md gereğince ön şart yokluğu nedeniyle davanın USULDEN REDDİNE’ karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince ‘--Apostil şerhi mahkeme kararının kesinleşip kesinleşmediğini göstermez. ---Tanıma ve tenfizi istenilen mahkeme kararının yetkili makamlarca onaylanarak kesinleştirilmesi gerekir....
İlke olarak, her mahkeme kendi usul hükümlerini uygular (lex fori ilkesi). Bu sebeple yabancı mahkemenin uyguladığı usulün, Türk usul hukukundan farklı olması Türk kamu düzeninin müdahalesi için bir gerekçe değildir. Yabancı mahkemenin davada kullandığı “dava usulü” de Türk kamu düzeninin müdahalesini gerektiren bir usul değildir. Türk tenfiz hukuku yabancı mahkeme kararlarının taşıdığı “hükümlerin” açıkça Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceği konusu ile ilgilenir. Bu kapsamda yabancı mahkeme kararlarının alınış sürecindeki usul tenfiz hâkimi tarafından incelenip nazara alınamaz. Yabancı mahkeme kararı, verildiği ülkenin usul hukuku kuralı “ lex fori” kuralına tabidir. Tenfiz şartları bu kuralların nasıl ve hangi ölçüde tenfizi engelleyeceğini ayrı ayrı göstermiştir. 21....
Bu nedenle dairemizce dosya üzerinden yapılan incelemede: Dava vesayet kararına ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizine ilişkindir. 5718 sayılı MÖHUK’da yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi için uyulması gerekli usulî işlemlere ilişkin olarak, 50 ilâ 53. ve 55 ilâ 57. maddeler arasında esas itibarıyla tenfiz usulünün kapsamlı olarak düzenlendiği, tanımaya ilişkin usulî işlemlerin ise tenfize ilişkin hükümlere tabi tutulduğu anlaşılmaktadır (MÖHUK m. 58/1)....
Yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşlarına, yabancı mahkemece verilen kayyımlık kararının tanınmaması halinde, aynı davayı Türk mahkemelerinde açmaya zorlama, 5718 sayılı Kanun'un amacına aykırı olmaktadır." Bu bağlamda Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilen vesayete ilişkin ilamların tanınması ve tenfizine yasal engel bulunmadığı anlaşılmaktadır. Vesayete ilişkin yabancı mahkeme kararlarının kesinleşmesi yönünden ise "5718 Sayılı Kanunun 50. md.’si gereği tenfize konu olacak mahkeme kararlarının verildiği ülke kanunlarına göre kesinleşmiş olması gerekmektedir. Yabancı mahkeme kararının; kesin hüküm etkisi yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade eder (MÖHUK 59. md.). Netice itibariyle bu karara kesin hüküm kuvvetini verildiği ülkenin usul kuralları verecektir. Bu kararın tanınmasını ve tenfizini isteyen taraf, söz konusu yabancı ilamın kesinleştiğini gösteren belgeyi ibraz etmek zorundadır (MÖHUK 53(1 b))....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, --------Asliye Mahkemesi tespit kararının tenfizi talebine ilişkindir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un ikinci kısmının ikinci bölümünde düzenlenmiştir. Kanunun 50 ilâ 57.maddeleri tenfize, 58 ile 59.maddeleri ise tanımaya ilişkindir. 5718 sayılı Kanun'un; “Tenfiz Kararı” başlıklı 50.maddesinin 1.fıkrası uyarınca: “Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların ------ icra olunabilmesi yetkili ---- mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.”...
Yabancı hakem kararlarının tanınması ve tenfizi davalarında yetkili mahkeme hangisi olacağı 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 43/2.maddesinde düzenlenmiştir. Hükme göre yabancı mahkeme kararlarının tenfizi tarafların yazılı olarak kararlaştırdıkları yer Asliye Mahkemesinden istenir. Taraflar arasında böyle bir anlaşma olmadığı takdirde, aleyhine karar verilen tarafın Türkiye’deki ikametgahı, yoksa sakin olduğu bu da yoksa icraya konu teşkil edebilecek malların bulunduğu yer mahkemesi yetkili sayılır. Davalı Anonim Şirket olup, ticari merkezi Denizlinin ... İlçesinde bulunduğundan Medeni Kanunun 51.maddesine göre tenfiz davasında Denizli Honaz Mahkemesi yetkilidir. Yazışmalarda başka adresin kullanılması tüzel kişinin ticari merkezinin yazışmalarda kullanılan adres olduğu anlamına gelmez. Mahkemece bu yönler gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Kaldı ki revizyon yasağı gereği eldeki tenfiz davasının konusu da değildir.Sunulan belgeler incelendiğinde, milletler arası özel hukuk ve usul hukuku hakkındaki kanunun 50.maddesinde düzenlenen yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tenfizi yönünden yapılan incelemede yabancı mahkeme kararının münhasıran -------- Mahkemelerinin yetkisine giren bir konuda verilmemiş olduğu, hükmün kamu düzenine aykırı olmadığı, davacı ve davalının mahkemeye usulüne uygun çağırıldıkları, davalının savunmasını yaptığı (her üç kararda da davalının kendisini vekille temsil ettirdiği), MÖHUK 54/1/ç bendine de aykırılık bulunmadığı, özetle; yabancı mahkeme kararının tenfiz koşullarının mevcut olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmiş; aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenilen kararın ... ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin ... Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı, ayrıca, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine ilişkin TTK’nın 329 ve 405/2. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ... ......(Asliye Hukuk) Mahkemesi’nin yapmış olduğu yargılama sonucu verdiği karar ... Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü aracılığı ile davalının vekili Av. ...'e 28.12.2009 tarihinde tebliğ edilmiş olup, buna ilişkin tebliğ evrakı dosya içinde yer almaktadır....
Davalı vekili, tahkim yargılamasında müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, verilen kararın Türkiye’de alınan mahkeme kararları ile çeliştiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, Türk mahkemelerince verilmiş ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile çelişen ......2012 tarihli hakem kararı ile adil yargılanma hakkının ihlali suretiyle yapılan tahkim yargılaması sonucu verilen ......2013 tarihli yabancı hakem kararlarının kamu düzenine aykırılık sebebiyle tenfizine dair istemin reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, ......2012 ve ......2013 tarihli yabancı hakem kararlarının tenfizi istemine ilişkindir. Yabancı hakem kararlarının Türkiye’de icra edilebilmesi, tenfiz prosedürüne tabi olduğundan, hakem kararının New York Sözleşmesine göre, tenfiz şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesine gelince; yabancı hakem kararlarının tenfizini engelleyen haller New York Sözleşmesinin (V). maddesinde düzenlenmiştir....