Yabancı olarak nitelendirilen mahkeme kararları ile hakem kararları ancak tanıma veya tenfiz edilebilme koşulu ile ülkemizde sonuç doğurabilir. Tanıma; icra kabiliyetinden ayrı olarak, yabancı mahkeme kararı ya da hakem kararının tanıma işleminin yapıldığı devlet tarafından kabul edilmesi anlamına gelmekte, tenfiz; yabancı mahkeme kararının ya da hakem kararının tenfiz işleminin gerçekleştiği ülkede icra kabiliyeti kazanmasını ifade etmektedir. Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilen ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların ve hakem kararlarının Türkiye'de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesi şartına bağlıdır (5718 sayılı MÖHUK m 50, mülga 2675 sayılı Kanun 34/1.m).Yine bu ön şart yanında 5718 sayılı Kanun 54. maddesinde(mülga 2675 sayılı Kanun'un 38.m) tenfizin şartları da sayılmış bulunmaktadır....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenen kararın usulüne uygun şekilde davalı tarafa tebliğ edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile ... arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözlemesi hükümlerine göre yapılmadığı, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ...Asliye Hukuk Mahkemesinde davalı aleyhine açılan davada davalının kendisini vekille temsil ettirdiği ve kararın usulüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmakta olup, mahkeme karar başlığında da vekilin adı yazılı bulunmaktadır. Bu durumda tenfizi istenen mahkeme kararı usulüne uygun olarak davalının ...'...
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre tenfizi istenen kararın 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usulde tebliğ edilmediği, bu itibarla kesinleşmiş bir kararın mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, adi posta yolu ile kararın davalıya tebliğ edildiği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ......
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre tenfizi istenen kararın 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi'nde belirtilen usulde tebliğ edilmediği, bu itibarla kesinleşmiş bir kararın mevcut olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türkiye ile Almanya arasında 28.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre yapılmadığı, adi posta yolu ile kararın davalıya tebliğ edildiği, dolayısı ile kararın usulünce kesinleşmediği, kesinleşmeyen yabancı mahkeme kararının tenfizinin mümkün bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. Oysa, davaya konu ......
reddini gerektiğini savunmuş ise de, bu dosyanın tetkikinden, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhinde Türkiye'de tescilli markasına dayalı olarak markaya tecavüzün önlenmesi ve tazminat istemi ile derdest dava mevcut ise de, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı Almanya'daki tecavüzlere ilişkin olup, eldeki dava dosyasında ise yabancı mahkeme kararının yargılama giderine ilişkin kısmının tenfizi istendiğinden, bu savunmaya itibar edilmediği, anılan hükmün (c) bendine göre, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının Türk kamu düzenine açıkça aykırı olmaması, yabancı kararın elde edilmesinde uygulanan yabancı hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenmesinin esasen söz konusu olmaması, tenfiz kararı verecek hakimin yabancı hakimin bu karara hangi kanunu, nasıl uyguladığını inceleme yetkisine sahip bulunmaması karşısında davalı savunmalarına itibar edilmeyerek davanın kabulü ile 5718 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesine öngörülen koşulları taşıyan yabancı mahkeme kararının tenfizine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... ve diğeri aleyhine 17/07/2008 gününde verilen dilekçe ile yabancı ülke mahkemesi kararının tenfizi istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 03/02/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı ile davalı ... vekilleri taraflarından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı ...'ün tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince: Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkindir....
Aynı Yasanın 54/c maddesinde tenfizi istenen kararın ayrıca kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gerektiği belirtilmiş, yürürlükten kalkan 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 38/e maddesi hükmüne yer verilmemiştir. Buna göre yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi ölçülere göre uygulandığı değil, yabancı kararın Türkiye'de icra edilmesi halinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekir. Anılan maddede yer alan "hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması" ifadesinden yabancı mahkeme kararının esasına uygulanan hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenemeyeceği, sadece hükmün tenfizi sonucunda ortaya çıkan hukuki sonuçların kamu düzenine aykırı olması halinde yabancı mahkeme kararının tenfizinin reddedileceği sonucuna varılmalıdır....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup davalı tarafça tenfizi istenilen yabancı mahkeme kararının kendilerine Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Adalet Bakanlığı aracılığıyla tebliğinden sonra hükmü veren yabancı mahkemeye yaptıkları itirazın, anılan mahkeme tarafından kararın kendilerine posta yoluyla daha önceden tebliğ edildiği ve bu tebliğden sonra davacının talebi üzerine diplomatik yoldan yapılan tebliğin davalıya yeni bir hak bahşetmeyeceği gerekçesiyle reddedildiği savunulmuş ve buna ilişkin yabancı mahkeme karar fotokopileri dosyaya ibraz edilmiştir....
Tahkim Divanı tarafından atanan Hakem tarafından tesis olunan Esas:----- tarihli kesinleşmiş kararın tanınmasına ve tenfizine; Kararın kesinleşmesine müteakip kararın tanınıp tenfiz olduğu hususunun Yabancı Hakem kararının altına yazılarak mühürlenip imzalanmasına; her türlü yargılama giderlerimiz ile Vekâlet Ücretinin karşı tarafa yükletilmesine; Şimdilik diğer her türlü Talep ve Dava Hakları saklı kalmak kaydı ile, karar verilmesini bilvekale, talep ve dava ettikleri anlaşıldı....
Eyalet (Asliye Hukuk) Mahkemesi tarafından verilen 29.04.2009 tarih 22 O 416/08 numaralı kararın kesinleştiğini ileri sürerek, bu kararın ve masraf tespit kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, tenfizi istenilen kararın posta yoluyla tebliğ edildiği, Lahey Sözleşmesi hükümlerine uygun biçimde tebliğ edilmemiş olan söz konusu kararın kesinleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir....