Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, vesayete ilişkin yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Mahkemece dosya üzerinden inceleme yapılarak davanın reddine karar verilmiştir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınmasına ve tenfizine ilişkin davalar basit yargılama usulüne tabidir (HMK. m. 316). Basit yargılama usulüne tabi davalarda mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar verir (HMK m. 320). Şu halde basit yargılama usulüne tabi bir işin duruşmasız incelenebilmesi için evvela kanunen mümkün olmalıdır. Hükmü temyiz eden davacı temyiz dilekçesinde tanıma ve tenfiz koşullarının oluştuğunu açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasını talep etmiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, haksız fiilden kaynaklı yabancı mahkeme ilamının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay ... Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay ... Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu durumda mahkemeler arasında olumsuz görev uyuşmazlığının doğduğu, sorunun merci tayini yoluyla çözülebileceği tespit edilmiştir Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava yabancı mahkeme kararının tanıması ve tenfizi istemine ilişkindir. Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK)’un ikinci kısmının ikinci bölümünde düzenlenmiştir. 5718 sayılı MÖHUK'nın 51 maddesinde ise tenfiz kararlarını vermeye görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu düzenlenmiştir....

      Yabancı Mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi MÖHUK 50- 59 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Tanıma ve tenfizin mümkün olabilmesi için; "yabancı bir Mahkemeden verilmiş karar olması", "kararın hukuk davalarına ilişkin olması", "kararın kesin hüküm kuvvetinde olması" ön şartlarının yanı sıra "karşılıklı işlem şartı", "kararın yetkili Mahkemeden verilmiş olması", "yabancı Mahkeme kararının kamu düzenine aykırı olmaması" ve "savunma hakkında riayet edilmiş olması" aslî şartlarının da varlığı gereklidir. Somut olayda; yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin yurtiçinde verilmiş bir ilam bulunmayıp, yabancı mahkemece verilen kesinleşmiş ilamın itirazın iptali davalarında kesin delil olarak da kabul edilmesi mümkün olamayacağından; kural olarak Türkiye’de tenfiz edilmeyen yabancı mahkeme kararına konu alacağın ilamsız takibe konulmasında yasal bir engel bulunmamakla birlikte, itiraz üzerine açılan iptal davalarında ispat sorunu ortaya çıkmaktadır....

      Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun "Görev ve Yetki" başlıklı 51. maddesinde ise "Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir." hükmü yer almaktadır. Dava, yabancı mahkemeden verilmiş vasi tayini kararının tenfizi istemine ilişkindir. Bu yasal düzenlemeler karşısında; vasi atanmasına dair yabancı ilamın tenfizinde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olduğu yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 07.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak alınmış ve kesinleşmiş ilamlar hakkında, yetkili mahkemenin tenfiz kararı verebilmesi için 2675 sayılı MÖHUK’nın 38/c maddesi (yeni 5718 SK’nın 54/c maddesi) uyarınca, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması gereklidir. Tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının tarafları, konusu ve sebebi “aynı” olan Türk mahkemelerinden verilmiş bir kararla bağdaşmaması halinin Türk kamu düzenine aykırılık oluşturacağı, hatta buna rağmen kararın tenfizine karar verilmişse bu durumun, HUMK’nın 445/10. maddesi uyarınca bir yargılamanın yenilenmesi nedeni olacağı açıktır Somut olayda, davalı vekilinin kesin hüküm itirazı üzerine ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/704 E-2012/551 K sayılı dosyası getirtilmiştir....

          GEREKÇE: Dava; 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanunun 50 ve izleyen maddelerine dayalı olarak açılmış yabancı mahkeme kararının tenfizi davasıdır. 5718 sayılı MÖHUK’un 50/1. maddesi hükmüne göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların Türkiye’de icra olunabilmesi, yetkili Türk Mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır. Anılan Yasa'nın “Dilekçeye Eklenecek Belgeler” başlığını taşıyan 53. maddesinde tenfiz dilekçesine “Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi ile ilâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi”nin ekleneceği düzenlenmiştir....

            hakem kararlarının tanınması ve tenfizi reddedilir şeklinde düzenlendiğini, 5718 s....

              Tenfizi istenen yabancı mahkeme kararının tarafları, konusu ve sebebi "aynı" olan Türk mahkemelerinden verilmiş bir kararla bağdaşmaması halinin Türk kamu düzenine aykırılık oluşturacağı, hatta buna rağmen kararın tenfizine karar verilmişse bu durumun HUMK'un 445/10 maddesi uyarınca bir yargılamanın yenilenmesi nedeni olacağı açıktır. ..........Tenfiz davasının açıldığı tarih itibariyle Türk mahkemelerinden aynı sebebe dayanarak, aynı taraflar arasında görülen davada verilen karar kesinleşmiş olmakla iş bu karara aykırı olacak şekilde yabancı mahkeme kararının tanınması ve tenfizi Türk kamu düzenine aykırı olduğundan davanın reddi gerekirken açıklanan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir." hususları açıkça belirtilmiştir....

              Kamu düzeni, tarafların uymak zorunda oldukları kamu ve özel hukuktan doğan ve tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri kuralların bütünü olarak anlaşılmalıdır. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 54/c maddesinde, hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması hali tenfiz şartları içinde sayılmış olup, buna göre, yabancı mahkeme kararının verilmesinde uygulanan hukuk ve bunun hangi ölçütlere göre uygulandığı değil, yabancı kararın Türkiye’de icra edilmesi halinde meydana gelecek sonuçların Türk kamu düzenini ihlal edip etmeyeceğinin araştırılması gerekir. Anılan maddede yer alan “Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması” ifadesinden, yabancı mahkeme kararının esasına uygulanan hukukun Türk kamu düzenine aykırılığının incelenemeyeceği, sadece hükmün tenfizi neticesinde ortaya çıkan hukukî sonuçların kamu düzenine aykırı olması halinde yabancı mahkeme kararının tenfizi isteminin reddedileceği sonucuna varılmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu