"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yükleniciden Konut Alımı Nedeniyle K A R A R Dava konusu ... parsel sayılı taşınmazın ilk oluşumundan itibaren tüm intikalleri gösterir şekilde tedavüllü tapu kaydının ilgili Tapu Müdürlüğü'nden getirtilerek dosyaya eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Dairemize gönderilmesi için Yerel Mahkeme'ye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 31.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili ise, çeklerin taşınmaz karşılığı alınmadığını, verilen borcun karşılığı olarak alındığını savunmuştur. 3- İlk Derece Mahkemesince, çekin ödeme aracı olduğu ve aksinin ancak yazılı delille ispat edilebileceği, ancak bunun ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, Bölge Adliye Mahkemesi ise, dava konusu çek bedelinin takipten sonra ödenmiş olması nedeniyle, artık bu çeklerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, ancak istirdat talebi yönünden davacının kesin delil sunamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle istirdat talebi yönünden davanın reddine karar vermiştir. 4- Daire çoğunluğunca davacının temyiz isteminin reddine, davalının temyiz isteminin kabulü ile menfi tespit davası yönünden verilen kararı ise, aynı maddi vaka nedeniyle, hem menfi tespit talebi, hem de davadan sonra ödeme nedeniyle menfi tespit talebinden dönüşen istirdat talebi yönünden iki ayrı hüküm kurulmaması gerektiğine ilişkin gerekçesi...
Maddesine yer alan sözleşmeden dönme hakkı esas alınarak taraflar arasında düzenlenen 6.9.2016 tarih ve 01682 yevmiye nolu satış sözleşmesinin feshine ve iptaline, müvekkili ile davalı banka arasında imzalanmış olunan konut finansman sözleşmesinin bağlı kredi niteliğinde olmasından dolayı feshine/iptaline, dava süresince kredi taksiti ödemelerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin ödediği 89.790TL peşinat, 37.855,73TL kredi taksitleri ve 1.000TL kapora bedeli olmak üzere toplam 156.888TL'nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Noterliğinin 13/09/2018 tarih 7176 yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeden dönüldüğünü ve davalılara ödenen toplam 164.427,28 TL nin faiziyle birlikte iadesinin talep edilmiş olmasına rağmen sonuç alınamadığı, diğer davalı Halk Bankasının kredinin bağlı konut kredisi olması nedeniyle bedelin tamamından müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalılarca müspet zararın giderilmesi gerektiğini, yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle davalıların herhangi bir bedel talep edemeyeceğini ve sözleşmeden dönüldüğü için davacı tarafından verilen senetlerin iade edilmesi gerektiğini, bu nedenle 15.11.2018 vade tarihli 119.800 TL tutarındaki henüz ödenmeyen senedin iade edilmesi ve iptali ayrıca Tüketici Kanunun 45.maddesine göre sözleşmeden dönüldüğü için bakiye banka kredisinden doğan 370.596,72 TL borçtan borçlu olmadığının tespitine ve bugüne kadar davacı tarafından davalılara ödenen 164.427,28 TL nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen...
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen isteminin temeli menfi tespit davasıdır....
bankamız yönünden tekrar bir menfi tespit hükmü kurulması hukuka aykırı olduğunu, kredi sözleşmesinin iptal edilmesinin, sözleşmeyi zaten hükümsüz hale getirmiştir. tekrar bir menfi tespit hükmü kurulması hukuka aykırılık yarattığını, yerel mahkeme tarafından verilmiş olan menfi tespit hükmünün iptali ile menfi tespit yönünden bankamız aleyhine ayrıca hükmedilmiş olan harç ve karşı yan vekalet ücretinin kesin suretle kaldırılmasını talep ettiklerini, kararın bu yönüyle de istinaf etme gereğinin hasıl olduğunu, kredi sözleşmesinin iptal edilmesinin, sözleşmeyi hükümsüz hale getireceğinden ayrıca bir menfi tespit hükmü kurulması ve bu yönde bir talebin bulunmasının hukuka aykırı olup menfi tespit hükmü yönünden kararın kaldırılması gerektiğini, geçerli bir kredi sözleşmesinin bulunması halinde talep edilebilecek olan bakiye taksit tutarlarının mezkur sözleşmenin iptaline ilişkin verilmiş karar ile talep edilme imkanı kalmamasına rağmen, Yerel Mahkemece tekrar menfi tespit hükmü verildiğini...
Davalı T6 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ön ödemeli konut satış sözleşmesi ile edineceği konutun teslimi, sözleşmede yazan teslim tarihini geçse de, sözleşmeden doğan mücbir sebeplerden dolayı cezasız veya cezasını ödeyerek süre uzatımı hakları olduğunu, bu sebeple davacının konut teslim etmedi iddiası ile dava açmasının ve bir takım isteklerde bulunmasının haksız kazanç elde etmek olduğunu, sözleşmeden doğan ve gerekli cezai bedelleri ödeyerek süre uzatımı hakları olduğunu, ayrıca davacının borcunun henüz bitmediğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir....
Konut finansmanı kuruluşu cayma hakkı süresi içinde tüketiciden faiz, komisyon, yasal yükümlülük ve benzeri isimler altında hiçbir masraf talep edemez. (3) Satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketici on gün içinde edinimlerini iade eder.""Sözleşmeden Dönme" başlıklı 45. maddesinde; "(1) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır....
Mahkemece davanın ayıp nedeniyle uğranılan zararın tazmini davası olarak mı, dönmenin tespiti ve istirdat davası olarak mı değerlendirildiği gerekçe ve hüküm fıkrasından anlaşılamamaktadır....
ayıp olduğu ve bundan dolayı dava konusu ürünün --- satıcının ve alıcının üründeki bu ayıplı durumu satış anında bilmiyor olması ve fatura tarihinden itibaren 2 ay sonrasında serviste tespiti ile ortaya çıkması nedeniyle ayıbın niteliğin gizli ayıp olduğu, sözleşmeden dönme ve dava konusu telefonun satım bedelinin iadesinin talep edilip edilemeyeceği konusunda uzmanlık alanımda olmaması nedeniyle değerlendirme yapılamadığına dair kanaatini bildirir rapor tanzim edilmiş olduğu görülmüştür....