Somut olayda; yükleniciden haricen satın alınan bağımsız bölüm nedeniyle ödenen paranın tahsili talebinde bulunulmaktadır. Dairemize ait görev yükleniciden haricen satın alman bağımsız bölüm nedeniyle 30.09.1988 tarihli 1987/2 E. 1988/2 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına dayalı açılan tapu iptali ve tescil davaları ile sınırlıdır. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2022 tarihinden itibaren geçerli 1047 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 6....
Davalı yüklenici ile arsa sahipleri arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinde 6 nolu bağımsız bölüm davalı ...'e bırakılmıştır. Arsa sahibi Ömer ile yüklenici arasında yapılan takas ya da ... ile ... arasında yapılan anlaşma sebebi ile 6 nolu dairenin yüklenici ya da Nihat'a devredileceği kanıtlanamadığından, davacı ...'in dava konusu taşınmazla ilgili 7/60 payın tapu kaydının iptâl ve tescil isteminin reddinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak az yukarıda belirtildiği gibi asıl davada terditli olarak tazminat isteminde de bulunulduğu, davalı yüklenici tarafından 30.10.2003 gün ve 33061 yevmiye nolu düzenleme şeklinde satış vaadi ve daire karşılığı inşaat sözleşmesi ile taahhüt edilen 6 nolu bağımsız bölüm davacıya teslim edilemediğinden davacı ...'in 6 nolu bağımsız bölümün 7/60 payının teslim edilememesi nedeniyle uğradığı ve terditli olarak talep ettiği zararının dava tarihi itibariyle tespit edilerek davalı yükleniciden tahsili ile ...'...
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde; olayın özelliğine...
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 -1988/2 sayılı Yargıtay İBBGK Kararı ile “Tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz bulunan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği, bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanılan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde...
karşın gerçekte tarafının davalı yüklenici olduğu, davacıların kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirmeleri için yükleniciye düşen bağımsız bölümlerin satış yetkisini verebilecekleri gibi, yüklenicinin talimatı ile satışı yaptırabilecekleri, bu durumun yükleniciden bağımsız bölüm satın alanlara ilişkin yukarıda tespit edilen hukuki durumla benzer bir sonuç doğuracağı, arsa sahibinden bağımsız bölüm satın alan davalılar yönünden farklı bir değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı, bu nedenle davacılardan bağımsız bölüm satın alan davalılar yönünden de davanın kabulü gerektiğinin anlaşıldığı, dava konusu olayda geriye etkili fesih nedeniyle yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü veya dördüncü kişilerin yapabileceği şeyin bağımsız bölümün arsa sahibine iadesi sebebiyle uğradığı zararı satım sözleşmesinin tarafı olan yükleniciden veya satıcıdan talep etmek olduğu, yüklenicinin de dönme halinde arsa sahibinden sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca inşaat...
Mahkemece ileriye etkili fesih kararı vermiş olmakla birlikte ileriye etkili fesih halinde yüklenici gerçekleştirdiği imalât oranında arsa payı ya da bağımsız bölüm tapularına hak kazanacağından, yüklenicinin gerçekleştirdiği imalât seviyesinin belirlenip sözleşmede kararlaştırılan paylaşım durumuna göre yükleniciye bırakılan arsa payı ya da bağımsız bölüm sayısı ve arsa paylarına oranlanarak hakettiği bağımsız bölümler ya da arsa payları toplamı tespit edildikten sonra yükleniciye sözleşme ile kararlaştırılan pay ve bağımsız bölümlerin tamamının devri yapılmış ise fazladan devredilen bağımsız bölümler ya da arsa payının iptâl ve arsa sahipleri adına tescili, pay ve bağımsız bölüm devri yapılmamış ise yüklenicinin gerçekleştirdiği imalât seviyesine göre yüklenicinin hakettiği bağımsız bölümler ya da arsa paylarının yüklenici adına tapuya kayıt ve tesciline, kalan kısmının arsa sahipleri üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerekir....
Yükleniciden pay satın alan kişi yönünden de aynı kural geçerlidir. Yüklenici edimini yerine getirmediği takdirde yükleniciden pay satın alan kişinin de mülkiyet hakkını kazanması mümkün değildir. Davalı ... yüklenicinin pay sattığı ...’den 110/259 payı tapuda satın almıştır. Mahkemece ...’ın iyiniyetli olduğu kabul edilerek TMK’nın 1023. maddesi dikkate alınmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içerisinde bulunan Şişli 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/1027 E.-2004/541 K. sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine ilişkin dava dosyasındaki bilirkişi raporundan dava konusu ... İlçesi ... Mahallesi 6988 ada 14 parsel numaralı taşınmaz üzerine herhangi bir inşaatın yapılmadığı, boş arsa olarak durduğu anlaşılmaktadır. Bağımsız bölüm veya pay satın alan kişilerin taşınmazı görmeden satın alma işlemine girişmeleri hayatın olağan akışına aykırıdır....
Davacı yükleniciden bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi, davalı ... İnş. Gıda Oto. Eml. Taş. Ltd. Şti. yüklenici, diğer davalılar ... ve ... ise arsa sahipleridir. Davacı, davalı yüklenici ... İnş. Gıda Oto. Eml. Taş. Ltd. Şti. ile davalı arsa sahipleri arasında Sincan 1. Noterliği'nin 15.07.2008 tarih ve 26754 yevmiye numarası ile imzalanan Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye düşecek olan 9 nolu bağımsız bölümü davalı yükleniciden satın aldığını, bedelini ödediğini, inşaatın yüklenici tarafından tamamlanmasına rağmen davalı arsa sahipleri tarafından satın aldığı bağımsız bölümün tapusunun verilmediğini belirterek davalı arsa sahipleri adına kayıtlı olan tapu kaydının iptâli ile adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir....
Dava yükleniciden bağımsız bölüm satın alımına ilişkin tapu iptal ve tescil veya tazminat isteğine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır....
Yüklenici kat irtifakı kurduktan sonra bir kısım bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satmış ve dosya içeriği itibariyle inşaatı yaklaşık % 98 civarında tamamlamış ancak söz konusu yapı 1999 depreminde yıkılmıştır. Temyiz eden davalılardan ... 5 nolu bağımsız bölümü, ... 4 nolu bağımsız bölümü, ... 15 nolu bağımsız bölümü, ... 13 nolu bağımsız bölümü tapuya güvenerek yükleniciden satın almışlardır. Bina depremde yıkılmadan önce % 98 seviyesinde tamamlandığı iddia edildiğinden sözleşmenin geriye etkili fesih koşulları oluşmamıştır. Öte yandan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi tapuya tescil edilmemiş ve davalıların kötüniyetli oldukları davacı arsa malikleri tarafından ispat da edilememiştir. Hal böyle olunca yukarıda izah edilen temel ilkeler gereğince temyiz eden davalılar..... ve ...... TMK nın 1023. maddesi çerçevesinde “tapuya güven” ilkesinden yararlanmaları kanuni zorunluluktur....