WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Halbuki davalı ... tüm aşamalarda yüklenici ile beraberdir ve inşaatın eksik olduğunu bilmektedir. Bu nedenle iyiniyetli olduğundan bahsetmek mümkün değildir. Şirket çalışanının 2 daireyi parasını vererek alması da hayatın olağan akışına uygun düşmemektedir. Bu nedenlerledir ki davalı ...'in iyiniyet iddiası kabule değer bulunmamalıdır. Bu kabulden hareketle dava konusu inşaatta eksiklikler bulunduğu da tesbit edildiğinden mahkemece ...'e intikal ettirilen taşınmazlar sanki yüklenici üzerinde kayıtlıymış gibi tapu iptaline karar verilmeden, inşaattaki eksiklikler tam olarak belirlenip talep edilen nama ifa kapsamında satışına izin ve yetki verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    Dosya kapsamı ve davacının beyanından sözleşme ve ek sözleşme kapsamındaki işler yüklenici tarafından teslim edilmemiş ise de davalı iş sahibi 18.09.2014 tarihli ihtarname ile 10 günlük süre verip tamamlanmaması halinde nama ifa suretiyle bedeli yükleniciden tahsil etmek üzere tamamlanacağını belirttiği ve söz konusu ihtarname sözleşmenin feshi niteliğinde olmadığı gibi nama ifa yaptırılması da sözleşmenin feshi sonucunu doğurmayacağından iş sahibi teslimi gereken tarihten ihtarnamede belirttiği sürenin bitim tarihine, yani nama ifa yapması gereken tarihe kadar cezai şart yükleniciden istemesi mümkün olup cevaplarındaki bu savunması mahsup itirazı niteliğindedir....

      Bu durumda mahkemece; infazda tereddüde mahal bırakmamak için nama ifasına izin ve yetki verilen iş ve işlemleri hüküm fıkrasında tek tek belirtilip gösterilmek veya bu nitelikte olduğu denetim sonucu anlaşılacak bilirkişi raporunu kararın eki yapmak suretiyle, infazı mümkün hüküm kurulması ve nama ifa için belirlenen giderlerin ne suretle karşılanacağının gösterilmesi gerekirken, HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olarak, infazda tereddüte yer verecek şekilde genel ifadelerle nama ifaya izin verilmesi doğru olmamıştır. 3- Bunun dışında, mahkemece kira tazminatının reddine karar verilmiştir. Reddedilen miktar yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesi de hatalı olmuştur. Hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir....

        Noterliği'nin 11/12/2011 tarih ve 24244 yevmiye no.lu düzenleme şeklinde ek sözleşmenin ve tadilat sözleşmesinin halen yürürlükte ve geçerli olduğundan, belirtilen sözleşmeler hukuken devam ettiğinden işbu sözleşmelerin ifasının sağlanması ile yüklenici müvekkili şirketin, telafisi güç hatta imkansız zararlarının önlenmesi açısından 6100 Sayılı 389 vd md uyarınca; müvekkili şirketin inşaata başlamak, inşaatı sürdürmek, işleri yürütmek ve inşaatı bitirmek bakımından mevzuatımız uyarınca haiz olması gereken, kadastro müdürlüğü, tapu müdürlüğü, belediye başkanlığında, elektrik, su ve doğalgaz şirketlerinde yapılacak işlerle ilgili gerekli iş ve işlemleri yapılabilmesi için davalı arsa sahipleri adına nama ifa yetkisinin müvekkili şirket yetkilisi Muzaffer UMUT'a verilmesine, davalı arsa sahiplerinin sözleşmeye aykırı davranmaları nedeniyle müvekkili şirketin maruz kaldığı zararlar ile sözleşme ve yasalardan kaynaklı ödemeleri gereken diğer tüm tazminat, kira, hak kaybı ve zararlar yönünden...

        Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yüklenici olarak taraf olduğunu, tapuda şerh bulunduğunu, davalıların sözleşme gereğince taşınmazın tesliminin sağlamadıkları gibi taşınmazın davalı ...'a devir edildiğini ileri sürerek, sözleşme gereğince nama ifaya izin verilmesini, nama ifaya izin verilmediği takdirde sözleşmenin ifa edilmemesinden doğan gelir kaybının ve yapılan masraflar nedeniyle tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekilleri, zamanaşımı süresinin dolduğunu, sözleşme imzalandıktan sonra davacıya ulaşamadıklarını, davacının yıllar sonra ihtarname göndermekten başka işlem yapmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir....

          Mahkemece, davalı yüklenici şirketin, sözleşmeden kaynaklanan edimini ifa etmediği saptanarak, bilirkişi incelemesi sonucunda imara aykırılıkların giderim bedeli ile eksik ve ayıplı yapılmış olan iş kalemleri ve bunların tamamlanması giderleri ve ayrıca yapı kullanma izin belgesi için harcanması gerekli giderlerin saptanmasından sonra, yüklenici namına ifaya ve nama ifa giderlerinin, tapuda, davalılardan ..., ... ve ... adlarına kayıtlı olup, sözleşmeye göre yükleniciye verilmesi gereken; ... ili ... ilçesi Cevizlidere Mahallesi 27914 ada 7 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki, 16 nolu bağımsız bölümün, davacılarca satılması suretiyle, elde edilecek paradan karşılanmasına karar verilmesi doğru olmuştur. Ancak satılmasına izin verilen taşınmazın bedeli saptanırken, hükme en yakın tarihteki bedelin esas alınması gerekirken, bilirkişilerce saptanan, dava tarihindeki değerin esas alınması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

            Hukuk Dairesinin 24.11.2011 gün ve 5984- 215, 23. Hukuk Dairesi'nin 13.01.2015 gün ve 3074- 126 sayılı kararlarında her bir alacağm hukuki sonuçlan farklı bulunduğundan, ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği belirtilmiştir. Akademik tez konusu olarak hazırlanan ve yayınlanan "Nama İfa" adlı eserde (bkz. Şirin Aydıncık, Nama İfa, İstanbul 2013, s. 149) nama ifanın yapma borçlan için mümkün olduğu, yine İ. Karadaş, Eser Sözleşmeleri adlı eserde (bkz. Üçüncü Baskı, Ankara, 2013, s.556) yapma borcu olmayan işler için nama ifa talep edilemeyeceği, zıt anlamından yapma borcu için nama ifa talebinde bulunabileceğini belirttikleri görülmektedir. Kanunumuz yapma borçlan için TBK madde 113- lfde aynen ifa ve nama ifayı kabul etmişken, verme borçları ve diğerleri için böyle bir kanuni imkandan söz edilmemiştir. Kanunen gösterilen istisnalar dar yorumlanmalı, yorum yolu ile genişletilmemelidir....

            Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayanan nama ifaya izin talebine ilişkindir. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda yüklenicinin süresi içinde işin tamamlanmaması ya da ayıplı olarak yapması halinde eksik ve kusurlu işlerin yüklenici namına arsa sahibince infazına izin verilmesi mümkündür. Yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı, (arsa sahibi) masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir. Nama ifaya izin verilebilmesi için sözleşmenin feshedilmemiş, yani yürürlükte olması, borçlunun edimin ifasında temerrüde düşmesi ve borcun "yapma borcuna" dair bulunması gerekir. Mahkemece, nama ifaya izin verilmesi halinde nama ifa için belirlenen giderlerin ne suretle karşılanacağının da gösterilmesi gerekir....

            Taraflar arasındaki tazminat, nama ifa davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın ifa yönünden karar verilmesine yer olmadığına, tazminat yönünden kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

              Hukuk Dairesi'nin 07.07.2010 tarih ve 2009/3532 Esas, 2010/3905 Karar sayılı ilamı ile yüklenicinin inşaatı 31.12.2004 tarihine kadar "anahtar teslimi" şeklinde arsa sahibine teslimini yükümlendiği halde, haklı bir nedenle gecikme sebebinin inşaatın süresinde bitirilmemesine etkili olduğunu yasal delillerle kanıtlayamayan davalı, temerrüde düştüğünden davacının "nama ifa" isteminde haklı olduğunun anlaşıldığı, eksik işlerin “nama ifa” yoluyla tamamlanması ya da eksik ve kusurlu işlerin giderilmesi bedelinin istenebilmesi için inşaatın imâr mevzuatına uygun olmasının zorunlu olduğu, mahkemece öncelikle keşif yapılmak suretiyle inşaatın “yasal” olup olmadığının yâni tamamen ya da kısmen “kaçak” olup olmadığının saptanması ve yasal inşaat olması ya da yasal hale getirilmesi durumunda eksik ve kusurlu işlerin neler olduğunun teker teker saptanması ve saptanan bu işlerin giderim bedelleriyle, oturma izninin (iskân izni) alınması için gerekli masrafların sorulup tespiti ile inşaatın anahtar teslimi...

                UYAP Entegrasyonu