Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre; davacının ihracına gerekçe yapılan "birlik aleyhinde faaliyette bulunma" eyleminin sabit olmadığı, ihraç nedeninin bulunmadığı, birlik başkanı ve yöneticileri hakkında zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarından dolayı açılan davanın derdest olduğu, davacıyla birlikte ihraç edilen 27 üyenin de, olağanüstü genel kurulun yapılması için imza toplayan kişiler olduğu gerekçesiyle, 08.06.2011 tarih ve 222 sayılı ihraç kararının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, birlik üyeliğinden yönetim kurulu kararıyla ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Birlik Anasözleşmesi'nin "Üyelikten Çıkarma" kenar başlıklı 10. maddesinde:"Ana sözleşmede gösterilmeyen nedenlerle üyeler üyelikten çıkarılamaz. Üyelikten çıkarılma, birlik yönetim kurulu geçici ihraç kararı şeklinde olur....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, davacının ihracına gerekçe yapılan "birlik aleyhinde faaliyette bulunma" eyleminin sabit olmadığı, ihraç nedeninin bulunmadığı, birlik başkanı ve yöneticileri hakkında zimmet ve görevi kötüye kullanma suçlarından dolayı açılan davanın derdest olduğu, davacıyla birlikte ihraç edilen 27 üyenin de, olağanüstü genel kurulun yapılması için imza toplayan kişiler olduğu gerekçesiyle, 08.06.2011 tarih ve 222 sayılı ihraç kararının iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, birlik üyeliğinden yönetim kurulu kararıyla ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Birlik Tip Anasözleşmesi' nin "Üyelikten Çıkarma" kenar başlıklı 10. maddesinde:"Ana sözleşmede gösterilmeyen nedenlerle üyeler üyelikten çıkarılamaz. Üyelikten çıkarılma, birlik yönetim kurulu geçici ihraç kararı şeklinde olur....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/1028 Esas KARAR NO : 2023/153 DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) DAVA TARİHİ : 15/11/2022 KARAR TARİHİ : 23/02/2023 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/03/2023 Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (Kooperatif Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Davalı .... Ve Tic....
ın usulune uygun olarak yönetim kurulu üyesi seçildiği, yönetim kurulu başkanının, yönetim kurulu üyeleri tarafından seçileceği dikkate alındığında ve seçilen yönetim kurulu üyelerinin sayısı dikkate alındığında iptal isteme hakkı bulunan yönetimdeki üyenin neticeyi değiştirmeyeceği, kaldı ki bu yönetim kurulu üyesinin de toplantı tutanağını muhalefetsiz imzalayarak başkan olarak seçilmesine muvafakat ettiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, 02.07.2011 tarihli genel kurul toplantısının iptali ile yönetim kurulunun seçiminin iptali ve yönetim planının 46/5, 32/2 ve 36/3. maddelerinin iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I İptali istenen 02.07.2011 tarihli kat malikleri kurulu kararının içinde yer aldığı kat malikleri kurulu karar defterinin, toplantı hazırun listesinin, varsa toplantıya vekaleten katılanlara bağımsız bölüm malikleri tarafından verilen vekaletlerin aslı veya onaylı okunaklı örneğinin yönetimden getirtilerek dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 18.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nin ise yönetim kurulu üyesi olduğunu, söz konusu şirkette uzun süredir yönetim krizlerinin yaşandığını, davalı yönetim kurulu üyelerinin eylem ve tasarrufları sonucunda şirketin, organ eksikliği yaşayan, denetimde kaçırılan ve pay sahiplerinin ciddi anlamda haklarının kullanılmasının engellendiği bir yapıya evrildiğini, bu hususta şuana kadar pek çok dava açıldığını bu davaların halen derdest olduğunu, davalı yönetim kurulu üyelerinin bir kısım pay sahiplerinin inceleme ve bilgi alma haklarını engelleyerek şirketin genel kurul kararlarını uygulamadıklarını, davalı yönetim kurulu üyelerinin son olarak şirketi denetimine ilişkin kuşkuları olan bu hususta talepte bulunan yönetim kurulu üyesi müvekkilini by-pas etmek ve müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğini sonlandırmak için genel kurul kararı aldıklarını, alınan dava konusu 2022/8 sayılı 18/07/2022 tarihli yönetim kurulu kararının hem ana sözleşmeye hem de kanuna aykırı olduğunu, dava konusu yönetim kurulu kararının şirket esas sözleşmesine...
Davalı, vakıf yönetim kurulu kararının iptali istemi ile açılan derdest dava olduğunu, bağışın taraf iradelerine uygun olarak gerçekleştiğini belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davaya konu bağışlama işleminin 05.11.1996 tarihinde yapıldığı, bu tarihte muris ...'ın sağ olup vakfın mütevelli heyeti başkanı ve yönetim kurulu başkanı olarak yetkili bulunduğu, söz konusu bağışların muris tarafından tapu müdürü huzurunda BK'nin 234.maddesine uygun şekilde yapıldığı, vakfın organsız kalması kabul edilemeyeceğinden yönetim kurulunun yenisi seçilinceye kadar eskinin görevinin devam edeceği ve dolayısıyla yapılan işlemde bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı....
Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının 16.06.2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile ihracına karar verildiği, bu karardan sonra davacı hakkındaki ihraç kararının 28.06.2005 tarihli genel kurulda görüşülerek yönetim kuruluna yetki verildiği, bu kararla davacı ihracına ilişkin yönetim kurulu kararının onandığı, bu genel kurul karan davacıya tebliğ edilmediğinden davanın 3 aylık hak düşürücü süre geçirilmeden açıldığının kabulünün gerektiği, öte yandan, davacıya 13.05.2005 tarihinde tebliğ edilen ikinci ihtarnamede bir ay yerine 30 gün verilmekle 1163 sayılı Kooperatifler Yasa-sı'nın 27. maddesine muhalefet edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; doktrin ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre yönetim kurulunun da oy çokluğu ile karar almak suretiyle kurul halinde genel kurul kararlarının iptali davası açabileceği, ancak yönetim kurulu ... kişiden oluşuyorsa onun karar almasından söz edilemeyeceği, yönetim kurulunun dava açabilmesinin toplantıda hazır bulunması, kararlar aleyhine oy kullanmış olması ya da muhalefetlerini tutanağa geçirtmiş olması şartına bağlı olmadığı, bu davanın ortaklığın çıkarlarının korunması için yürütme organına verilmiş bir görev olduğu, yönetim kurulu üyesi aynı zamanda şirket ortağı olarak genel kurulda olumlu oy kullanmış olsa dahi alınan karar şirket menfaatlerine aykırı ise yönetim kurulunun çoğunlukla alacağı kararla iptal davası açabileceği, bunun için yönetim kurulu üyelerinin hepsinin ya da bir kısmının toplantıda hazır bulunup bulunmamasının da bir önemi olmadığı, bu hakkın yasa ile yönetim kuruluna mutlak olarak verildiğini belirterek...
Eldeki davada iptali talep edilen bu gündem maddeleri bakımından yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıkları ancak diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullandıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda oylama sonucundan yönetim kurulu üyesinin oyları çıkarılmalı geriye kalan oy miktarı red oyundan fazla ise ibra geçerli kabul edilmelidir. Somut olayda her iki yönetim kurulu üyesinin olumlu oyları oylama sonucundaki olumlu oylardan düşüldüğünde sonuç değişmemekte olup, bu durumda alınan ibra kararlarının geçerli olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla söz konusu ibra kararları açısından da iptali koşulu oluşmamıştır. Şirketin kar dağıtım politikası, zararın kapatılması ve yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücretlerin belirlenmesi genel kurulun yetkisinde olup, bu kararların yeterli çoğunlukla alındığı anlaşılmıştır. Şirketin mali yapısı ve alınan kararların dürüstlük kuralına aykırı olduğuna dair bir husus da tespit edilmemiştir....