Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda tüm kat malikleri yeni yol açılmasında anlaşamadığına göre mahkemece davacı istemi de dikkate alınarak yargılama sonucunda verilecek karardan hukukları etkileneceğinden tüm kat maliklerinin davaya dahil edilip konusunda uzman bir bilirkişi kurulu oluşturularak dava konusu anataşınmazda vaziyet planına göre yapılacak yol için gerekli masraf hesaplatılarak Kat Mülkiyeti Yasası'nın 35. maddesinin (d) bendi uyarınca anataşınmazın korunması, onarımı ve bakımının yöneticinin görevleri arasında olduğu, yöneticinin bu işi kat maliklerinden toplayacağı avansla yapacağı dikkate alınarak bilirkişinin saptayacağı yol yapım maliyetinin kat maliklerinden (davacı da dahil) avans niteliğinde olarak Yasanın 20/b maddesi uyarınca arsa payları oranında toplanması, masrafların daha fazla olması halinde kalan kısmın da kat maliklerinden alınması suretiyle yapımı için varsa öncelikle dava konusu taşınmazın yöneticisine yetki ve uygun bir süre verilmesi, yöneticinin bulunmaması veya yöneticinin...

    ortak yöneticisine yetki ve uygun bir süre verilmesi, yöneticinin bulunmaması veya yöneticinin yerine getirmemesi halinde davacının bu konuda yetkilendirilmesine karar verilmesi gerekirken, infazda da tereddüt yaratacak şekilde sadece güçlendirme proje bedelinin taraflarca karşılanmasına karar verilmesi ile yetinilmesi, Doğru görülmemiştir....

      dikkate alınarak bilirkişinin saptayacağı güçlendirme maliyetinin A Blok kat maliklerinden (davacı taraf da dahil) avans niteliğinde olarak Yasanın 20/b maddesi uyarınca arsa payları da dikkate alınarak toplanması, masrafların daha fazla olması halinde kalan kısmın da kat maliklerinden alınması suretiyle onarımı yapması için varsa öncelikle A Blok yöneticisine yetki ve uygun bir süre verilmesi, yöneticinin bulunmaması veya yöneticinin yerine getirmemesi halinde davacı tarafın bu konuda yetkilendirilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarla, TTK'nın 630/2. maddesinde haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin temsil haklarının kaldırılmasının mahkemeden istenebileceğinin belirtildiğini, haklı sebebin 630/3. madde de düzenlenen yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğünün ihlali olduğunu, alınan yükümlülüklerin en temelinin şirketle rekabet etmeme yükümlülüğü olduğunu, haksız rekabet teşkil eden faaliyetlerden en basit örneğinin şirket müdürünün aynı iştigal alanında başka bir şirket kurması olduğunu, müdürlükten azli için emsal Yargıtay kararında haklı sebep kabul edildiğini, somut olayda davacılar ile davalının hissedarı olduğu ......

          Bir şirketin yasal temsilcisinin görevini yerine getirmesine bir engel bulunduğu taktirde kendisine o iş için temsil kayyımı atanabileceği gibi, şirketin zorunlu organlarından olan yönetim kurulunun mevcut olmaması halinde de TTK'nun 530. maddesi gereğince bu durumun feshe sebep olabileceği de gözetilerek bir yönetim kayyımı atanabilir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 630/2. ve 3. maddelerinde de; her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunacağı belirtilmiştir....

            Davalılar vekili 25-26/10/2022 tarihli itiraz dilekçeleri ile; azli istenen yöneticinin 45 yıldır davalı şirketi babası ile birlikte fiilen ve idari olarak yönettiğini, tekstil makineleri üreten şirketin banka kredisi kullanılmayarak borçlandırılmadığını, borca batıklığı, ödenmeyen karşılıksız bırakılan çek veya protesto edilen senedinin bulunmadığını, şirketin işçilere veya kamuya borcunun, mal varlığının satışının söz konusu olmadığını, şirket yöneticisinin genel kurullarda ibra edildiğini, dağıtılmayan karın bulunmadığını, gayri yasal hiçbir eylemin olmadığını, mahkemece henüz deliller toplanmadan ve taraflar dinlenmeden atanan kayyım nedeniyle şirketin piyasada gerek bankalar arasında ve gerekse alım satım yaptığı firmalar ve işçiler nezdinde olumsuz hal ve tavra sokulduğunu, firmanın iflas ettiği ve bu nedenle kayyum atandığı dedikodularının yayıldığını, bankaların çalışmalarını ve müşterilerin siparişlerini durdurma kararı aldığını, bu hususların şirketi stabil hale getirip zararına...

              Davalılar vekili 25-26/10/2022 tarihli itiraz dilekçeleri ile; azli istenen yöneticinin 45 yıldır davalı şirketi babası ile birlikte fiilen ve idari olarak yönettiğini, tekstil makineleri üreten şirketin banka kredisi kullanılmayarak borçlandırılmadığını, borca batıklığı, ödenmeyen karşılıksız bırakılan çek veya protesto edilen senedinin bulunmadığını, şirketin işçilere veya kamuya borcunun, mal varlığının satışının söz konusu olmadığını, şirket yöneticisinin genel kurullarda ibra edildiğini, dağıtılmayan karın bulunmadığını, gayri yasal hiçbir eylemin olmadığını, mahkemece henüz deliller toplanmadan ve taraflar dinlenmeden atanan kayyım nedeniyle şirketin piyasada gerek bankalar arasında ve gerekse alım satım yaptığı firmalar ve işçiler nezdinde olumsuz hal ve tavra sokulduğunu, firmanın iflas ettiği ve bu nedenle kayyum atandığı dedikodularının yayıldığını, bankaların çalışmalarını ve müşterilerin siparişlerini durdurma kararı aldığını, bu hususların şirketi stabil hale getirip zararına...

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Önceki beyanlarını tekrarla, TTK'nın 630/2. maddesinde haklı sebeplerin varlığı halinde yöneticilerin temsil haklarının kaldırılmasının mahkemeden istenebileceğinin belirtildiğini, haklı sebebin 630/3. madde de düzenlenen yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğünün ihlali olduğunu, alınan yükümlülüklerin en temelinin şirketle rekabet etmeme yükümlülüğü olduğunu, haksız rekabet teşkil eden faaliyetlerden en basit örneğinin şirket müdürünün aynı iştigal alanında başka bir şirket kurması olduğunu, müdürlükten azli için emsal Yargıtay kararında haklı sebep kabul edildiğini, somut olayda davacılar ile davalının hissedarı olduğu Loger Lojistik şirketinin ana faaliyet konusunun kara yolu taşımacılığı olduğunu, davalının söz konusu şirketin hem ortaklarından hem de müdürlerinden olduğunu, şirket esas sözleşmesinde müdürlerin rekabet yükümlülüğünün kaldırılmadığını diğer ortakların bu yönde yazılı bir onay vermediğini...

                Maddelerinde; her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunacağı belirtilmiştir....

                  Bu gibi durumlarda yöneticinin aktif ve pasif husumet ehliyeti vardır. Doğaldır ki, yöneticinin temsil yetkisi yasadan doğduğu için verilecek kararın mali sonuçlarından yöneticinin şahsi sorumluluğu olmayacak, sorumluluk kat maliklerine ait olacaktır. Bu sorumluluk Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Ayrıca bağımsız bölümleri kiracı veya başka bir sıfatla kullananların da kat malikiyle müteselsil sorumlulukları söz konusudur. Bunun yanında; 4857 sayılı İş Kanununun 110. maddesi ve bu maddeye göre çıkarılan yönetmelikte konut kapıcıları yönünden yeni düzenlemeler yapılmıştır. Buna göre; yönetici kat malikleri adına hareket eden kişidir. Yönetici kat maliklerinden aldığı yetkiye dayalı olarak kapıcıyı işe alır ve iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi yapar. Bu nedenle; Yönetici, İş Kanunu ve Yönetmeliğin uygulanması yönüyle işveren temsilcisi olduğundan, yargısal uyuşmazlıklarda yönetici işvereni yani kat maliklerini temsil eder....

                    UYAP Entegrasyonu