İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; davacının, davalı dede yanında kalan müşterek çocuklar 2011 d.lu Emine Esma, 2013 d.lu Ertuğrul, 2016 d.lu Elif Ayşe ile aralarında kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davasının kabulü ile, davacı anne ile müşterek çocuklar arasında " her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi günü saat 10:00'dan akşam saat 18:00'a kadar müşterek çocukların eğitim ve sağlığına mani olmamak kaydı ile görmek, gözetmek ve alıkoymak suretiyle müşterek çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki tesisine karar verildiği, görülmüştür....
DAVA Davacı babaanne vekili dava dilekçesinde özetle; davacının oğlunun vefat ettiğini ve davalının torunu ile babaanneyi görüştürmediğini iddia ederek davacı ile torunu arasında haftada bir gün, dini bayramlarda ve yazın kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı anne vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının oğlunun ölümünden davalıyı suçladığını, davalı ile ölen eşinin ailesi arasında maddi anlaşmazlıklar yaşanmasının akabinde işbu davanın açıldığını, çocuğun yaşının küçük olması nedeniyle anneye bağımlı olduğunu belirterek düzenlenecek kişisel ilişkide bu hususların dikkate alınmasını, ilişkinin anne eşliğinde sağlanmasını ve yatılı kişisel ilişkiye hükmedilmemesini talep etmiştir. III....
Somut olayda, ... ile ortak çocuklar arasında daha evvel kurulan kişisel ilişki, açıklanan bu ilkelerden uzak; özellikle de haftanın hangi günü ve saatleri ile yılın hangi ayı ve hangi saatleri arasında kişisel ilişki kurulacağı belli olmayan, anne ve çocukları eve bağlayan, anne ve çocukların kendileri için herhangi bir program yapmalarına, çocukların eğitim yaşamına aykırı olarak kurulmuştur. Bu aykırılığın devam etmesi de anne ve çocuklardan beklenemez. Bu sebeple mahkemenin çocukların ... yararına uygun şekilde yeniden kişisel ilişki kurması doğrudur....
Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi; çocuk ve velayet kendisinde bulunmayan ana veya baba için bir haktır (Çocuk Hakları Sözleşmesi md. 9/3). Bu tür kişisel ilişki çocuğun sadece yüksek yararları gerektirdiği takdirde veya ana ve babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir (Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi md. 4/2). Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer....
DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Dairemizce dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile Bakırköy 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı anne tarafından iştirak nafakası ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Mahkemece 04.02.2016 tarihli ilk hükümde velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakasının, Dairemizin 14.02.2017 tarihli bozma ilamı gereğince ortadan kalktığı dikkate alınmaksızın, temyiz incelemesine konu 18.10.2018 tarihli kararda davacının ortak çocuk yararına talep ettiği iştirak nafakası talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2- Davalı baba ile velayeti anneye verilen ortak çocuk arasında her yıl anneler gününde kişisel ilişki kurulması işin tabiatı gereği doğru olmadığı gibi, davalı baba ile ortak çocuğun kişisel ilişkisinin...
İlk derece mahkemesince alınan 05/09/2017 tarihli uzman raporunda hastane raporuna göre, çocuğun yaşayacağı yeni bir travmanın çocuk açısından olumsuz olacağı belirtilerek bu aşamada kişisel ilişkinin durdurulmasının uygun olacağı, çocuğun iyileşmesi halinde aşamalı, sınırlı ve güven duyulan kişi eşliğinde kişisel ilişkinin değerlendirilebileceği belirtilmiştir. Jandarma teslim tutanağı, tanık ifadeleri, hastane raporu ve uzman raporu uyarınca, çocuğun huzurunun davalı-davacı baba ile kişisel ilişki nedeniyle ciddi olarak tehlikeye girdiği ve çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararına uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla, çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiş ve kararın bozulmasını gerektirmiştir....
Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/2). Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). İlişkide anne/babalık duygularının tatmini yanında çocuğun bedensel, fikri, ruhsal, eğitsel, kültürel gelişimine yönelik yararı da gözetilir. Anne/baba yararı ile çocuk yararı çatışırsa, çocuğun yararına üstünlük tanınır (4721 sayılı Türk Medeni Kanunu md.182/II ve 324)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Olmadığı Takdirde Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından; kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba ortak çocuklar.... ve...’in velayetlerinin tarafına verilmesini, bu talebinin kabul edilmemesi halinde ortak çocuklarla kendisi arasında kişisel ilişkinin kurulmasını talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacının velayete ilişkin talebinin reddine, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Hüküm davalı anne tarafından kurulan kişisel ilişki yönünden temyiz edilmiştir....
Mahkemece anne ile çocuk arasında, boşanma davasında kararlaştırılan ve devam eden kişisel ilişkinin tarihlerini değiştirmeksizin 2015 yılı yaz ayında müşterek çocuğun İzmir'deki akrabalarının nezaretinde akrabalarının evinde üvey baba ile yalnız kalmaksızın annesi ile kişisel ilişki kurmasına, ilerleyen yıllar için kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Boşanma ilamında yer alan kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun tehlikeye girdiğine veya annenin bu hakkını çocuğun bakım ve eğitimi ve yetiştirilmesine ilişkin yükümlülüklerine aykırı olarak kullandığına dair dosyada bir delil bulunmadığı gibi, mevcut kişisel ilişkinin değiştirilmesinin çocuğun menfaatini gerekli kıldığına ilişkin de bir delil bulunmamaktadır. Bu durumda davanın tümünün reddi gerekirken; yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....