Kişisel ilişki konusunda idrak çağında bulunan ortak çocuğun görüşünün sorulması ile kişisel ilişki kurulması konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak (4787 sayılı Kanun m.5) anne ve babanın barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirmek suretiyle kişisel ilişki yönünden karar verilmesi gerekirken, yeterli ve gerekli inceleme yapılmaksızın karşı davanın reddine karar verilmesi hatalı görülmüş ve hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda gösterilen sebeplerle, bölge adliye mahkemesinin kararının KALDIRILMASINA ve ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, davacı-karşı davalı babanın temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcın istek halinde yatıranlara geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 12.01.2021 (Salı)...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın yetki yönünden reddi ile yetkili ve görevli Niğde Aile Mahkemesinin yetkili olduğuna, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava kişisel ilişki kurulmasına ilişkin olup, davacı taraf, kararın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını, amacına ve yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK. md. 324/2). Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davacı ile küçük arasında soybağının kaldırıldığını, ancak soybağına dayalı velayet ve kişisel ilişki kurulabileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Üçüncü kişilerle kişisel ilişki Türk Medeni Kanununun 325. maddesinde düzenlenmiş, anılan maddede olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı olan diğer kişilere özellikle hısımlarına da tanınabileceği belirtilmiştir. Bu maddeden anlaşılacağı üzere kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı olan üçüncü kişiler sadece hısımlardan ibaret olmadığı gibi kişisel ilişki kurulmasını istemek için soybağının kurulması şartı da bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre hısımlar dışında kalan diğer kişiler de koşulları varsa çocuk ile kişisel ilişki kurabilirler....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davacılar ile torunları arasında kişisel ilişki kurulmuş ise de, davalı anne ile davacının oğlunun 26.01.2022 tarihinde boşandıkları, çocukların velayetinin davalı anneye verildiği, baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine karar verildiği, baba ile kurulan kişisel ilişki sürelerinde davacı dedenin de torunları ile görüşebileceği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı dede vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur. B....
Davacı babanın davası, davalı anne yanında bulunan çocukla kişisel ilişki kurulmasına yöneliktir. Yapılan muhakeme ve toplanan delillere göre davalının yapılan istinaf incelemesinde; Yapılan dosya incelemesinde; müşterek çocuğun 20/10/2015 doğumlu olduğu, davacı baba tarafından 26/10/2015 tarihinde tanınarak nüfusuna kaydedildiği anlaşılmıştır. Çocuğun anne ile yaşadığı anlaşılmaktadır. Anne ve babadan her biri velayeti altında bulunmayan veya velayet hakkı kendisine bırakılmayan çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteyebilir. (TMK m. 323 vd.) Somut olayda, dosyada çocuk ile davacı baba arasında kişisel ilişki kurulmasına engel bir hal yoktur. Davalı annenin davacı baba ile kişisel ilişki kurulmasına yönelik savunması incelendiğinde; somut olarak kişisel ilişkinin küçüğün yararına olmadığını ispatlayamamıştır. Kurulan kişisel ilişki süresi de çocuğun yaşına uygun bulunmuştur....
Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince tarafların 05.02.2009 doğumlu torunları ile dede arasında kurulan kişisel ilişki hükmündeki " her yıl Şubat Sömestr tatilinin 2. Haftası Pazartesi günü sabah saat 10.00'dan aynı haftanın Cuma günü akşam saat 20.00'a kadar, her yıl Nisan ve Kasım ayları ara tatillerinin Çarşamba günü sabahı saat 10.00'dan takip eden Cuma günü akşam saat 20.00'a kadar, her yıl 17 Ağustos günü sabah saat 10.00'dan 31 Ağustos akşam saat 20.00'a kadar" olacak şekilde kurulan kişisel ilişkinin, çocukların yaşları ile geçirdikleri travmalar dikkate alındığında sık ve annenin velâyet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel nitelikte olduğu gözetilerek, daha uygun sürelerle kişisel ilişki kurulması gerekirken; ara tatil, sömestri tatili ve yaz tatilinde olacak şekilde uzun süreli kişisel ilişki kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirir. VI....
ile davalı anne arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine, sınırlandırılması talebinin ise kabulü ile boşanma dosyasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılarak yerine ortak çocuk ile davalı anne arasında " Her ayın 1. ve 3. hafta sonu Cumartesi saat 09:00 ’dan saat 17:00 ’a kadar, dini bayramların 3. günü saat 09:00’dan saat 17:00’a kadar, her yıl 1 Temmuz saat 09:00’dan 7 Temmuz saat 17:00’a kadar anneye verilmek sureti ile kişisel ilişki kurulmasına " karar verilmiştir. Hükme karşı davacı baba tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince davacı babanın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge adliye mahkemesi hükmü taleplerinin reddedilen kısmı yönünden davacı baba tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; tarafların TMK.nun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davalı babaya verilerek, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı kadın ve çocuklar yararına tedbir nafakası ile davacı kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Torunla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; kişisel ilişki kurulmasına ilişkin verilen kararların Yargıtay’da duruşmalı inceleneceğine ilişkin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde hüküm bulunmadığından duruşma isteğinin reddine karar verilip, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı babaanne ile küçüklerin görüşmesinin davalı anne Güzin veya bir uzman nezaretinde yapılması şeklindeki hüküm davacı tarafa külfet yükleyeceği gibi, davacının kişisel ilişki kurulması hakkını rahatça kullanılmasına da engel olacağından doğru...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından ortak çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk 15.07.2015 doğumlu olup, yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine muhtaçtır. Müşterek çocuğun yaşı gereği uzun süreli olarak anne yanından ayrılmasının gelişimini olumsuz yönde etkileyeceği dikkate alınarak çocuk ile davalı baba arasında daha kısa süreli ve yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken, bu yönün gözetilmemesi usul ve yasaya aykırıdır....