Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına, yüksek güvenlikli sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına TÜRK MİLLETİ ADINA Müsnet suçu işlediği kanıtlarla sübuta eren sanık ...'ın suç tarihinde ceza ehliyeti bulunmadığına ilişkin Adli Tıp 4. İhtisas Kurulunun 29.04.2009 tarih ve 1786 sayılı raporu gözönünde bulundurularak sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 32 ve 57. Maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesine, yüksek güvenlikli sağlık kurumlarında koruma ve tedavi altına alınmasına dair mahkeme kararı yasaya uygun olduğundan, müdahil vekilinin kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, eksik incelemeye vesaireye yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün tebliğnamedeki düşünce gibi (ONANMASINA), 25.01.2012 gününde oybirliği ile karar verildi. ......

    Vesayet organları ve vesayet işleriyle görevlendirilmiş olan diğer kişiler, bu görevlerini yerine getirirken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler (TMK m. 466). Kısıtlı ergin kişi ile davacı arasında kişisel ilişki tesisine yönelik istek kısıtlının korunması ve ona yardım etme yükümlülüğü kapsamında tedbir alınması niteliğinde (TMK m. 487) olup, bu talebi inceleme ve karara bağlama görevi vesayet makamına (sulh hakimine) aittir. Aile mahkemesi aile hukukundan doğan dava ve işlerde görevlidir (4787 s. K .m 4/l) İsteğin vesayet hükümlerine göre incelenip sonuca bağlanması gerekir. Bu bakımdan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esası hakkında hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.02.2016 (Pzt.)...

      Farklı bölge adliye mahkemelerinin yargı çevresinde kalan ilk derece mahkemeleri ile bölge adliye mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarının giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 21 ve 22 nci maddeleri ile 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un (5235 sayılı Kanun) 36 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan düzenlemelerdir. 2. 4721 sayılı Kanun’un “Yerleşim yeri” başlıklı 19 uncu maddesinin birinci fıkrası şöyledir: “Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir.” 3. 4721 sayılı Kanun’un “Vesayet işlerinde yetki” başlıklı 411 inci maddesi şöyledir: “Vesayet işlerinde yetki küçüğün veya kısıtlının yerleşim yerindeki vesayet dairelerine aittir.” 4. 4721 sayılı Kanun’un “Yerleşim yerinin değişmesi” başlıklı 412 nci maddesi şöyledir: “Vesayet makamının izni olmadıkça vesayet altındaki kişi yerleşim yerini değiştiremez...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Ceza verilmesine yer olmadığına dair Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nin 57/1. maddesi gereği fiili işlediği sırada akıl hastası olan sanık hakkında, koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbirine hükmedilmesi gerektiği gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden CMUK’un 322. maddesi gereğince, hükmün B bendine ikinci paragraf olarak "Sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nin 32/1. madde ve fıkrası son cümlesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nin 57/1. madde ve fıkrası gereğince koruma ve tedavi amaçlı olarak...

          Bunlardan birincisi; maddede sayılan hallerin varlığına bağlı olarak ergin kişinin toplum için tehlike oluşturması; diğeri ise, kişisel korunmasının başka türlü sağlanamamasıdır. Maddede sayılan hallerin varlığına rağmen ergin kişinin korunması için yasal başka imkanlar varsa, özgürlüğünün kısıtlanmasına karar verilemez. Böyle bir durumda vesayet makamı, kişisel korunmasını sağlayacak diğer imkanları kararında gösterir ve özgürlüğün kısıtlanması isteğini bu sebeple reddeder. Aksi durumda, kişinin korunması amacıyla, ne için (tedavisi, eğitimi veya ıslahı) olduğunu da belirtmek suretiyle, kuruma yerleştirilmesine veya alıkonulmasına, eş değiyişle özgürlüğünün kısıtlanmasına karar verecektir. O halde, sayılan hallerin mevcut olup olmadığı, toplum için tehlike oluşturup oluşturmadığı, oluşturuyor ise, kişinin korunmasının başka türlü sağlanıp sağlanamayacağı, ayrıntılı bir araştırma ve inceleme yapılmasını ve ilgili kişilerin dinlenmesini (TMK. m. 437/...) gerektirir....

            Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördüğü süre zarfında yerleşim yerini adrese dayalı nüfus kayıt sisteminden alınan nüfus kaydına göre ".. Mayıs Mh. Ozan Sk. No:5/4 .../..." olarak değiştirdiği anlaşılmıştır.Bu durumda uyuşmazlığın, Kadıköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 Sayılı HMK.'nun 22. ve 23. maddeleri(1086 Sayılı HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri) gereğince Kadıköy 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 21.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              yarar olduğu bildirilmiş, kısıtlı adayının duruşmada beyanları alınarak bu kez Trakya Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezine sevki sonucunda ilgili hastanenin 16.06.2021 tarihli sağlık kurulu raporu ile, kısıtlı adayında herhangi bir akıl hastalığı ya da zayıflığı saptanmadığının, TMK nın 405. maddesi uyarınca vesayet altına alınmasına gerek olmadığının, kişide saptanan alkol kullanım bozukluğu nedeniyle TMK nın 406. maddesi uyarınca vesayet altına alınması hususunun mahkemenin takdirinde olduğunun, TMK nın 432. maddesi uyarınca yatarak tedavi edilmesine gerek olmadığının bildirildiği görülmüş, kısıtlı adayının beyanları ile rapora yaptığı itirazlar dikkate alınarak bu kez Adli Tıp Kurumu 4....

              Maddesi ile de “Bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte aile mahkemelerinde görülmekte olan ve 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında yer alan konularla ilgili dava ve işler yetkili ve görevli mahkemesine devredilir.” hükümleri getirilmiştir. Medeni Yasanın sözü edilen İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında vesayet, kayyımlık ve yasal danışmanlıkla ilgili hükümler bulunmaktadır. 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının İkinci Kitabının Üçüncü Kısmında yeralan 397. maddesinin 2. fıkrası gereğinceVesayet makamı, Sulh Hukuk Mahkemesi; Denetim makamı, Asliye Hukuk Mahkemesidir.” 4721 sayılı yasanın 419.maddesinin 3. Fıkrası gereğince "Kısıtlanan ergin çocuklar kural olarak vesayet altına alınmayıp velayet altında bırakılır." Somut olayda, davacının oğlu ...,TMK 405 anlamında kısıtlanmış ise de, vesayet makamı bu çocuğun, annesi ...'ın velayeti altında bırakılmasına karar vermemiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Mala zarar verme, iftira Hüküm : TCK'nın 32/1, 57/1, CMK'nın 223/3-a maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli bir sağlık kuruluşunda iyileşinceye kadar koruma ve tedavi altına alınmasına Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılama sonunda suçların sanık tarafından işlenmesine rağmen, akıl hastalığı nedeniyle kusuru bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli bir sağlık kuruluşunda iyileşinceye kadar koruma ve tedavi altına alınmasına ilişkin hükümlerin ONANMASINA, 06.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Mala zarar verme Hüküm : TCK'nın 32/1, 57/1, CMK'nın 223/3-a maddeleri uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli bir sağlık kuruluşunda iyileşinceye kadar koruma ve tedavi altına alınmasına Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılama sonunda suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, akıl hastalığı nedeniyle kusuru bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, ceza verilmesine yer olmadığına, koruma ve tedavi amaçlı olarak yüksek güvenlikli bir sağlık kuruluşunda iyileşinceye kadar koruma ve tedavi altına alınmasına ilişkin hükmün ONANMASINA, 06.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu