Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

B S. 3429) İkinci davanın davalısı ilk itiraz olarak davaların birleştirilmesini istememişse birleştirme kararı verilmesi mümkün değildir. Zira farklı yerlerde açılan davalarda birleştirmeyi isteme davacının değil davalının hakkıdır. Somut olayda , Türk Medeni Kanunu'nun 226. maddesinde düzenlenen eşya alacağına ilişkin Menderes Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan işbu davanın İzmir 10.Aile Mahkemesi'nde görülmekte olan boşanma davası ile birleştirmesi hususunda davalının ilk itirazı bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken HUMK.nun 45/2 ve 187/5. maddeleri hükümlerine aykırı olarak yazılı şekilde re'sen birleştirme kararı verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/358 KARAR NO : 2021/405 DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi DAVA TARİHİ : 20/04/2021 KARAR TARİHİ : 21/04/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2021 Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı şirket yetkisi tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; ortağı ve yetkilisi olduğu ... isimli,....... ticaret sicil numaralı şirketinin 15/04/2011 tarihinde tescil edildiğini, şirket karar defterinin kaybedildiğini, şirket karar defterinin yenisini noterde tasdik ettirebilmesi için zayi belgesine ihtiyaç olduğunu belirterek zayi belgesi verilmesi hususunda gerekli işlemlerin yapılmasını talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK'nun 82/7.maddesi uyarınca açılan zayi belgesi verilmesi davasıdır. Davacı şirket yetkilisi, şirket karar defterinin kaybedildiğini iddia etmektedir....

      Sulh Ceza Mahkemesi tarafından araca tedbir şerhi konulduğu, bu olaya rağmen malen sorumlu tarafından aracın incelemeye konu iş bu dosyadaki olayda 16/06/2014 tarihinde yeniden sanığın sevk ve idaresine verilmesi nedeniyle malen sorumlunun iyi niyetinden söz edilemeyeceğinin anlaşılması karşısında, nakil aracının müsaderesine karar verilmesi gerekirken, “sanığı köylüsü olması sebebiyle yeniden işe aldığı, olayla alakası olmadığı” yönündeki beyanına itibar edilerek yazılı şekilde müsadereye yer olmadığına karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan ... İdaresi vekilinin, o yer Cumhuriyet Savcısının ve üst Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        un atfı cürüm niteliğindeki iddialarına dayanılarak yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de; a-Suça konu aracın çaldıktan sonra yapılan ihbar üzerine kolluk görevlileri tarafından görülmesi araçtan inerek yaya olarak kaçan ve yakalanamayan sanık ...'in eylemi tamamlandığı halde teşebbüs hükümlerinin uygulanması, b-Suça konu aracın değeri pek fahiş olduğu halde 765 sayılı TCK'nın 522.maddesinin pek hafif değere ilişkin hükümleri uygulanarak yazılı şekilde karar verilmesi, c-Sanığın atılı suçu anahtar uydurmak suretiyle işlediğine dair delillerin nelerden ibaret olduğu kararda açıklanmaksızın yazılı şekilde cezalandırılmalarına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş,sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan,hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA,hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine,19/11/2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          dan elde edilen dört adet sikkenin 2863 sayılı Kanun kapsamında, müzelik değer taşıyan, tasnif ve tescile tabi eserlerden olduğunun belirtildiği, sanığın, tarlasında çalışırken bulduğu bu eserlerden yüz altı adetini Müze Müdürlüğü'ne teslim edip dört adetini teslim etmeyerek, bunları bulundurma iradesi taşıdığını gösterdiği ve savunmasında da bu durumu ifade ettiği, bu nedenle sanığın 2863 sayılı Kanunun 67. maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, suç kastı ile hareket etmediği şeklindeki yerinde olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi, Kabule göre de; 2863 sayılı Kanunun 23. maddesi kapsamında müzelik değer taşıyan, tasnif ve tescile tabi taşınır kültür varlıklarının Müze Müdürlüğü'ne teslimine karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği gözetilmeksizin, ayrıca 5237 sayılı TCK'nın 54. maddesi uyarınca zoralımına da karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı...

            Ancak; Kabule göre, kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımları düzenleyen 5237 Sayılı TCK.nun 50/1-f maddesi uyarınca sanık hakkında belirlenen hapis cezasının kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya çevrilmesine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar şekilde hapis cezasının, sanığın vasıfsız temizlik, bakım, onarım hizmetlerinde çalıştırılma cezasına çevrilmesine karar verilmesi, -2- Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları, bu itibarla yerinde görüldüğünden; hükmün 1412 sayılı CMUK.’nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak bu aykırılığın aynı kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; Sanığın 7 ay müddetle kamuda yararlı vasıfsız temizlik, bakım, onarım hizmetlerinde çalıştırılma cezasına çevrilmesine ilişkin bölümün karardan çıkarılmasına ve yalnızca sanığın 7 ay süre ile kamuda yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilmesi suretiyle, Diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.04.2013 tarihinde...

              Babında yazılı suçlardan takibi şikayete bağlı olanların müştekilerin şikayetten vazgeçme nedeniyle İİK'nun 354. maddesi gereğince davanın düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, TCK 73/5. maddesi gereğince davanın düşürülmesine karar verilmesi, II-Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik olarak kurulan hükmün temyiz incelemesi sonunda; ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün 5 Temmuz 2008 tarih ve 36705 sayılı yazıları ile borçlunun 24/12/2007 tarihi itibariyle ticareti re'sen terk işleminin yapıldığının bildirilmesi ve müşteki vekilinin, 14 Temmuz 2008 tarihinde icra dairesinde işlem yaptırdığı sırada bu durumu öğrenmesine rağmen, İİK'nun 347. maddesinde düzenlenen üç aylık süre geçtikten sonra 02/12/2008 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle müştekinin şikayet hakkının düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de; Takip konusu çeklerden, 7/5/2008 tarih ve 4.250,00 TL bedelli çekin sadece sanıklardan ...'...

                Asliye Hukuk Mahkemesince ise, davanın hasımlı olarak açılmış olmakla birlikte münhasıran mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin olduğu, mirasçılık belgesinin iptali istemi yönünde herhangi bir talebin bulunmadığı, davanın hasımlı olarak açılmış olmasının uyuşmazlığı çekişmeli hale getirmeyeceği, yargılama sonunda verilecek kararla miras payının değişmesinin söz konusu olmadığı bu nedenle davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. TMK'nın 598/1. maddesinde mirasçılık belgesinin sulh hukuk mahkemesince verilmesi öngörülmüştür. 6100 sayılı HMK'nın "çekişmesiz yargı işleri" başlığını taşıyan 382/2-c maddesinin 6. bendine göre mirasçılık belgesi verilmesi sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girmekte ve çekişmesiz yargı kapsamında kalmaktadır....

                  Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davada birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerekir. Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen ... parsel no'lu taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu dosyada mevcut tapu kaydından anlaşılmaktadır. Payın haczi ve satışı mümkün olduğundan mahkemece bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde satış kararı verilmesi doğru olmadığı gibi borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi fazlaya ilişkin istemin reddedilmesi gerektiği hususunun da dikkate alınmaması doğru değildir....

                    Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R - Dava mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. İstanbul 18.Sulh Hukuk Mahkemesince, mirasçılık belgesi talepli davanın hasımlı açıldığı,sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturacağı dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesi ise,açılan dava ile muris.....'nin mirasçıları tarafından yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi talep edildiği,yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi isteminin çekişmesiz yargı işi niteliğinde bulunması nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Davacı vekili müvekkillerinin ,muris ..... kızı ...'...

                      UYAP Entegrasyonu