Dosyada yapılan incelemede; davalı-karşı davacı kadının şahsi ilişki günlerinde ortak çocuğun babasının akrabası tarafından istismara uğradığına ilişkin iddiası üzerine, velayet ve kişisel ilişki hususunda aldırılan bilirkişi raporunda “ortak çocuğun babanın yaşam alanında yaşadığı cinsel istismarın etkisiyle varolan anksiyetel tepkileri ve gelişen korkuları göz önünde bulundurulduğunda baba ile ortak çocuk arasında, küçüğün yaşamış olduğu mahal dışına çıkmadan ve de yatılı olmamak kaydıyla sınırlı düzeyde şahsi ilişki kurulmasının, bu sürecin de anne tarafından desteklenmesinin küçüğün psikolojik, pedagojik ve sosyal gelişimi açısından uygun olacağı kanaati bildirildiği” anlaşılmaktadır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararı olup ana ve babalarıyla düzenli şekilde ve gözetim olmaksızın kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kişisel ilişki süresi, nafaka ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince; davacı kadın tarafından açılmış boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin davacı kadına verilmesine, çocuk yararına nafakalara ve davacı kadın yararına tazminatlara hükmedilmiş, karar davalı erkek tarafından hükmün tamamı yönünden, davacı kadın tarafından kişisel ilişki süresi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden istinaf edilmiş, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesinin 25.05.2022 tarih 2021/660 Esas 2022/862 Karar sayılı ilamı ile davacı kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları arttırılmış, kişisel ilişki yeniden düzenlenmiş, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Küçük ... 2009 doğumlu olup, boşanma kararıyla velayeti anneye verilmiş, baba ile çocuk arasında boşanma kararında gösterilen sürelerde kişisel ilişki kurulmuştur. İlk derece mahkemesince alınan sosyal inceleme raporunda, babaanne ve dedenin bulunduğu ortam görülmeden, aralarında kişisel ilişki kurulması konusunda bir kanaat bildirilmesinin doğru olmayacağı belirtilmesine karşın bu eksiklik giderilmeden karar verilmesi doğru olmamıştır. Ayrıca yaşı nedeniyle idrak çağında bulunan ortak çocuk Tunahan Ali’nin babaane ve dede ile kişisel ilişki konusunda görüşüne başvurulmadan karar verilmiştir....
Davalı erkek, kişisel ilişkinin yetersiz olduğundan bahisle, istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesince başvurunun kabulüne karar verilerek kişisel ilişki yönünden yeniden hüküm kurulmuştur. Hüküm davalı erkek tarafından kişisel ilişki yönünden temyiz edilmiştir. Velayeti anneye bırakılan ortak çocuk ... ile baba arasında dini bayramlarda kurulan kişisel ilişki yetersizdir; dini bayramlarda çocuk ile baba arasında yatılı kişisel ilişki kurulmaması doğru bulunmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, kişisel ilişkinin süresi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin 17.06.2015 tarihli, 2015/11765 esas, 2015/12832 karar sayılı bozma ilamında, "velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresinin az olması ve aynı şehir ayrı şehir ayrımı yapılmadan kişisel ilişki kurulması" yönünden bozulmuştur. Mahkemece kurulan 26.10.2015 tarihli hükümde aynı şehir, ayrı şehir ayrımı yapılmadan kişisel ilişki kurulmuş ise de kurulan kişisel ilişki yeterli değildir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından; boşanma davasının reddi ve fer'ileri yönünden, davalı koca tarafından ise; ziynet alacağı, kişisel ilişki ve boşanma yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle yargılama devam ederken davalı baba ile müşterek çocuk arasında ara kararı ile tedbiren kişisel ilişki tesisine karar verildiği, nihai kararda ise küçükle anne arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği bu yanlışlığın maddi hatadan kaynaklanmakta olup mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunduğunun anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın...
Hükmü, davacı-karşı davalı kadın, kişisel ilişki yönünden temyiz etmiştir. Davalı- karşı davacı erkek ise her iki boşanma davası ve ferileri yönünden temyiz etmiştir. Erkeğin reddedilen boşanma davasına yönelik bir temyiz bulunmadığına göre, bu dava katılma yoluyla da temyize getirilemez. Bu bakımdan erkeğin, kendi boşanma davasının reddine ilişkin katılma yoluyla temyiz talebinin açıklanan sebeple reddine karar vermek gerekmiştir 2-Davacı-karşı davalı kadının yatılı kişisel ilişki yönünden, davalı-karşı davacı erkeğin ise kadının kabul edilen boşanma davası ve fer'ileri yönünden temyiz itirazlarının incelemesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir....
Kararın kişisel ilişkiye ilişkin gerekçesinde, baba hakkında düzenlenen iddianame içeriği ve idrak çağındaki Abdulaziz’in görüşü dikkate alınarak baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasının uygun görülmediği belirtilmesine karşın; kararın hüküm sonucu bölümünde baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edilmiştir. Davalı-davacı, kendisi hakkında düzenlenmiş bir iddianame bulunmadığı, çocuğun da kendisi ile görüşmek istediği ve kişisel ilişki yönünden kararın gerekçesi ve hüküm sonucunun çeliştiğinden bahisle, istinaf kanun yoluna başvurmuş ve bölge adliye mahkemesi, davalı-davacının kendi davası ve kusur belirlemesi dışındaki istinaf başvurularının esastan reddine karar vermiştir. Hüküm, yukarıda belitilen nedenlerle temyiz edilmiştir....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir.Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı, anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir....
in velayetinin babaya, ... ve ...'ın velayetlerinin ise anneye verilmesine karar verilmiş, velayeti kendisine verilmeyen ebeveynle çocuklar arasında karşılıklı kişisel ilişki tesis edilmiş ancak kurulan kişisel ilişki kardeşlerin birbirini göremeyecekleri şekilde düzenlenmiştir. Velayet kendisine bırakılmayan ortak çocukla diğeri arasında kişisel ilişki düzenlenirken kardeşlerin birbirini görmelerine olanak sağlayıcı şekilde düzenleme yapılması kardeşlik ilişkisinin gelişmesi için önemlidir. Bu bakımdan kardeşlerin birbirlerini görecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....