Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmünün açık lafzına aykırı olarak kişisel ilişki konusunda kendiliğinden düzenleme yaparak anlaşmalı boşanma kararı verilmiştir. Oysa; Yerel mahkeme kişisel ilişki karşısındaki düzenlemeyi duruşmada taraflara sormalı ve bu düzenlemenin taraflarca kabulü halinde anlaşmalı boşanma kararı vermelidir. Mahkemece önerilen düzenleme taraflarca kabul edilmez ise davaya çekişmeli boşanma (TMK md. 166/1) hükümlerine göre devam edilmesi gerekir. Yerel mahkeme hakiminin kişisel ilişki konusunda tarafların düşüncelerini almadan KENDİLİĞİNDEN düzenleme yapması Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi hükmünün LAFZINI yok saymaktır. Değerli çoğunluğun görüşüne katılmama Hukuk Muhakemeleri Kanununun 33. maddesi hükmü izin vermemektedir. 4-ME/HA/HA...
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, nafakaların ve tazminatların miktarı ve kişisel ilişki yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise her iki boşanma davası ve ferileri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk derece mahkemesince kadın tarafından açılan boşanma davası kabul edilmiş, 07.09.2018 doğumlu ortak çocuk Fatma Nur'un velayeti davacı-karşı davalı anneye verilmiş ve davalı-karşı davacı baba ile yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmuştur....
Davaya konu çocuk Taha Toprak 12.12.2009 doğumlu olup, anne ve babası boşanmış; boşanma kararı ile velayet davalı anneye bırakılmış, velayetin kullanılması kendisine bırakılmayan baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Kanuna göre olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde diğer kişilere özellikle hısımlarına çocukla kişisel ilişki kurulması hakkı tanınabilir (TMK m. 325/1). Boşanma kararı ile kendisine kişisel ilişki hakkı tanınmış olan baba Rusya'da yaşamaktadır. Davacılar ve davalı anne ile torun Muğla'da yaşamaktadır. Babanın yurt dışında çalışıyor ve yaşıyor olması TMK'nun 325/1. maddesindeki olağanüstü hal kavramı içine girmez. Boşanma kararı ile baba ile çocuk arasında kurulan kişisel ilişki yeterli olup, babanın yurt dışından gelememe sebebine ilişkin bir olağanüstü hal, davacılar tarafından kanıtlanmamıştır....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, nafakalar, velâyet, kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesince boşanma ve ferilerine hükmedilmiş, ortak çocukların velâyeti anneye verilerek baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (...) tarafından, diğer tarafın boşanma davası, kusur belirlemesi, diğer taraf yararına hükmedilen tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayeti davalı-davacıya bırakılan çocukla, davacı-davalı arasında kişisel ilişki tesis edilirken "aynı şehir" ve "ayrı şehir" ayrımı yapılmış, aynı şehirde yaşamaları hali için, yaz dönemi haricinde yatılı kişisel ilişki öngörülmemiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; taraflar arasındaki boşanma davasının 29.09.2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, müşterek çocuğun geçici velayetinin anneye verilerek baba ile tedbiren kişisel ilişki tesis edildiği, mevcut tedbiren kişisel ilişkinin boşanma davasının kesinleşmesine kadar devam edeceği, boşanma ve ferilerinin kesinleşmiş olmakla hükümde belirlenmiş olan kişisel ilişkinin 20.01.2022 tarihinden itibaren uygulanacağı, ilk derece mahkemesinin dava tarihi olan 30.09.2020 tarihinde mevcut bir tedbiren kişisel ilişki düzenlemesi, karar tarihi olan 16.03.2022 tarihinden önce kesinleşmiş bir kişisel ilişki tesisi mevcut olduğu gerekçesi ile davacının istinaf talebinin reddine, davalının istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kısmen kaldırılmasına, davacının kişisel ilişki düzenlemesi talebinin reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Ayrıca kendisine kişisel ilişki hakkı tanınan davalı-davacı babanın, bu hakkını amacına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli delil mevcut olmadığı gibi, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi olarak tehlikede olduğuna ilişkin bir delil de bulunmamaktadır. Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. O halde, davalı-davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişkinin daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde düzenlenmesine karar verilecek yerde, kişisel ilişkinin sınırlandırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Taraflarca özellikle bu konuda bir talep olmadığı halde, günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında kişisel ilişki tesis edilirken, aynı yer-farklı yer ayrımı yapılması doğru olmamıştır. Ayrıca kişisel ilişkinin cuma gününden başlatılması, dini bayramlarda tüm günleri kapsayacak şekilde kişisel ilişki kurulması, yaz tatilinde kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş günlerinin belirlenmemesi de hatalı olup, kurulan kişisel ilişki, okul çağında bulunan çocukların eğitim durumunu engelleyici nitelikte olduğu gibi annenin velayet görevini de engelleyici niteliktedir. Bu sebeple velayeti anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında aynı şehir-farklı şehir ayrımına gidilmeksizin daha uygun süreli kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
KARŞI OY YAZISI Anlaşmalı boşanma davalarında kişisel ilişki konusunda tarafların görüşü alınmalı, kabulü durumunda anlaşmalı boşanmaya hükmedilmelidir. Dava dosyasında kişisel ilişki süresi ve şekli konusunda tarafların görüşünün alınmadığı konusunda bir duraksama yoktur. Anlaşmalı boşanma davalarında boşanmanın fer'i hükümleri konusunda hakimin re'sen düzenleme yapma hak ve yetkisi bulunmamaktadır....
Şimdilik kişisel ilişki dışındaki bölümleri kesinleşmiş sayalım sonra da kişisel ilişki kesinleşir şeklindeki "kadameli kesinleşme" anlaşmalı boşanma olgusu ile bağdaşmaz. Anlaşmalı boşanmanın fer'i hükümlerinde oluşan çekişme hükmü bütününü özürlü kılar. Farklı düşünüyorum....