İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepler hakkında da karar verilmediğini belirterek, istinaf etmiştir. Davalı taraf, istinafa cevap vermemiştir. GEREKÇE: Dava, velayetin değiştirilmesi, iştirak nafakası, olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek genişletilmesi istemine ilişkindir. Tarafların Salihli 2....
-TL'ye çıkartılmasına, davacı babadan alınarak karşı davacı müvekkiline ödenmesine, davacının velayetin değiştirilmesi talebinin reddi ile küçük Eylül Karadeniz'in velayetinin müvekkili anneye bırakılmasına, yargılama giderleriyle ücreti vekalete de karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Dava dilekçesi, karşı dava dilekçesi, taraf beyanları, müzekkere cevapları, SİR raporu, ile tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde: Eldeki dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir, karşı dava ise iştirak nafakası talebine ilişkindir. Taraflar Mahkememizin 29/11/2017 tarih ve 2016/26 esas, 2017/845 Karar sayılı kararı ile boşanmışlar, 06/02/2018 tarihinde kesinleşmiştir. Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re'sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı erkek tarafından kişisel ilişki düzenlenmesi, davacı tarafından ise katılma yoluyla tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının temyizinin incelenmesine gelince; Tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarından sonra davacı tarafından açılan davada velayetin değiştirilmesine ilişkin talebin reddine, kişisel ilişkinin ise yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir....
Bu karar davalı erkek tarafından temyiz edilmiş, Dairemizce "kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden" bozulmuştur. Ortak çocuk yararına takdir olunan 100 TL tedbir ve 150 TL iştirak nafakası davacı kadın tarafından temyiz edilmemiştir. İkinci kararda ise tedbir nafakası 150 TL'ye ve iştirak nafakası 200 TL'ye çıkartılmak suretiyle yeniden hüküm tesis edilmiştir. Usulü kazanılmış hak gözetilmeden, ortak çocuk yararına 150 TL tedbir ve 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.10.2018(Pzt.)...
Her ne kadar dava dilekçesinde davacı yanın nafaka talebi bulunmamakta ise de çocuk için nafaka fiili bakım karşılığı belirlenen miktardır ve velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda bu davaların ferîsi niteliğindedir. Bilindiği üzere ferî talepler asıl talebin sonucuna bağlıdır. Diğer bir ifade ile iştirak nafakası eğer bir boşanma davasında velayete tabi çocuklar var ise, boşanma kararının varlığına, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan velayetin düzenlenmesine yönelik davalarda ise velayet talebinin kabulüne bağlıdır.Dolayısıyla velayet ve iştirak nafakası talebi arasında bir öncelik ya da sonralık ilişkisi bulunmayıp aslilik ve ferîlik ilişkisi söz konusudur(HGK.2017/2- 2444 E,2019/51 K.sayılı 31.01.2019 tarihli kararı).Bu niteliği itibarı ile dava dilekçesinde istenmesi şart olmadığı gibi müstakil harç yatırılması da gerekmez....
Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re’sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir.(HMK.md.385/2). Velayet düzenlemesinde, çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise, çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12, Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri uyarınca çocuk kendisini ilgilendiren davalarda kendisine danışılmak ve görüşünü ifade etmek hakkına sahiptir....
Kural olarak; iştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden iştirak nafakasını isteyemez. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer tarafdan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine verilen tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamalarında dikkate alınması zorunludur. Mahkemece; nafaka takdir edilirken, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumuda gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "Davacının davasının KABULÜ ile tarafların müşterek çocukları Derya Polat, Medine Nur Polat, Kadir Çınar Polat, Ada Nur Polat ve Arda Süleyman Polat lehine dava tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 250,00'şer TL katılım nafakasının davalıdan tahsili ile müşterek çocukların ihtiyaçlarında kullanılmak üzere davacıya verilmesine, nafakanın ileriki yıllarda TÜİK tarafından yayınlanan ÜFE oranında artırılmasına,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı erkek hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış katılım nafakası istemine ilişkindir. Nüfus kayıtlarının incelenmesinde davacı kadının karardan sonra 24/05/2021 tarihinde vefat ettiği anlaşılmıştır. Davacı anne vefat ettiğine göre çocukların velayet durumu askıda kalmıştır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenmediği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlar göz önünde tutulmalıdır. Somut olayda; tarafların boşanmaları ile müşterek çocuk Tuğra Kocaertuğrul'un velayetinin babaya verildiği, diğer çocuğun boşanma ilamından sonra iddet müddeti içinde doğması nedeniyle velayetinin düzenlenmesi gerektiği anlaşılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin çocuklarına şiddet uygulamadığını, çocuklar ile annenin iletişimine engel olmadığını, çocukların üstün yararının gözetilmesi gerektiğini, müvekkilinin evlendiğini, çocuklarına düzenli bir aile hayatı yaşatabileceğini, çocukların babanın yanında kalmak istemelerine rağmen velayetin anneye verilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava, müşterek çocukların boşanma kararı ile babaya verilen velayetlerinin değiştirilerek, anneye verilmesi ve çocuklar yararına iştirak nafakası isteğine ilişkindir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Velayetin değiştirilmesi yönünden yapılan incelemede; Taraflar 02/08/2019 tarihinde kesinleşen karar ile anlaşmalı olarak boşanmışlar, 2009 ve 2007 doğumlu müşterek çocukların velayetleri davalı babaya verilmiştir....