Boşanma sırasında takdir edilen yoksulluk nafakası tutarı aylık 1.300 TL olup yapılan yargılama sonucunda yoksulluk nafakasının aylık 300 TL artırılarak aylık 1.600 TL'ye çıkarılmasına karar verildiği, mevcut durumda mahkemece takdir edilen nafaka artırımı (300x12=3.600 TL) ile iştirak nafakası davasının reddine ilişkin kararların HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, davalı davacı vekilinin verilen kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince yoksulluk nafakasını artırılması ve iştirak nafakalarına ilişkin davalar yönünden istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerekmiş, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi yönünden davalı davacı tarafın 02/03/2023 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiğini beyan ettiği, mahkemece yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik davanın reddine karar verilmesi karşısında feragatin sonuca etkili olmadığı anlaşılmakla...
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, davalarında haklı olduklarını, davalının çocuklara bakacak durumda olmadığını, babanın çocuklarla anneyi görüştürmediğini, mahkemenin velayetin değiştirimesine ilişkin davalar kamu düzenine ilişkindir gerekçesiyle yetkisizlik kararı verdiğini, seçimlik yetkileri olup davacı annenin ikametinde dava açmalarının doğru olduğu gibi velayetin değiştirilmesi davasının çekişmesiz yargı işi olup HMK 382/2- 13 madde ve HMK 384 madde gereğince annenin kendi ikametinde dava açmasının kanunen mümkün olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına, dava dilekçesi doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası davasıdır. Velayetin kaldırılması, velayetin eşlerden birinden alınarak diğerine verilmesi ve kaldırılan velayetin geri verilmesi davası çekişmesiz yargı işidir. (HMK 382/2- a-13 mad.) İştirak nafakası davası basit yargılama usulüne tabidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Davaların çocukla kişisel ilişki kurulması, velayetin değiştirilmesi ile iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılmasına ilişkin karşılıklı davalar olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraflar süresinde istinaf talebinde bulunmuşlardır. Resen kamu düzenini ilgilendiren haller ile tarafların istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17/2- 2486 esas, 18/1148 karar sayılı ilamında açıklandığı üzere bir davada yasal temsilci ile küçüğün menfaati çatışıyor ise bu durumda küçüğe temsil kayyım atanması zorunludur. Temsil kayyımı atanmaksızın menfaat çatışması içerisinde yapılan hukuki işlemler kesin hükümsüzdür....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; iştirak nafakasının artış oranının belirlenmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle, davacının müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının gelecek yıllarda artış oranının belirlenmesine ilişkin bir talebinin bulunmadığının anlaşılmasına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle...
Davalı - karşı davacı erkeğin istinaf talebi yönünden ise yukarıdaki açıklamalar ışığında iştirak nafakasında yapılan artışın isabetli olduğundan ve iştirak nafakasının indirilmesini gerektirir bir sebep bulunmadığından bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine, tarafların boşanma davası sırasında ve halen aynı işlerde çalıştıkları gelir durumlarında önemli bir değişiklik olmadığı ve tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi gözetildiğinde yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da indirilmesi şartlarının mevcut olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince yoksulluk nafakasının kaldırılması - indirilmesi taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu, davalı - karşı davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin de reddi gerektiği anlaşılmış aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davacı-davalı kadının çocuk için iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf başvurusunda; Tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları,boşanma kararının kesinleşme tarihine göre çocuğun yaşı,uyap aracılığı ile alınan SGK çalışma ve gelir dökümü,ihtiyaç ve gelirler,TMK 4 ncü maddesine göre belirlenen aylık 500 TL.iştirak nafakasının az olduğu,aylık 750 TL.olarak yeniden belirlenmesinin,bu miktarın kararın kesinleşme tarihi kriter alınarak takip eden her yıl üfe oranında artırılmasının uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Davacı-davalı kadının kendisi için yoksulluk nafakası ile ilgili karara ilişkin istinaf başvurusunda; Davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusu bulunmadığından kadın lehine yoksulluk nafakasının esası kesinleşmiştir....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davada, davacı-karşı davalı taraf; iştirak ve yoksulluk nafakalarının artırılmasını; davalı-karşı davacı taraf; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ile yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece; yoksulluk nafakasının artırılması talebinin reddine, iştirak nafakasının artırılması talebinin kısmen kabulüne; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabulü cihetine gidilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, 28.11.1958 tarih ve 15/15 sayılı İ.B.K'na göre nafakaya dair istemlerin kabulünde, dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere karar verilmesi gerekir...
günün sosyal-ekonomik koşullarına ve müşterek çocukların artan ihtiyaçlarına göre nafakaların yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 300 TL'ye, iştirak nafakalarının ise ayrı ayrı 400'er TL'ye çıkarılmasını talep ve dava etmiştir....
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı kadının, yoksulluk nafakası miktarı ile yoksulluk ve iştirak nafakalarının her yıl artırılması talebine ilişkin olumlu olumsuz karar verilmemesine yönelik istinaf talebinin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜNE, mahkemece takdir edilen tedbir nafakasının artırılmasına yönelik istinaf talebinin ESASTAN REDDİNE, istinaf istemi kabul edilen yönden yeniden esas hakkında karar verileceğinden ilk derece mahkemesi kararının 8 nolu hüküm fıkrası ile 6 nolu hüküm fıkrasının iştirak nafakasına ilişkin hükümlerinin KALDIRILMASINA, 2- 6100 sayılı HMK'nun 353.maddesinin 1.fıkrası (b) bendinin 2.maddesi uyarınca esas hakkında bu konularda yeniden hüküm kurulmasına Buna göre; a-)Davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kabulü ile TMK'nın 175 maddesi uyarınca aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, takdir edilen yoksulluk nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihten...
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacının gelirinin olmadığı, müşterek çocuğun masraflarının fazla olduğu, günün ekonomik koşullarında mevcut nafakaların yetersiz kaldığı gerekçesi ile müşterek çocuk için aylık 230 TL iştirak nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere 270 TL'ye; davacı için aylık 230 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden geçerli olmak üzere 270 TL'ye yükseltilmesine ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması istemine ilişkindir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yoksulluk nafakasına ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacı vekilinin, müşterek çocuk ......