Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....
Davacı tarafın velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf incelemesine gelince; Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve velayetin değiştirilmesine yönelik talebin reddine dair gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesinin velayetin değiştirilmesine yönelik talebin reddine dair kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılğın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının velayetin değiştirilmesi talebinin reddine yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına ulaşılmıştır....
Ne varki;Mahkemece ortak velayetin değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun "...kararda aksi belirtilmedikçe,velayetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar"şeklindeki 348/son maddesinin uygulanmasına neden olunacak şekilde "ortak velayetin kaldırılmasına"dair hüküm tesis edildiği,davada TMK 348 nci maddesinin iddia ve ispat edilmediği,dolayısı ile dairemizce "ortak velayetin kaldırılması"şeklindeki ibarenin "ortak velayetin değiştirilmesi"olarak düzeltilerek yeniden hüküm kurulması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmış,aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın velayetin değiştirilmesi davasında haklı neden ileri sürmek yerine doğrudan davalı kadının kişiliğine saldırır şekilde dilekçe tanzim edildiğini, iftira atıldığını, davalı annenin velayet hakkını kötüye kullandığına dair hiç bir delil olmadığını, davalının boşanmış bir insan olarak istediği hayatı yaşamasına bir engel olmadığını, davalının yeniden evlenmesinin velayetin değiştirilmesi nedeni yapılamayacağını, davalının, davacıdan şiddet gördüğü için boşandığını, davacının, davalıya güvenip güvenmemesinin, davalının çalışmamasının veya iş ve ev sahibi olmamasının velayetin değiştirilmesi nedeni olamayacağını, davalının 2012 yılındaki boşanmadan beri çocuğa tek başına baktığını, iş bulduğu sürelerde de çalıştığını, SGK kayıtları ile de sabit olduğunu, davacının, davalı ve çocuğu maddi ve manevi hiç desteklemediğini, çocuğuna nafaka dahi vermediğini, tarafların boşanmaları sırasında dava dilekçesindeki iddialar gibi olumsuzluklar...
Aile Mahkemesine açılan velayetin değiştirilmesi davasında verilen hükmün küçüğün babası tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 24.02.2016 tarih 2016/1902 esas ve 2016/3287 karar sayılı ilamı ile küçüğün velayetinin değiştirilerek velayetin annesine verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. O halde küçük hakkında koruma kararı verilmesine esas teşkil eden ... Aile Mahkemesinin velayetin değiştirilmesi davasının sonucu beklenerek ve taraf teşkili de gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmağına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.10.2016 (Salı)...
Velayetin değiştirilmesi asıl talep, iştirak nafakasının kaldırılması talebi de asıl talebin sonucuna bağlı feri bir taleptir. Davacının feri nitelikteki iştirak nafakasının kaldırılması talebi, ayrıca harç ödenmesini gerektirmemektedir. Hal böyle olunca, davacının velayetin değiştirilmesine karar verilen çocuk ... yönünden iştirak nafakasının kaldırılması talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, harcı ödenerek açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle, bu talebin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Velayetin değiştirilmesi davasında; Dosya içine alınan sosyal inceleme raporları, babanın velayet görevinin gereklerini ihmal ve istismar ettiğinin, kişisel ilişkiye engel olduğunun ispatlanamaması, çocuğun baba ile kalmak istemesi nazara alınarak velayetin değiştirilmesi davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmış olup, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- İncelemeye konu velayetin değiştirilmesi davasında davalı usulünce yetki itirazında bulunmuştur. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1- a) olduğunu, ilk itirazların ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) belirlemiştir. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı mahkemece ön sorun şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi Velayetin kaldırılmasına ilişkin olarak açılan davada Şanlıurfa Aile Mahkemesi ile Şanlıurfa 1.Çocuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, velayetin kaldırılması istemine ilişkindir. Şanlıurfa Aile Mahkemesince, velayetin kaldırılması talebine konu olan çocuğun ailesi tarafından istismar edilen ve suça sürüklenen çocuk olduğu belirtilip, uyuşmazlığın Çocuk Mahkemesinin görevine girdiğinden söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Şanlıurfa 1. Çocuk Mahkemesi ise, velayetin kaldırılmasına ilişkin davaların Aile Mahkemesinin görevine girdiğinden söz ederek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. İstek öncelikle çocuk üzerindeki annenin velayet hakkının kaldırılmasına ( TMK. 348/2 md. ) yöneliktir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: ... 2. Aile Mahkemesinin 2014/965 esas, 2014/63 esas - 450 karar sayılı dosyası ile tarafların anlaşmalı olarak boşanmalarına, ortak çocukların velayetlerinin anneye verilmesine karar verilmiştir. Bu karar temyiz edilmeden 23.12.2014 tarihinde kesinleşmiştir. Davacı baba 24.04.2015 tarihinde velayetin değiştirilmesi davası açmıştır. Toplanan delillerden, geçen süre içerisinde velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir durumun varlığı ve annenin velayet görevini kötüye kullandığı veya savsakladığı kanıtlanamamıştır....