DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Davacı baba tanıma yoluyla nesep ilişkisi kurduğu, yasa gereği velayeti annede olan ortak çocuk Çağla'nın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesini gerektirir bir durum olmadığı gerekçesiyle velayetin değiştirilmesi talebinin reddi kararı verilmiş, hüküm davacı baba tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Açılan davanın kabulü ile müşterek çocuğun annede olan velayetinin değiştirilerek babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında şahsi ilişki tesisine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Kararı şahsi ilişki kararı yönüyle istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Açılan dava velayetin değiştirilmesi isteminden ibarettir. Tarafların Konya 1. Aile Mahkemesiinin 2019/ 8 Esas - 2019/297 Karar sayılı ilamıyla boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin davalı anneye verildiği, müşterek çocuğun baba ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 14/11/2022 tarihli sosyal inceleme raporunun eksik ve hatalı olduğunu, raporun sadece davacının beyanına göre hazırlandığını, mahkemece bu rapor doğrultusunda velayetin kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Davanın konusu, velayetin kaldırılması talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırı gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir....
Mahkemece, açıklanan özellikler yanında mümkün oldukça çocuğun alıştığı ortamın değiştirilmemesine, kardeşlerin ayrılmamasına özen gösterilmeli, velayetin verileceği taraf yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olup olmayacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delil olup olmadığı veya hemen meydana gelecek tehlikenin varlığının ispat edilip edilemediği ve maddi durumun iyiliğinin tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmeyeceği hususu da mutlaka değerlendirilmelidir," ilkeleri benimsenmiştir....
Bu husus nazara alınmadan velayeti babaya verilen çocuk ile velayeti annede kalan çocuğun birbirlerini göremeyeceği şekilde kişisel ilişki tesisi doğru olmadığı gibi, infazı mümkün olmayacak şekilde dini bayramların 2. günleri, Temmuz ayının 15 ile 30. günlerinde kurulan kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş saatleri ile sömestr tatilinde kişisel ilişkinin başlangıç ve bitiş gün ve saatlerinin gösterilmemesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün, yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.04.2015 (Çrş.)...
Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan velayetin nezi davası sırasında tarafların velayet ve nafaka yönünden anlaşarak 29/04/2002 tarihli protokol imzaladıkları, protokol gereğince müşterek çocukların velayetlerinin annede bırakılarak, ... tarafından ödenecek iştirak ve yoksulluk nafakası hususunda anlaştıkları ayrıca protokolün 7. maddesinde ... tarafından protokol hükümlerine uyulmadığı takdirde 30.000.000.000.-TL tazminat ödemeyi taahhüt ettiği, mahkemece de bu protokol hükümlerinin uygun bulunduğu, iş bu dosyada ise davacı ...'in 29/04/2002 tarihli protokol gereğince nafaka yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalıdan protokolün 7. maddesi gereğince tazminat isteminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, taraflar arasında velayet ve nafakaya ilişkin protokolden kaynaklandığı anlaşılmakla aile mahkemesince çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Mersin 2....
Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti kanun uyarınca (TMK. 337/1 md.) annede olacağı belirtilmiş ise de, bu husus annenin fiil ehliyetine sahip olması durumu ile sınırlıdır. Çocuk, evlilik birliği içerisinde dünyaya gelmediği gibi tanınmaması nedeniyle de babası ile soybağı kurulamamıştır. Annenin yaşı küçük olup çocuğun velayetini kullanamayacağından, halihazırda çocuğun velisi bulunmamaktadır. Yasa, anne küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmış ise hâkimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceği hükme bağlanmıştır(TMK.madde 337/2). Soybağı kurulmayan babaya velayetin verilmesi sözkonusu olamayacağına göre, küçüğe vasi atanması hususunundaki uyuşmazlığın ..... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ..... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 05/06/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Bu durumda velayet annede olan çocuk ile baba arasında dini bayramlar ile her ayın belirli haftalarında da kişisel ilişki düzenlenmemesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK md. 438/7). SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. bendindeki "farklı şehirlerde ikamet ettikleri takdirde .... her yıl Temmuz ayının 1. günü sabah saat 10:00'dan 31. günü akşam 17:00'e kadar" sözcüklerinden sonra gelmek üzere "her ayın 3....
Davaya dahil edilen küçüğün babasına yeni duruşma günü tebliğ edilmeden savunma hakkını ihlal eder şekilde karar verilmesi, 2-Boşanma sonucu velayet anneye verilmiş, anne ise kısıtlanmış ancak karar henüz kesinleşmediği gibi, annede olan velayette Türk Medeni Kanununun 348. maddesi hükümlerine göre kaldırılmamıştır. Mahkemece kısıtlanma dosyasının sonucu beklenmeden ve velayetin kaldırılmasına dair bir kararda olmadan hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda, nüfus kaydına göre babası ... hanesinde düzgün nesepli olarak kayıtlı olup evlilik dışı doğması nedeni ile annesi velayeti altında bulunan ...'ın soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....