fiziki ve psikolojik şiddet uygulanarak kötü muamele yapıldığını, annenin çocuk üzerindeki bakım yükümlülüğünü ihlal ettiğini belirterek velayetin değiştirilerek davacıya verilmesini talep etmiştir....
Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz. Velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğurabileceği onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Bu kapsamda, çocuğun cinsiyeti, doğum tarihi, eğitim durumu, kimin yanında okumakta olduğu, talepte bulunanın çocuğun eğitim durumu ile ilgilenip ilgilenemeyeceği, sağlığı, sağlık durumuna göre tedavi olanaklarının kimin tarafından sağlanabileceği gibi özel durumuna ilişkin hususlarda göz önünde tutulmalıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...2021/235 Esas sayılı velayet değişikliği davasının yapılan değerlendirilmesinde; sosyal inceleme raporunda davalı annenin velayet görevini yerine getirmesine engel teşkil edecek deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi durumunun söz konusu olmadığı, çocuklara karşı yükümlülüklerini yerine getirebileceği, velayet hakkının değerlendirilmesinde aslolanın küçüklerin üstün yararı olduğu, düzenlenen sosyal inceleme raporlarında da velayetin annede kalmasının uygun olacağı görüşlerinin bildirildiği, velayetin annede kalması halinde çocukların bedeni, fikri, ahlaki gelişmesine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelecek tehlikelerin varlığının ispat edilmediği, velayetin değiştirilmesini gerektirir bir olgu bulunmadığı, dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların usulen kanıtlanamadığı......
çocukların bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir delil bulunmadığı, kendini ifade edebilecek yaş ve olgunlukta bulunan müşterek çocukların isteğinin de babasıyla yaşamak olduğu, çocukların isteğinin göz ardı edilemeyeceği anlaşılmakla, çocukların üstün yararı da gözetilerek davalı annede olan velayetinin değiştirilerek velayetin davacı babaya bırakılmasına, davalı anne ile müşterek çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine karar verilmiştir....
Dosya kapsamında alınan sosyal inceleme raporları birlikte değerlendirildiğinde, annenin çocuğun bakım ve gelişimi ile ilgilenmekte yetersiz kaldığına ilişkin somut bir delil bulunmadığı, velayetin annede kalmasının çocuğun yüksek menfaatine olacağı, velayetin değiştirilmesinin şartlarının oluşmadığı ve bu hususun davacı tarafından ispat edilemediği, bu nedenle davanın reddi kararının yerinde olduğu görülmekle davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Davalı vekili tarafından cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunulmuş, dava; velayetin değiştirilmesine ilişkin olduğu gözetildiğinde, çekişmesiz yargıya dahildir (HMK m. 382/2- b-13). Çekişmesiz yargı işlerinde de, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir (HMK m.384). Bu kurala göre, davacı kendi oturduğu yer mahkemesinde dava açabilir. Davacının ikametgah adresinin Kumru/ORDU olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin yetki itirazının reddine karar verilmiştir. Mahkememizce velayet hususunda sosyal inceleme raporu alınmış, 05/06/2020 tarihli raporda velayetin davacı babaya verilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir....
Böyle bir durumda velayetin kanunen annede olduğu tespit edilip, babası yanında bulunan çocuğun velayet sahibine “teslimine” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, mahkemece, “çocuğun velayetinin annesine verilmesi” yönünde karar verildiğine göre, verilen karar gereğince çocuğun annesine teslimi mümkün olduğundan bozma yapılması temyiz edene bir yarar da sağlamayacaktır. Bu açıklamayla karara iştirak ediyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 20.02.2013 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla müşterek çocuklar 2002 doğumlu Melikhan ve 2007 doğumlu Tuğrahan'ın velayetleri anneye bırakılmış, davacı baba 08.04.2014 tarihinde velayetlerin kendisine verilmesi için bu davayı açmıştır. Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1) dır. Çocuğun üstün yararı belirlenirken onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, gerekçeli kararda "Karar kesinleştikten sonra Türk Medeni Kanununun 323. maddesi uyarınca; Velayeti davacı annede olan ortak çocuklar ile davalı baba arasında iki haftada bir pazar günleri saat: 10:00 ile 17:00 arasında, dini bayramların ilk günü saat 10:00'dan saat 17:00'ye kadar ortak çocuklar yatılı alınmadan davalı babanın ortak çocukları yanına alıp görüşmesine, kişisel ilişkinin bu şekilde tesis ve devamına" şeklinde hüküm kurulmuş ancak kısa kararda bu hususta hiç hüküm kurulmayarak kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/01/2020 NUMARASI : 2018/692 ESAS 2020/33KARAR DAVA KONUSU : Velayetin KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı baba vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı baba vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik dışı ilişkisinden doğan ve baba tarafından tanıma yolu ile soybağı kurulan 2007 doğumlu Meyra, 2011 doğumlu Yağmur ve 2014 doğumlu Melek isimli çocuklarının yasa gereği annede bulunan velayet hakkının kaldırılarak, davacı babaya verilmesine karar verilmesini istemiştir....