Maddesi gereğince velayetin değiştirilmesi davası çekişmesiz yargı işinden olup, HMK 384. maddesi gereğince kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Buna göre TMK'da velayetin değiştirilmesi ile ilgili davalarda özel bir yetki kuralı düzenlenmemiş olduğundan HMK 384. maddesi gereğince davacının oturduğu yer mahkemesinde açılan iş bu davada davalının yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı bulunduğundan davacının istinaf talebinin kabulü ile HMK 353/1- a/3 maddesi gereğince yetkisizlik kararının kaldırılarak dosyanın yargılama yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
in davacı-karşı davalı annede olan velayetlerinin kaldırılarak davalı-karşı davacı babaya verilmesine karar verilmiştir. Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m. 348). Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m. 183, 349, 351/1). Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir. Ne var ki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçmış olmakla davacı-karşı davalı annenin karar düzeltme talebinin bu yöne ilişkin olarak kabulüne, velayetin kaldırılması kararına yönelik olarak onama kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....
İstinaf aşamasında davacı 28/11/2020 tarihli dilekçesi ile davalı baba ile "mahkeme süreci bitene kadar çocukların annede kalması konusunda anlaştıklarını" belirtip, velayet talebinde bulunmuş ise de; davanın reddedilmiş olması, davalı tarafından bu beyanı doğrulayan bir dilekçe sunulmamış olması, talebin istinaf aşamasında ileri sürülemeyip ayrı bir yargılamaya konu olması dikkate alındığında bu talep incelenmemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 03/06/2021 NUMARASI : 2020/670 ESAS, 2021/264 KARAR DAVA KONUSU : Velayet KARAR : İlk Derece Mahkemesince verilen karara davacı (baba) tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı (baba), dava dilekçesinde özetle; müşterek çocuklar Suna, Berfin ve Ümit’in velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini, velayeti annede olan müşterek çocuk Harun ile de kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir. SAVUNMA: Davalı (anne), cevap dilekçesinde; yeniden evlendiğini, bu sebeple müşterek dört çocuğun velayetinin babaya verilmesini kabul ettiğini, velayetin babaya verilmesi halinde müşterek çocuklar ile kişisel ilişki kurulmasını istediğini beyan etmiştir....
Toplanan deliller, yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olmayıp, velayetin değiştirilmesine yol açar (TMK m. 183, 349, 351/1). Öyle ise kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılması bozmayı gerektirir. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden duruşma yapılmasını gerektirmez. O halde, kararın düzeltilerek onanması Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesine uygun düşer....
Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe sebep olamaz. Ayrıca; 2525 Sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası da evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babanın seçtiği veya seçeceği soyadını alacağı emredici kuralını getirmiştir. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak kişiye sıkı sıkıya bağlı kişilik haklarıyla ilgili çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz. Bu sebeple; mahkemece, ananın velayeti altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın (babanın onayı olsa dahi) reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne hükmedilmesi doğru görülmemiştir....
Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ... ...'ın soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda, somut olayda olduğu gibi ananın velayeti altında bulunan ...'in soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.07.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Evlilik dışı doğan çocuğun velayeti kanun uyarınca (TMK. 337/1 md.) annede olacağı belirtilmiş ise de, bu husus annenin fiil ehliyetine sahip olması durumu ile sınırlıdır. Çocuk, evlilik birliği içerisinde dünyaya gelmediği gibi tanınmaması nedeniyle de babası ile soybağı kurulamamıştır. Annenin yaşı küçük olup çocuğun velayetini kullanamayacağından, halihazırda çocuğun velisi bulunmamaktadır. Kanun, anne küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmış ise hâkimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağını veya velayeti babaya vereceği hükme bağlanmıştır (TMK m. 337/2). Soybağı kurulmayan babaya velayetin verilmesi söz konusu olamayacağına göre, küçüğe vasi atanması hususunundaki uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29.05.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece davanın kabulü ile küçük ... annede olan velayetinin kaldırılmasına, küçüğe vasi tayini için vesayet makamına (Sulh Hukuk Hakimliğine) ihbarda bulunulmasına karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 10.02.2016 (Çarş.)...