Urla Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/68 Esas, 2018/59 Karar sayılı ilamıyla TMK'nın 166/3. maddesi kapsamında 02/02/2018 tarihinde boşandıkları, 31/07/2013 doğumlu ortak çocukları Rüzgar'ın velayetinin davalı anneye verildiği, baba ile haftanın 4 günü olacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu anlaşılmaktadır. 1- Velayetin değiştirilmesi davası, velayet kendisinde bulunan veya velayet kendisine verilen verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayet sahibi anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır....
Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkindir. Bu konuda ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesinde, düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....
Dosya kapsamından; 19.11.2003 doğumlu dava konusu çocuğun evlilik dışında doğduğu, velayetinin davalı annede bulunduğu (TMK m. 337/1), çocuğun dava dışı baba tarafından tanındığı ve babaya özgürlüğü bağlayıcı ceza (TMK m. 407) sebebiyle davacı büyükbabanın vasi olarak atandığı anlaşılmaktadır. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HMK m. 33). Davacının talebi velayetin kaldırılmasına ilişkindir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. "Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesine" göre, çocukları ilgilendiren davalarda, iç hukuk gereğince, çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde çocukların, adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanmasını ön sorun görmektedir (Söz. m. 4)....
Toplanan delillerden velayeti annede olan çocukların tarafların anlaşması üzerine annenin 2014 Eylül ayında babaya bıraktığı, babanın 25.12.2014 tarihinde velayetin değiştirilmesi davası açmasından sonra çıkan uyuşmazlık üzerine 2015 yılının Ocak ayında babadan çocukları geri aldığı, yine 2015 yılının yaz tatilinde 2,5 aylık bir süre ile de çocukların baba yanında kaldığı, davalı annenin yeni evlilikten olan çocuğunun doğumundan birkaç gün sonra 19 ağustos tarihinde çocukları yeniden yanına aldığı anlaşılmaktadır. 31.8.2015 tarihli uzman raporunda da belirtildiği gibi çocukların uzun sürelerle yer değişikliği yaşamaları çocuklar üzerinde olumsuz etkiler doğurmaktadır. Velayet kamu düzeni ile ilgili bulunup, çocuğun üstün yararı da dikkate alınarak değişen şartlara göre her zaman yeniden değerlendirilmesi ve yargılamanın her aşamasında ileri sürülen hususların nazara alınması mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından, velayet talebinin reddi, kişisel ilişki süresinin kısaltılan bölümleri, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden, davalı anne tarafından ise, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti annede bulunan ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilerek, “aynı şehirde oturmaları hali" ve “farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ait temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre ve özellikle müşterek çocukların davalı annede olan velayetlerinin davacı babaya verilmesi ile bu çocuklar için hükmolunan iştirak nafakalarının kendiliğinden kalkmış olacağının tabi bulunmasına ve küçükler ile davalı anne arasında şahsi ilişki kurulduğu halde hükmün ikinci bendinde “küçük ile davacı baba arasında” yazılmasının maddi hataya dayalı olup, mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre davacının tüm davalının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları...
Tarafların boşandıkları, müşterek çocuğun velayetinin babaya verildiği, daha sonra açılan velayetin değiştirilmesi davası neticesinde velayetin anneye verildiği, halen velayetin annede olup çocuğun fiilen anne yanında yaşamaya devam ettiği, bu haliyle velayet bulunmayan ebeveynin çocuğun maddi ihtiyaçlarına destek olma yükümlülüğü kapsamında davacı lehine çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Davalı tarafın iştirak nafakası verilmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, velayet görevini kullanan ve hali hazırda çalışan annenin de çocuğa olan maddi katkısı dikkate alındığında ilk derece mahkemesince belirlenen nafaka miktarı yüksektir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davaya konu velayetin değiştirilmesi hususunda davacı ve davalı hakkında ayrı ayrı SİR raporunun düzenlendiği, her iki raporda da velayetin değiştirilmesini gerektirir herhangi bir riskin tespit edilemediği, davaya konu küçüklerin mevcut yaşantısı, uzun yıllardır anne yanında düzenli olarak yaşam sürdürmeleri, bakım, gözetim ve ihtiyaçların karşılanmasında riskin bulunmayışı, dosyada yer alan tanık anlatımları bir bütün halinde incelendiğinde velayetin değiştirilmesini gerektirir herhangi bir hususun bulunmayışı dikkate alınarak davacının davasının REDDİNE"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı kadın istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı erkek tarafından açılmış velayetin değiştirilmesi, nafakanın kaldırılması istemine ilişkindir....
değiştirilmesi amacıyla gerçeğe aykırı bir iddia olduğunu ortaya koyduğunu, tanık Muradiye' nin, müşterek çocukların anne yanındaki yaşantısına dair görgüye dayalı bir bilgisi bulunmadığını, çocukların fiziksel, ruhsal gelişimlerini en iyi tamamlayacakları taraf yanında kalmalarının karara bağlanması gerektiğini, davacının birden fazla defa müvekkiline karşı fiziksel şiddet uygulamak sebebiyle yargılandığını, bu sebeple bir dönem hapis cezasının infazı için cezaevinde kalması gibi sosyal sebeplerin dikkate alınmadığını, hatta araştırılmadığını, Velayetin değiştirilmesine ilişkin davalar kamu düzenine ilişkin olduğunu, taraflarca gösterilmese dahi mahkemece re' sen delil toplanması gerektiğini, davacının sabıkasının bulunup bulunmadığı hususunun mahkemece re' sen araştırılması gerektiğini, velayetin belirlenmesinde kardeşlerin ayrılmamasının esas olduğunu, her iki çocuğun velayetinin annede kalmasında bir sakınca bulunmadığını, davacı tarafça velayetin değiştirilmesine yönelik somut sebepler...
Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, SİR raporlarında velayetin anneden alınarak davacı babaya verilmesini gerektirir bir durumun bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin velayetin değişimi ile ilgili olarak verdiği kararında, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, müşterek çocuğun yaşı itibari ile idrak çağında olup, anne yanında kalmak istediğini beyan ettiği, bilirkişi raporunda velayetin annede kalmasının uygun olduğunun değerlendirildiği, raporun usul ve yasaya uygun olduğu, yeniden rapor alınmasını yahut rapora itibar edilmemesini gerektiren bir husus bulunmadığı, velayet düzenlemesinde aslolan çocukların üstün yararı olup, buna göre kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı tarafın velayetin değişimine ilişkin olarak yaptığı istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur...