Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'nin 05/11/2019 tarih, 2019/1269 Esas, 2019/1084 karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, velayeti annesine verilen müşterek çocukla davalı baba arasında kişisel ilişki kurulduğunu, müşterek çocuğun baba ile görüşmek istemediğini, davalının sürekli olarak çocuğa hakaret ettiğini, ortak çocuğun babasının yanında kalacak uygun bir ortamı bulunmadığını, sürekli farklı evlere götürülüp farklı yerlerde kaldığını, hafta sonu kurulan kişisel ilişki sebebiyle kurslara yazılamadığını, derslerinden ve sosyal hayatından geri kaldığını, halasının oğlu tarafından şiddete maruz kaldığını belirterek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir....

, davacı tarafından açılan10.Aile Mahkemesinin 2013/406 Esas-2014/807 Karar sayılı velayetin değiştirilmesi davasının yargılaması sırasında meydana gelen olay nedeni ile İzmir 41.Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/371 Esas-2014/310 Karar sayılı ilamı ile davacı hakkında "çocuğu kaçırıp alıkoyma suçundan HAGBK verildiğinin, davalı vekilinin dilekçelerinde, yaşanan bu olaylar nedeniyle annenin korktuğu için kişisel ilişkinin icra yolu ile kurulmasını istemesinin yasal hakkı olduğuna ilişkin savunmalarından annenin icra kanalı ile kişisel ilişkinin kurulmasını istediği, bu anlamda davacının iddiasının dağrulandığı sabit ise de , annenin icra marifeti olmadan yapılmış bir kişisel ilişkiyi engellediğinin de ispat edilemediğinin, icra ile yapılmak istenen kişisel ilişki tesisinde ise 05/07/2017 tarihi dışında icra yoluyla kişisel ilişkinin kurulduğunun, annenin diğer zamanlarda bir engellemesinin olmadığının, 05/07/2017 tarihinde kişisel ilişki kurulamamış ise de, babanın yaz tatilinde kişisel görüşme...

Günü 17:00'a kadar, sömestr tatilinin 1.günü 09:00'dan 7., günü 17:00'a kadar, her yıl 15 Haziran günü saat:09:00'dan 30 Haziran saat 17:00'a kadar yatılı olarak müşterek çocuk ile davalı arasında kişisel ilişki kurulacaktır.'' şeklinde belirtilen kısmının tarafınca onaylandığını beyan etmiştir. Mahkemece; "Dava; velayet kendisinde bulunmayan davalı ile müşterek çocuk arasında tesis edilen kişisel ilişkinin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Dava dilekçesinde velayet hakkı sahibi davacı, müşterek çocukları ile davalı arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesini talep etmiştir. Davalı hem 21/07/2020 tarihli dilekçesinde hem de 02/09/2020 tarihli duruşmadaki beyanlarıyla açık şekilde davayı kabul etmiştir. Çocuk ile ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır....

Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2- 1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayet düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır....

SONUÇ: Yukarıda 2-b. bentte gösterilen sebeple, bölge adliye mahkemesi kararının hüküm fıkrasının kişisel ilişkiyi düzenleyen 1-c bendinin hükümden tamamen çıkarılmasına; yerine “Davacı tarafın, müşterek çocuk ile arasında kişisel ilişki düzenlenmesi talebinin kabulü ile; Birecik 2....

    Mahkemece verilen 14.04.2015 tarihli karar taraflarca temyiz edilmiş, Dairemizin 03.02.2016 gün 2016/385 esas, 2016/1765 karar sayılı ilamı ile; hükmün olaya uygun kanun hükmünün belirlenmesinde hata ile velayetin değiştirilmesi (TMK m. 183, 349) yerine, Türk Medeni Kanununun 348. maddesi sonuçlarını doğuracak biçimde velayetin kaldırılmasına (nez'e) karar verilmesi ve dava sırasında baba yanında bulunan ortak çocuk için baba lehine tedbir nafakasına hükmedilmemesi yönlerinden bozulmasına karar verilmiş ve fakat 03.02.2016 tarihli Yargıtay ilamının 2. bendinde yer alan bozma sebebine göre kişisel ilişki ve iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekirken, sehven kişisel ilişki yönünden de bozulmasına ve mahkemece takdir edilen iştirak nafakasının da onanmasına karar verilmiştir....

      Bunun da velayeti, hükümle anneye bırakılmış, hükmün üçüncü bendinde, velayet kendisine verilmeyen babanın çocukla kişisel ilişkisi düzenlenmiştir. Hal böyleyken, hüküm sonucunun beşinci maddesinde “velayeti babaya bırakılan çocukla anne arasında kişisel ilişki tesisine” şeklinde karar oluşturulduğu da görülmektedir. Tarafların ikinci bir çocukları olmadığına, var olan tek çocuğun velayeti de anneye bırakıldığına ve hükmün üçüncü bendinde babanın bu çocukla kişisel ilişkisi düzenlendiğine göre, hüküm sonucunun beşinci maddesinde yer alan “ velayeti babaya bırakılan çocukla davalı anne arasında kişisel ilişki kurulmasına” dair düzenleme bir bozma sebebi oluşturmaz. Hükümde bozulması gereken bir yön bulunmamaktadır. Düzelterek onama için, bir bozma sebebinin var olması ve hükmün bozulmasının gerekmesi, ancak bozma sebebi oluşturan bu husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması gerekir....

        AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/11/2021 NUMARASI : 2020/952 ESAS 2021/894 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

        Dava, velayeti boşanma davasında ortak velayet olarak düzenlenen çocuğun ortak velayet düzenlemesinin değiştirilerek velayetin davacı babaya verilmesi için açılan velayetin değiştirilmesi davasıdır. İlk derece mahkemesince, davanın reddine, müşterek çocuğun velayet hususunun Tekirdağ Aile Mahkemesi'nin 2018/41 Esas, 2018/144 Karar sayılı ilamı doğrultusunda ortak velayet olarak devamına karar verilmiş, karara karşı davacı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi md. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir....

        Baba, velayetin değiştirilmesine ve iştirak nafakasının kaldırılmasını talep etmiş olup, velayet değişikliğinde velayetin fer'isi olan iştirak nafakasının kendilinden kalkacağı, bu nedenle velayet davasından bağımsız bir talep ve dava olmadığı bu halde mahkemece iştirak nafakası yönünden kabul ve ret göz önüne alınarak taraflar lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu değerlendirilmekle, iştirak nafakası yönünden erkeğin vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Sonuç olarak davacı erkeğin velayet degişikliğine yönelik istinaf talebinin esastan reddine şahsi ilişki ve vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        UYAP Entegrasyonu