Dava, velayetin değiştirilmesi davasıdır. Davacı kadın velayetin değiştirilerek çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bakırköy 7. Aile mahkemesinin 02.03.2012 tarihli, 2012/144 Esas 2012/116 Karar sayılı kararı ile; tarafların TMK 166/3 maddesi gereğince anlaşmalı boşanmalarına, 16.02.2010 doğumlu Adnan Doruk'un velayetinin babaya verilmesine, anneyle kişisel ilişki tesisine karar verildiği, kararın 29.03.2012 tarihinde kesinleştiği görülmüştür....
Bölge adliye mahkemesince verilen hükmün gerekçe kısmında, "Tarafların ortak çocuğunun velayetinin davalı-karşı davacı babadan alınıp davacı-karşı davalı anneye verildiği halde, ortak çocukla velayet kendisine verilmeyen taraf arasında kişisel ilişki düzenlenmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, bu nedenle müşterek çocuk 13/06/2007 doğumlu ... ile babanın her ayın 1. ve 3. Cumartesi günü saat 09:00 ila Pazar günü saat 18:00 arası, dini bayramların 2. günü saat 09.00 ila 18:00 arası, her yıl sömestr tatilinin ilk pazartesi günü saat 09:00 ila 10. günü saat 18:00 arası ve her yıl Temmuz ayının 1. günü saat 09:00 ila 31. günü saat 18:00 arası yanına almak suretiyle kişisel ilişki tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulduğu" belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında "davalı-karşı davacının (erkeğin) istinaf taleplerinin reddine" şeklinde karar verilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki ve bununla ilgili masraflar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişkinin gerektirdiği masraflara katlanma külfeti, bundan yararlanan tarafa düşer. Tarafların müşterek çocuklarının velayetleri davacı babaya verilmiş olup, anne ile çocukların kişisel ilişki kurma külfetinin İcra İflas Kanununun 25/A maddesine aykırı olarak, velayet verilen davacı (baba) ‘ya yükletilmesi usul ve yasaya aykırıdır....
Aile Mahkemesinin 2017/894 esas ve 2018/1026 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, tarafların müşterek çocuğu Toprak'ın velayetinin davalı kadına verildiğini, davacının oğlunun cezaevinde olması nedeniyle çocuk ile baba arasında cezaevinin görüş günü olarak belirlediği günlerde kişisel ilişki düzenlendiğini, ancak çocuğun babası, davacı babaannesi ve dedesi ile kişisel ilişki kuramadığı için kişisel ilişki kurulması davası açtıklarını, davalı kadının küçük Toprak'a sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını belirterek küçük Toprak'ın velayetinin davalı anneden kaldırılmasına, davacının küçüğe vasi olarak atanması için Sulh Hukuk Mahkemesine ihbarda bulunulmasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı kadın, cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince; davanın reddine hükmedilmiştir. Davacı vekili; reddedilen davaya yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Somut olayda, mahkemece sosyal hizmet uzmanından alınan 07.04.2015 tarihli raporda ortak çocuğun velayetinin değiştirlmesinin gerekmediği ancak anneyle daha uzun süreli kişisel ilişki kurulması gerektiği belirtilmiş, daha sonra davacı-davalı tarafından bu rapora itiraz edilmiş, itiraz üzerine ... Tıp Fakültesi'nde görevli iki doktordan oluşan heyetle tekrardan rapor tanzim ettirilmiş, bu raporda da her iki tarafın velayet görevini yerine getirmesini engelleyecek bir durumlarının olmadığı tespiti yapılarak, ortak çocuğun anneyi istediği belirtilmekle yetinilmiş, velayet konusunda ise bir görüş belirtilmemiştir. Gerçekleşen bu durum karşısında, mahkemece yukarıda 3. paragrafta belirtilen kıstaslar dikkate alınmadan alınan her iki raporda yetersizdir....
üzerine küçük Ahmed Arif'in anne ile bir daha görüşmek istemez hale geldiğini, 2021 yılı Ramazan Bayramı sonrasında davalı annenin davacının diğer iki çocuğu ile kişisel ilişkiyi engelleyici tavırlar sergilediğini, davacı babanın bu durumu icra yolu ile değil diyolog ile çözmeye çalıştığını, ancak davalının davacıya karşı 6284 sayılı yasa gereği koruma tedbiri aldığını, davacının müşterek çocuğun her türlü ihtiyacını, kişisel ve psikolojik gelişimine yönelik tüm özeni gösterdiğini belirterek; küçük Ahmed Arif'in davalı anneden alınarak davacı babaya verilmesine, davalı anne ile küçük arasında kişisel ilişki tesis edilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişki Kurulması - Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davalı-karşı davacı baba ile 2014 doğumlu ortak çocuk Derin arasında kurulan kişisel ilişkiye dair verilen karar bölge adliye mahkemesince kaldırılarak baba ve çocuk arasında, "Her ayın l.ve 3.hafta sonu Cumartesi günleri saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'e kadar, dini bayramların 2.günü saat 10.00'dan 3.günü saat 18.00'e kadar, her yıl okulların sömestr (Şubat) tatilinin 1.Pazartesi günü saat 10.00'dan takip eden Pazar günü saat 18.00'e kadar, ve her yıl 1 Ağustos saat 10.00'dan 31 Ağustos saat 18.00'e kadar" şeklinde kişisel ilişki düzenlenmesine karar verilmiş, verilen karar davacı-karşı davalı anne tarafından...
Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re'sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile gözönünde tutulması gerekir. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Anne ya da babanın çocukların diğer ebeveynle kişisel ilişki hakkını sürekli olarak engellemesi halinde Türk Medeni Kanunu’nun 324. maddesinde yer alan yükümlülüğe aykırı davrandığı kabul edilmelidir. Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; annenin, çocuğun babası ile görüşmesine izin vermediği, anne ve çocuğun evde bulunmaması ya da annenin “Ben çocuk vermiyorum gitsin nerden bulursa bulsun” demesi üzerine 24.01.2015, 01.07.2015, 25.09.2015 ve 01.07.2016 tarihlerinde icra yoluyla dahi kişisel ilişkinin kurulamadığı, baba ile kişisel ilişki kurmasını engellediği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet, Kişisel İlişki ve Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle * velayetin değiştirilmesine karar verilmiş olduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10.07.2007...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Babalık-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm velayet, şahsi ilişki, nafaka yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle *Türk Medeni Kanununun 337. maddesinde "ana va baba evli değilse velayetin anaya ait olduğu" belirtilmesine göre sair temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı baba ile müşterek çocuk arasında uygun süreli kişisel ilişki kurulmaması isabetsizdir....