Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İlk derece mahkemesince; davanın velayet talebi yönünden reddine, müşterek çocuk ile davacı baba arasında şahsi ilişki tesisine, şahsi ilişki için gerekli masrafların davacı baba tarafından karşılanmasına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir....

yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğini, ahlaka aykırı yaşamına devam ettiğini, müşterek çocuğu yakın çevresinden gizlediğini, sosyalleşmesini engellediğini belirterek, annede bulunan velayetin değiştirilip müvekkili babaya verilmesini, bunun mümkün olmaması halinde çocuk ile müvekkili arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ve dava etmiştir....

Ayrılık ve boşanma durumunda velayetin düzenlenmesindeki amaç, küçüğün ileriye dönük yararlarıdır. Buna göre, velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Öte yandan, TMK'nın 335 ila 351. maddeleri arasında düzenlenen “velayet”e ilişkin hükümler kural olarak, kamu düzenine ilişkindir ve velayete ilişkin davalarda resen (kendiliğinden) araştırma ilkesi uygulandığından hâkim, tarafların isteği ile bağlı değildir. Velayetin değiştirilmesine yönelik istem incelenirken ebeveynlerin istek ve tercihlerinden ziyade çocuğun üstün yararı göz önünde tutulur. Hukuk Genel Kurulunun 14.06.2017 gün ve 2017/2- 1887 E., 2017/1196 K. sayılı kararında da velayetin düzenlenmesinin kamu düzenine ilişkin olduğu, usuli kazanılmış hak ilkesinin istisnasını oluşturduğu benimsenerek aynı ilkeye vurgu yapılmıştır....

Velayet kendisinde bulunmayan ebeveynlerden her biri müşterek çocukla doğrudan kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir. Mahkemece, daha uygun süre ile koşulları oluşmadığı için refakat olmadan kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken" (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2015/23371 Esas 2015/23756 Karar sayılı ilamı) "Çocuğun, gözetim olmaksızın ana veya babasından biriyle kişisel ilişkisinin sürdürülmesi, onun yüksek yararına değilse, gözetim altında kişisel ilişki kurma imkanı öngörülebilir (Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/3, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 30.1.2012 gün ve 2011/12727- 1614 sayılı ilamı). Aksi halde gözetim altında kişisel ilişki, çocuk ile velayet kendisinde olmayan baba arasındaki bağların güçlendirilmesi amacına aykırı düşer. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı-karşı davacı babanın ortak çocuğa karşı olumsuz bir tutum veya davranışının bulunmadığı anlaşılmaktadır." (Yargıtay 2....

Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla; ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayetleri babada olan ortak çocuklar ... 05.08.2008, ... ise 03.10.2011 doğumlu olup okul çağındadır. Çocuklar ile anne arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru ise de; her yıl 1 Temmuz 15 Ağustos tarihleri arasında ve her hafta sonu kurulan kişisel ilişki, babanın velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacağı gibi, çocukların bedeni ve fikri gelişmesini de olumsuz yönde etkileyecektir....

    Ana babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. (TMK m.323) Düzenli kişisel ilişki kurmak ve bu ilişkiyi sürdürmek, çocuk için bir hak olduğu gibi ana ve baba içinde bir haktır. Bu kapsamda davacı birleşen davalı baba T1'ın kişisel ilişki tesisine yönelik talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmektedir....

    hakkını kötüye kullandığını, tüm bu nedenlerle velayetin anneden alınarak babaya verilmesini talep etmiş, cevaba cevap dilekçesi ile de çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

    davasında karar verildiğinde çocuğun 2 yaşında olduğunu, hüküm ile verilen kişisel ilişki zamanlarının az olduğunu, bu itibarla velayetin müvekkiline verilmesi talebinin kabul edilmediği takdirde müvekkili ile müşterek çocuk arasında özellikle yaz tatilindeki kişisel ilişkinin genişletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, dava sonuna kadar çocuğun ruhen ve bedenen korunması açısından baba yanında kalmasına tedbiren karar verilmesini, mümkün olmazsa müşterek velayet tesis edilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Velayet düzenlemesi yapılırken; göz önünde tutulması gereken temel ilke, çocuğun "üstün yararı" (BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme m. 3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesi m. 1; TMK m. 339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu m. 4/b)'dır. Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Dosya kapsamındaki delillerden ve davalı-davacı erkeğin 5 kez müşterek çocuk ile kişisel ilişki tesisi için icraya başvurduğu, icra kanalıyla kadının ailesiyle birlikte yaşadığı konuta gelindiğinde çocuğun orada bulunmadığı gerekçesiyle kişisel ilişki tesis edilemediği, ancak dosya içerisinde bulunan sosyal ekonomik durum araştırmasında ve sosyal inceleme raporunda kadının ailesinin yanında oturduğunun belirlendiği, kadın tarafından yeni bir adres bildirilmediği anlaşılmaktadır....

      Kişisel kişi yönünden yapılan incelemede; İlk derece mahkemesince, ortak çocuk Zahide'nin velayeti anneye bırakılmış, ortak çocukla baba arasında tarafların aynı ve farklı yerlerde oturmaları halinde ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Kişisel ilişki düzenlenirken, öncelik çocuğun yararı olmakla birlikte, analık ve babalık duygusunun tatmin edilmesi de önemlidir....

      UYAP Entegrasyonu