Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, tarafların boşanma ve fer'ilerine ilişkin talepleri birlikte görülmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine ve müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulması şeklinde hüküm kurulup, bu yönlerden tefrik kararı verilmesi ve tefrik edilen kısmın ayrı bir esasa kaydedilerek boşanma, velayet, kişisel ilişki yönünden karar yazılması, kusur tespiti, tazminatlar ve nafaka yönünden ise yargılamaya başka bir dosya üzerinden devam edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.09.2015 (Salı)...

    TMK.182/2 maddesine göre " velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır." Aynı yasanın 328/1 maddesine göre de; " ana ve babanın bakım borcu çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.Nafaka miktarı çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur." (TMK. Madde 330/1) TMK.'nun 323. maddesine göre; "Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir." TMK.'nun 324. maddesine göre; "Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....

    Velayet düzenlemesinde olduğu gibi kişisel ilişki tesisinde de asıl olan çocuğun yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Bu durumda mahkemece müşterek çocuk ile davalı anne arasında yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kişisel ilişki kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, hükmün velayete ilişkin bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 21.04.2015 (Salı)...

      Davalı vekili dilekçesinde ise; davacı babanın müşterek çocuğu etkileyerek velayetin babaya verilmesi konusunda beyanda bulunmasını sağladığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini istemiştir İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; aslolanın çocuğun üstün yararı olduğu, idrak çağındaki küçük Doruk BOZKURT'un velayetinin babasına verilmesini, annesiyle de düzenli yatılı kişisel ilişki kurulmasını istediği, davacı babanın velayete engel durumunun olmadığı, velayet görevini gereği gibi yerine getirebileceği, idrak çağında bulunan küçüğün velayetinin babasına verilmesine ilişkin özgür olarak verdiği duruşma ifadesine önem verilmesi gerektiği Doruk BOZKURT'un velayetinin, velayetinin davalı anne T4 Bozkurt) 'dan alınarak davacı baba T1'a verilmesine, müşterek çocukla davalı anne arasında düzenli yatılı kişisel ilişki kurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır....

      baba ve müşterek çocuk arasında arasında kişisel ilişki tesisi kurulmasına karar verilmiştir....

      günü olmak üzere kişisel ilişki tesisine, 1 Temmuz-30 Temmuz arasında yatılı olmak üzere kişisel ilişki tesisine, mahkemece bu tarihler uygun görülmez ise takdir edeceği günlerde kişisel ilişlki tesisine, dava süresince müvekkilin çocuğuna olan hasreti, çocuğun yaşadığı ortamdaki baskı, davalının kişisel ilişkiyi engelleyici tavrı göz önüne alınarak tedbiren kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi şeklinde taleplerini terditli olarak tamamen ıslah ettiklerini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmilini beyan ve talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; davacının velayetin değiştirilmesi davasının reddine, davacının müşterek çocuk 25/01/2014 doğumlu Elif Su Eda ile arasında şahsi ilişki kurulması talebinin kısmen kabulü ile; kararın kesinleşmesinden itibaren her ayın 1. Ve 3 Cumartesi günleri saat 10:00 ile Pazar günleri saat 18:00 arasında, her yıl dini bayramları 2....

      Bu haliyle davalı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Velayeti davacı babaya verilen küçük ile anne arasında kişisel ilişki düzenlemesi yapılmış, kişisel ilişki düzenlemesinde yatısız, saatli düzenleme yapılmıştır. Çocuğun yargılama sırasında bir süre anne yanında kaldığı, bu sırada alınan uzman raporu kapsamında çocukla ilgili bir olumsuzluk belirlenmediği, o dönemde yatılı kaldığı dikkate alındığında küçük ile anne arasında yatısız, saatlik kişisel ilişki kurulması doğru görülmemiştir....

      Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman islenebilir. Bu bakımdan ilk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilmediğinden davalının istinaf isteminin HMK'nin 353/1- b-2 maddesi gereğince bu yönden kabulü ortak çocuk ile baba arasında ortak çocuğun yaşı, kişisel ilişkiden beklenen amaç ve dosya kapsamı da dikkate alınarak kişisel ilişki konusunda karar verilmiştir....

      KÜÇÜĞE VASİ ATANMASIVELAYETİN KALDIRILMASI 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 336 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 348 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Türk Medeni Kanunu'nun 348. maddesinin (1.) bendinde "... ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi..." velayetin kaldırılması sebebi olarak hükme bağlanmıştır. Olayda çocukların babası Mustafa 24.11.2005 tarihinde ölmüştür. Velayet hakkına sahip olan (TMK m. 336/3) anne Neriman ise, kocasını kasten öldürmek suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle yargılanmakta olup, bu suçtan 24.11.2005 tarihinden bu yana cezaevinde tutukludur. Yargılandığı suçun niteliği itibariyle kısa sürede salıverilme olasılığı da uzak görünmektedir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki ve bununla ilgili masraflar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kişisel ilişkinin gerektirdiği masraflara katlanma külfeti, bundan yararlanan tarafa düşer. Tarafların müşterek çocuklarının velayetleri davacı babaya verilmiş olup, anne ile çocukların kişisel ilişki kurma külfetinin İcra İflas Kanununun 25/A maddesine aykırı olarak, velayet verilen davacı (baba) ‘ya yükletilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

          UYAP Entegrasyonu