Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. Taraflar 26.05.2010 tarihinde kesinleşen boşanma ilamıyla boşanmışlar, velayet davalı anneye verilmiş, davacı baba ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir. Davalı annenin çocuğa karşı velayet görevini savsakladığına, gereken ilgiyi göstermediğine ve davacı babanın müşterek çocukla kişisel ilişkisini engellediğine ilişkin dosya kapsamında yeterli delil bulunmamaktadır. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule yeterlilikte değildir. Velayet sahibi annenin yeniden evlenmesi,ve eşinin sabıka kaydının bulunması tek başına velayetin değiştirilmesini gerektirmez....

    Mahkemece davacının velayetin nezi ve değiştirilmesi taleplerinin feragat nedeniyle reddine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiş ise de; tarafların boşanmalarına ilişkin ilamda velayet düzenlemesi yapılmadığı, çocuğun evlilik içinde doğduğu (TMK m. 285/1) anlaşılmaktadır. Velayet kamu düzenine ilişkindir. Velayet durumu askıda bırakılamayacağı için öncelikle velayet düzenlemesinin yapılması ve sonucu uyarınca kişisel ilişki konusunda karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre temyize konu diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 26.02.2015 (Prş.)...

      Tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi nazara alındığında, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası azdır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümü de düzeltilmiştir. Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır (TMK md. 182/2). Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir (TMK md.330/1). İştirak nafakasının miktarı tayin edilirken; çocuğun yaşı, ihtiyaçları, okul seviyesi, velayet tevdi edilen tarafın ekonomik durumu ile nafaka yükümlüsünün mali gücü birlikte değerlendirilip, hakkaniyete uygun bir karar verilmelidir. Diğer taraftan, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davacı davalı kadın vekili kararı kusur belirlenmesi, lehe hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları bakımından, Davalı davacı erkek vekili ise velayet ve tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası maddi ve manevi tazminat yönünden İstinaf talebinde bulunmuşlardır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava bağımsız önlem nafakası davası erkeğin birleşen davası ile kadının birleşen davaya karşı davası TMK'nun 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Karar taraf vekillerince ayrı ayrı istinaf edilmiş, Davacı davalı kadın vekili kararı kusur belirlenmesi, lehe hükmedilen nafaka ve tazminat miktarları bakımından, Davalı davacı erkek vekili ise velayet ve tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası maddi ve manevi tazminat yönünden İstinaf talebinde bulunmuşlardır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava bağımsız önlem nafakası davası erkeğin birleşen davası ile kadının birleşen davaya karşı davası TMK'nun 166/1 maddesi gereğince açılmış şiddetli geçimsizlik nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasıdır....

      İlk derece mahkemesince; kadının müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesi talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine, çocuk için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalı-karşı davacı erkekten alınarak davacı-karşı davalı kadına verilmesine, erkeğin müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmesi ve iştirak nafakası talebinin reddine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına hükmedilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın vekili; vekalet ücretine ve kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı-karşı davacı erkek vekili; erkeğin reddedilen velayetin değiştirilmesi davasına, kişisel ilişki düzenlemesine ve iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava ve karşı dava; velayet düzenlemesi ve iştirak nafakası istemlerine ilişkindir....

      Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık, birleşen ÖNLEM nafakası davası yönünden KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi....

      Bu halde davalı baba da ağır hastalığı nedeni ile kısıtlı olup velayet görevini üstlenemez durumdadır. Bu durumda velayetin babaya verilmesi de mümkün değildir. Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir. (TMK.md.348) Toplanan deliller yukarıda açıklanan şekilde bir durumun varlığına yeterli olup anne ve babanın velayet görevini üstlenemeyecek oldukları anlaşılmaktadır. Açıklanan gerekçe ile ve özellikle velayete dair ilamların maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin her zaman istenebileceğine dair genel ilke ve de tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, HMK'nın 355.maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının 2,3 ve 5....

      Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının çocuklarına 100’er TL’den toplam 200 TL iştirak nafakası ödediğini, boşanmadan sonra nörolojik hastalığa düştüğünü, çalışmasının imkânsız hale geldiğini belirterek iştirak nafakalarının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; boşanma sırasında iştirak nafakası ödemeyi davacının kabul etmiş olduğunu, davacının malulen emekli olmadığını, çalışabilecek durumda olduğunu, nafaka ödemenin ahlaki borcu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkânları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....

        Mahkemece; "Dava, Medeni Kanun hükümlerine göre velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası istemine ilişkindir. İştirak nafakası isteminin değerlendirilmesinde; TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. Maddesi) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun giderleri de göz önünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1....

        UYAP Entegrasyonu