Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamı ve alınan sosyal inceleme raporları göz önüne alındığında davanın kabulü ile velayetin anneye verilmesinin hukuka aykırı olduğundan yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın velayetin değiştirilmesi ve iştirak nafakası davası olduğu anlaşılmıştır. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

Hukuk Dairesi'ne temyiz kanun yolu açık olmak üzere, asıl dava (önlem nafakası davası) yönünden KESİN olmak üzere OY BİRLİĞİ ile karar verildi....

Ancak; Anne ve babanın, deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK m.348). Toplanan deliller velayetin kaldırılmasını gerektirmemekle birlikte velayetin değiştirilmesi çocuğun yararına olacaksa velayetin değiştirilmesi gerekir (TMK m.183, 349, 351/1). Bu sebeplerle mahkemece velayetin değiştirilmesine karar verilmesi gerekirken kanun hükmünün uygulanmasında hata yapılarak velayetin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ilk derece mahkemesi kararının bu bölümünün düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Öte yandan; Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....

Velayet değişikliği istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise; Davalı davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Çağan'ın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini, olmadığı takdirde ortak velayet altına alınmasını bu da uygun görülmez ise şahsi ilişkinin genişletilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesi talebinin reddine çocuğun ortak velayet altına alınmasına, çocuğun anne yanında kalmasına, baba ile şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....

Velayet değişikliği istemi yönünden yapılan değerlendirmede ise; Davalı davacı baba boşanma kararı ile birlikte velayeti anneye bırakılan ortak çocuk Çağan'ın velayetinin değiştirilerek kendisine verilmesini, olmadığı takdirde ortak velayet altına alınmasını bu da uygun görülmez ise şahsi ilişkinin genişletilmesini talep etmiş, İlk Derece Mahkemesince; velayetin değiştirilmesi talebinin reddine çocuğun ortak velayet altına alınmasına, çocuğun anne yanında kalmasına, baba ile şahsi ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kusurlu tarafın davacı olduğunu, bu nedenle tarafların boşanmalarına, velayetin babaya verilmesine, davacı tarafın boşanma dışındaki taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yapılan yargılama sonunda mahkemece; davanın kabulü ile TMK 166/3 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin anneye verilmesine, babayla çocuk arasında şahsi ilişki tesisine, müşterek çocuk için aylık 400 TL iştirak nafakası takdirine, davacı için 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminat takdirine, davacının tedbir - yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....

nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. TMK'nun 331. maddesinde ise; “durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” şeklinde düzenleme vardır, Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 30/06/2021 NUMARASI : 2020/1349 ESAS 2021/983 KARAR DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi....

nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. İştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olduğundan velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya baba diğerinden iştirak nafakası isteyemez. Ancak küçüğe fiilen bakan ana ve baba diğerlerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. (TMK 329/1) Somut olayda, yargılama sırasında mahkemece dinlenen davalı tanıkları( ... ve ... ) duruşmadaki beyanlarında; çocukların boşanmadan sonra annesi ve anneannesi ile birlikte kalmaya devam ettiğini, çocukların halen anne ve anneannelerinin yanında olduğunu, okul zamanında da onlarla birlikte kaldıklarını, sadece hafta sonları babaları ile görüştüklerini açıklamışlardır. Davalı tarafın, fiilen çocuklara bakmya devam ettiklerini savunmasına rağmen, mahkemece bu hususta araştırma yapılmadan karar verilmiştir....

    Bundan ayrı olarak; TMK'nın 182/2 maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir. Somut olayda; tarafların müşterek çocukları 2003 doğumlu ... ile 2004 doğumlu ....'...

      UYAP Entegrasyonu