Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

gerekçesi ile erkeğin boşanma davasının reddine, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne, geçici velayetin anneye verilmesine her bir çocuk yararına aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velayetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişkiye, kadın lehine 10.000 TL maddi tazminata, manevi tazminat talebinin reddine, çocuk için aylık 300 TL tedbir, 400 TL iştirak nafakasına, davacı için aylık 300 TL tedbir nafakasına, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....

    Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin Milletlerarası Anlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeni ile çıkabilecek uyuşmazlıklarda Milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır.( 2709 sayılı TC Anayasasının 90. maddesi) Bu hali ile hukuk sistemimizde ki ki çocuğun velayet hakkının velayet kendisine bırakılan tarafa verilmesine ilişkin düzenleme, Ek 7 nolu protokolün 5. Maddesinde düzenlenen ortak velayet hükümleri ile genişletilmiştir. Ancak unutulmaması gereken husus ortak velayetin karşılıklı rızaya dayanmasıdır. Başka bir deyişle eşler ortak velayet değil, velayetin taraflardan birine verilmesini isterler ise düzenleme de buna uygun yapılacaktır. Küçüğün üstün yararı da taraflar arasında ki uzlaşma kültürüne bağlıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası - Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi; ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-davalı erkek vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, asıl davanın reddini, birleşen boşanma davasının kabulünü, ek kararı, birleşen önlem davası davasının kabulünü, kadın için tedbir- yoksulluk nafakası ve maddi-manevi tazminat verilmesini, çocuk için tedbir-iştirak nafakası verilmesini, kişisel ilişkiyi istinaf etmiştir. Davalı-davacı kadın vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; kusuru, kadın için verilen tedbir-yoksulluk ve maddi manevi tazminat miktarını, çocuk için verilen tedbir-iştirak nafakası miktarını, birleşen önlem nafakası dosyasında nafaka miktarlarını, tasarruf yetkisinin sınırlandırılması talebinin reddini ve karşı tarafa vekalet ücreti verilmesini istinaf etmiştir....

        Tedbir nafakası talebe bağlı olmaksızın (resen) takdir edilir ve geçici bir önlem olarak davanın başından itibaren, karar kesinleşene kadar hüküm altına alınır. Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Ayrıca tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Bu nedenledir ki, TMK'nın 169. maddesinde öngörülen tedbir nafakasının niteliği dikkate alındığında Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen davalı-birleşen davacı (kadın) için tedbir nafakası verilmesi gerektiği yönündeki Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken direnme kararı verilmesi doğru görülmemiştir....

          Davalı, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, aksi halde en azından eşit velayet hakkında karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı istinafa cevap vermemiştir. Dava konusu uyuşmazlık Sultanbeyli Aile Mahkemesinin 2008/ 787 Esas 2008/818 karar sayılı 17/10/2008 kesinleşme tarihli kararı velayeti davalı babaya verilen tarafların müşterek çocuğu 20/10/2004 doğumlu Esin'in velayetin değiştirilmesine ve müşterek çocuk lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası takdirine ilişkindir. Davalı tarafından eşit velayet talep edilmiş ise de, velayetin ortak kullanılması için bu konuda taraflar arasında çekişme olmaması gerekmektedir. Taraflar arasında velayet konusunun çekişme konusu olması nedeniyle davalının ortak velayete karar verilmesi yönündeki istinaf talebinin reddine karar verilmiştir Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re’sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir.(HMK.md.385/2)....

          Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, önlem nafakası istemine, karşı dava ise, tedbiren velayet ve kişisel ilişkiye ilişkindir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Hükmün Kapsamı" başlıklı 297/1- c maddesinde; "Hüküm ‘Türk Milleti Adına’ verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar. Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri." düzenlemesine yer verilmiştir. Bir mahkeme kararının gerekçesi o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava, önlem nafakası istemine, karşı dava ise, tedbiren velayet ve kişisel ilişkiye ilişkindir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Hükmün Kapsamı" başlıklı 297/1- c maddesinde; "Hüküm ‘Türk Milleti Adına’ verilir ve bu ibareden sonra aşağıdaki hususları kapsar. Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri." düzenlemesine yer verilmiştir. Bir mahkeme kararının gerekçesi o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir....

            UYAP Entegrasyonu