Açılan dava hukuki nitelendirme yapılarak velayetin kaldırılması davası olarak kabul edilse dahi davada vasi tayini talep edildiğinden mahkemelerinin görevi kapsamıyla talep hakkında karar kurulamayacağı, vasi atanması talebine yönelik davanın sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi gerekçeleri ile mahkemelerinin görevsizliğine dair karar vererek her iki mahkeme arasında oluşan görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın merci tayini ile dairemize gönderildiği anlaşılmıştır. Dava küçük Muhtar Akyel'in resmi dairelerdeki işlemleri yerine getirmek için davacının vasi olarak atanması talebine ilişkindir. Bu durumda Sulh hukuk mahkemesinin, Türk Medeni Kanunu'nun 404. maddesine göre velayet altında bulunan küçüklere vasi atanması istendiğinden, mahkemece davacı vasi adayına velayet hakkının kaldırılması için dava açmak üzere yetki ve süre verilerek bu davanın sonucunu bekletici mesele yaparak vasi atanması gerekip gerekmeyeceği hususunda karar vermesi gerekmektedir....
Hukuk Dairesi'nin 11/12/019 tarih ve 2019/2387 Esas, 2019/1621 Karar sayılı görevsizlik kararı ile gönderilmekle yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Kayyım atanması talep edilen küçük T3 un davacı ile ilgili Ayşe Ercan'ın müşterek çocukları olduğunu, tarafların Erdemli 3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2017/10 Esas 2017/10 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, kayyım talep edilen müşterek çocuk Hatun Azra'nın velayetinin mahkemece anneye verildiğini, davacının Erdemli 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/212 esas sayılı dosyasından velayetin değiştirilmesine ilişkin dava açtığını, yargılamaya devam edilebilmesi için küçüğe temsil kayyım atanması gerektiğini, bu hususta davacıya süre verildiğini bildirerek küçük çocuk T3a Erdemli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/212 esas sayılı dosyası için temsil kayyımı atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Eldeki boşanma davasının görüldüğü Aile Mahkemesince bu sefer çocuklara kayyım atanması yönünde Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesi'ne yazı yazılmış,yetkisizlik kararı sonrası Ortaca Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/616 E-2019/57 K.sayılı 25.01.2019 tarihli kararı ile çocuklara aynı kişi kayyım olarak atanmıştır. Dolayısıyla Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesinin müşterek çocukların kısıtlanmasına ve vasi atanmasına ilişkin kesinleşmiş ilamı sebebiyle eldeki davada velayetin esası ile ilgili karar verilmesinin yerinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : İş bu davanın velayetin kaldırılmasına ilişkin olduğu, velayetin kaldırılması davalarında dava konusu çocuğu iş bu davada temsil etmesi için kayyım atanması gerektiği ancak iş bu dava da temsil edilmek üzere her hangi bir kayyım ataması mevcut olmadığı, bu nedenle dava konusu çocuğa iş bu davada temsil edilmek üzere tarafsız bir kişinin kayyım tayin ettirilerek davanın görülmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden davalının sair istinaf sebepleri incelenmeksizin ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
nin yokluğunda, hukuki dinlenilme hakkı (HMK m. 27) ihlal edilerek verilen karar doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. 2-Mahkemece verilen ilk hüküm Dairemizin 21.11.2016 tarihli kararı ile "Davaya konu çocuk ile velayet sorumluluğuna sahip olan davalılar arasında çıkar çatışmasının bulunduğu nazara alınarak çocuğu davada temsil etmek üzere kayyım atanması için (TMK m. 426/2) yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak kayyımın duruşmaya çağırılması, gösterdiği takdirde delillerinin toplanılması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi" gerektiği yönünde bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulmuş, bozma sonrası davalı babanın babası çocuğa kayyım olarak atanmıştır. Dosyanın incelenmesinde davalı baba ...'un nüfus kaydı bilgilerine göre ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/115 esas, 2018/264 karar, 14.5.2018 kesinleşme tarihli kararına göre kısıtlandığı ve babasının (kayyımın) velayeti altında bırakıldığı anlaşılmaktadır....
Ancak, sonuç itibariyle dava dosyası bir bütün olarak annenin velayet hakkının kaldırılması talebinin incelenmesi yönünden ihbar şeklinde Aile Mahkemesine gönderilmiş olması, mahkemenin bu sıfatla ve nitelendirme ile davada anneye davalı olarak husumet sağlanarak dava dilekçesinin tebliğ edilmiş ve savunma hakkı tanınmış olması, çocuğun davada kayyım vasıtasıyla temsil edilmiş olması dikkate alınarak velayetin kaldırılması davasına dönüştürülen dosyadaki usuli hatalar sonuca etkili görülmemiş, istinaf başvurusunun esastan incelenmesi gerekmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı anneanne tarafından açılmış velayetin kaldırılması talebine ilişkindir. Dava, velayetin kaldırılmasına ilişkin olup, davacı anneanne tarafından annesi olan davalıya karşı açılmıştır. Küçüğün babasının ise ölmüş olduğu anlaşılmaktadır. "Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesine" göre, çocukları ilgilendiren davalarda, iç hukuk gereğince, çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde çocukların, adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanmasını ön sorun görmektedir (Söz m. 4). Davada, davalı anne ile davaya konu küçük çocuk arasında menfaat çatışması vardır....
Tüm dosya kapsamına göre; 1- )Dava velayetin kaldırılması davası olarak açılmıştır.Belirtilen niteliğine ve iddia edilen vakıalara göre ortak velayet sahibi davalı baba ile küçükler arasında menfaat çatışması olduğunun kabulü gerekir.Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4 ve 9. maddeleri ve Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince küçükleri davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, çocukları temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde delillerinin toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir. 2- )Dava dilekçesi ile verilmesi halinde cevap dilekçesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün belirlenmesi ve taraflara bildirilmesi zorunlu olup, bu yasal zorunluluğun gereği yapılmadan henüz dilekçe teatisi gerçekleştirilmeden tensiben ön inceleme duruşma gününün belirlenmesi ve belirlenen günde davacı duruşmaya katılmadığından bahis...
Tüm dosya kapsamına göre; 1- )Dava velayetin kaldırılması davası olarak açılmıştır.Belirtilen niteliğine ve iddia edilen vakıalara göre ortak velayet sahibi davalı baba ile küçükler arasında menfaat çatışması olduğunun kabulü gerekir.Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 4 ve 9. maddeleri ve Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi gereğince küçükleri davada temsil etmek üzere kayyım atanması için vesayet makamına ihbarda bulunulması, açılan davanın sonucunun beklenilmesi, çocukları temsilen kayyımın davaya katılımının sağlanarak, gösterdiği takdirde delillerinin toplanıp sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekir. 2- )Dava dilekçesi ile verilmesi halinde cevap dilekçesi aşaması tamamlandıktan sonra ön inceleme duruşma gününün belirlenmesi ve taraflara bildirilmesi zorunlu olup, bu yasal zorunluluğun gereği yapılmadan henüz dilekçe teatisi gerçekleştirilmeden tensiben ön inceleme duruşma gününün belirlenmesi ve belirlenen günde davacı duruşmaya katılmadığından bahis...
Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesine göre, çocukları ilgilendiren davalarda, iç hukuk gereğince, çocuklarla velayet sorumluluğuna sahip kişiler arasında çıkar çatışmasının söz konusu olması halinde, çocukların adli merci önündeki kendisini ilgilendiren davalarda bir temsilci atanmasını ön görmektedir. (Söz m. 4) Velayeti istenilen küçükler ile velayeti talep eden davacı anne ile dahili davalı baba arasında çıkar çatışmasının bulunduğu nazara alınarak, küçükleri davada temsil etmek üzere kayyım atanması için (TMK m. 426/2) yetkili vesayet makamına ihbarda bulunulması, atanacak kayyımın duruşmaya çağrılması ve göstermesi halinde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik hasım ve eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....