Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Velayetin düzenlenmesi ve değiştirilmesi kamu düzenine ilişkin olup, bu davalarda re’sen (kendiliğinden) araştırma ilkesi geçerlidir (HMK.md.385/2). Düzenlemede, ana ve babanın istek ve tercihlerinden önce, çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimi önem ve öncelik taşır. Bu bakımdan, velayet hakkına sahip olanın "davayı kabul" açıklaması bu davalarda tek başına sonuç doğurmaz. Velayetinin değiştirilmesi istenilen müşterek çocuk Kerem 2007 doğumludur. Taraflar boşanmışlar, boşanma kararıyla velayeti anneye bırakılmış, karar 08.01.2014 tarihinde kesinleşmiştir. İşbu dava ise, 18.08.2014 tarihinde açılmıştır....

    Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir. Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/463 E. sayılı dosyası incelendiğinde, taraflar arasındaki davanın boşanma yönünden, müşterek küçüğün velayet durumu ile iştirak nafakası yönlerinden kesinleştiğinin görüleceğini, Akçakoca'daki davanın maddi manevi tazminatlar ile davalı eşe verilecek nafaka yönünden devam ettiğini, davanın derdestlikten reddi yerine, Akçakoca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/463 E. sayılı dosya üzerinde birleştirilmesi düşünülebileceğini, taleplerinin Düzce Aile Mahkemesinde taleplerinin velayetin değiştirilmesi talebinin, kabul edilmez ise, baba ile müşterek küçük arasındaki şahsi ilişkinin hakkaniyete uygun olarak yeniden düzenlenmesi olduğunu,Akçakoca mahkemesinde velayet hususunun kesinleştiğini, bu yönden dosyaya artık Düzce Aile Mahkemesi'nin bakması gerektiğini, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına,...

    İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ ve GEREKÇE: Dava; TMK'nın 323. maddesi gereğince kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi, birleşen dava ise velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Anne ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi: ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır bir biçimde savsaklamaları halinde hakim velayet hakkını kaldırabilir (TMK md. 348). Velâyete sahip ana veya babanın yeniden evlenmesi, velâyetin kaldırılmasını gerektirmez. Ancak, çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi, durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir (TMK md. 349)....

    Ana ve baba evli değil ise velayet anaya aittir. (TMK. m. 337/1) Çocuğun “evlilik içinde ana rahmine düşmüş olması” (TMK. m. 285, 287), bu arada ananın yeni bir evliliği bulunmadığına göre, çocuğu kocaya bağlar ve bu olgu çocuğun soybağını tayin eder. Yoksa evlilik mevcut değilken doğan çocuğun velayetinin anada olduğu gerçeğini değiştirmez. Bu bakımdan çocuğun velayeti, doğumdan itibaren zaten annesindedir. Böyle bir durumda velayetin kanunen annede olduğu tespit edilip, babası yanında bulunan çocuğun velayet sahibine “teslimine” karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ne var ki, mahkemece, “çocuğun velayetinin annesine verilmesi” yönünde karar verildiğine göre, verilen karar gereğince çocuğun annesine teslimi mümkün olduğundan bozma yapılması temyiz edene bir yarar da sağlamayacaktır. Bu açıklamayla karara iştirak ediyorum....

      Somut olayda, tarafların boşanma davası sonucunda velayetin anneye verildiği ve müşterek çocuk için 250 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, daha sonra 21.04.2015 tarihinde kesinleşen velayetin değiştirilmesi kararı ile velayetin babaya verildiği ve iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasında yapılan Velayetin Değiştirilmesi Protokolünde ‘Baba ... anneye verdiği iştirak nafakasının kaldırılmasına ve çocuğun eğitim ve bakımı için anne ... herhangi bir nafaka ödemeyecektir.’ şeklinde düzenleme mevcuttur. İştirak nafakasında nafaka doğmadan feragat mümkün değildir. Kaldı ki, velayetin değiştirilmesi davasında iştirak nafakası istenmemesi sonradan istenmesine engel değildir. Çünkü bu nafaka velayet hakkı verilen davacı baba tarafından çocuk adına istenmekte ve nafaka borcu bu nedenle her an yenilenen borçlardan olduğundan yeniden doğmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Düzenlenmesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, velayet hakkının değiştirilmesi talebine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 14.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 20.01.2017 günlü ve 2017/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 27.01.2017 tarihli ve 29961 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2017 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 11.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Sulh Hukuk Mahkemesince TMK.nin 337.maddesi gereğince küçüğün öncelikle velayet altına konulmasının gerekip gerekmediği hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. TMK.nun 337/2 maddesinde "ananın, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayetin kendisinden alınmış olması durumunda hakimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya tevdii edeceği" öngörülmüştür. Somut olayda öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu velayetin küçüğü tanıyan babaya tevdii edilip edilmeyeceğine yönelik olacaktır....

            Sulh Hukuk Mahkemesince TMK.nin 337.maddesi gereğince küçüğün öncelikle velayet altına konulmasının gerekip gerekmediği hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. TMK.nun 337/2 maddesinde "ananın, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayetin kendisinden alınmış olması durumunda hakimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya tevdii edeceği" öngörülmüştür. Somut olayda öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu velayetin küçüğü tanıyan babaya tevdi edilip edilmeyeceğine yönelik olacaktır....

              Sulh Hukuk Mahkemesince TMK.nin 337.maddesi gereğince küçüğün öncelikle velayet altına konulmasının gerekip gerekmediği hakkında karar verilmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın Sulh Hukuk Mahkemesinin görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. TMK.nun 337/2 maddesinde "ananın, küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayetin kendisinden alınmış olması durumunda hakimin çocuğun menfaatine göre vasi atayacağı veya velayeti babaya tevdii edeceği" öngörülmüştür. Somut olayda öncelikle tartışılarak değerlendirilecek konu velayetin küçüğü tanıyan babaya tevdii edilip edilmeyeceğine yönelik olacaktır....

                UYAP Entegrasyonu