Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

verilmesinin önerildiği, küçüğün annesinin yanında uzun süreli kalamadığı için öfkelendiği bu nedenlerle davalı-davacı baba tarafından velayetin kötüye kullanıldığı ve mevcut koşullar değerlendirildiğinde küçüğün velayet sorumluluğunun davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesinin küçüğün yüksek yararına olacağı tespit edilmiştir....

    Davalı erkek vekilinin; müşterek çocuk Hasan hakkındaki velayet düzenlemesine ve çocuk için hükmedilen nafakaların kaldırılmasına yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Velayet, kamu düzenine ilişkin olup bu hususta ana ile babanın istek ve beyanlarından ziyade çocuğun menfaatlerinin dikkate alınması zorunlu olup, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Buna göre velayetin düzenlenmesinde asıl olan, küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almak olduğundan, çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimini engelleyen ve süreklilik arz edeceği anlaşılan her olay, tehlikenin büyüklüğü, doğuracağı onarılması güç sonuçlar değerlendirilerek sonuca varılmalı; velayetin belirlenmesi ve düzenlenmesinde öncelikle çocuğun yararı göz önünde tutulmalıdır. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde asıl olan küçüğün yararını korumak ve geleceğini güvence altına almaktır....

    BOZMA ÖNCESİ İSTİNAF KARARI: Dairemizce yapılan yargılama sonunda; Davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakası dışındaki, davalı-davacı kadının ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı-davalı erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile davalı-davacı kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir nafakasına hükmedildiği, davalı-davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. TEMYİZ: Davacı-davalının Temyiz Başvurusu; Tedbir nafakası, velayet düzenlemesi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Davacı-davalı erkeğin davası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma davası ile fer'isi niteliğindeki velayet istemlerine ilişkindir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi ile velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere; boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Davalı-davacı kadının herhangi bir iş ve gelirinin olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-İştirak ve Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından; yoksulluk nafakası talebinin reddi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenmesi gerekli görülen; ... 6. Aile Mahkemesinin 2013/268 esas ve 2013/270 karar sayılı dosyasının eklenerek birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi.20.10.2014(Pzt.)...

        Kadına Verilen Yoksulluk nafakası yönünden, Davalı erkek tarafından yoksulluk nafakası yönünden kararın istinaf edildiği anlaşılmakla, Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceğini, nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağını (TMK.m.175) öngörmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin, davacı kadına göre tam kusurlu olmak suretiyle daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ancak yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi ve Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından velayetin değiştirilmesi davasının reddi yönünden, davalı tarafından ise yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının tüm temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı dava dilekçesiyle müşterek çocuğun davalıda bulunan velayetinin kaldırılarak kendisine verilmesini, boşanma davası sonucunda hükmedilen iştirak nafakası ve davalı kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep etmiştir....

          in çıkarına ve tarafların durumuna uygun olacağı" gerekçesiyle velayetin değiştirilerek anneye verilmesine karar verilmiştir. Toplanan delillerden boşanma davasından sonra velayet sahibi babanın velayet görevini kötüye kullandığı veya velayetin değiştirilmesini gerektiren ihmal, ve istismarının varlığı ispatlanamadığı gibi kişisel ilişkiye engel olduğu iddiası da kanıtlanamamıştır. Çocuğun velayete ilişkin beyanının üstün yararına uygun olduğuna dair delil de bulunmamaktadır. Toplanan deliller, velayetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu kabule elverişli değildir. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik davasının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

            lehine aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk 2003 doğumlu... ve 2005 doğumlu ..için ayrı ayrı 500'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını bu nedenle, yoksulluk nafakasının 900,00 TL'ye; iştirak nafakasının her bir çocuk için 800 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, davanın reddi ile... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/883 Esas ve 2010/539 Karar sayılı ilamı ile davacı ... lehine aylık 700,00 TL yoksulluk nafakası hükmedildiğini, aradan geçen sürede müvekkilin yeniden evlendiğini, davacının ise ev sahibi olduğunu, bu nedenle davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının 250 TL'ye düşürülmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece; asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı tarafından temyiz edilmiştir....

              lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk ...lehine aylık 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini; aradan geçen zamanda takdir edilen nafakaların ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını, bu nedenle, yoksulluk nafakasının 500,00 TL'ye; iştirak nafakasının 300 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı, cevap dilekçesinde; talep edilen nafakaların fahiş olduğunu, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk ve iştirak nafakasınının artırılması istemine ilişkindir. Davacı vekilinin, müşterek çocuk...için takdir edilen iştirak nafakasına yönelik temyiz itirazı yönünden; TMK.nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır....

                UYAP Entegrasyonu