"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi-Nafakanın Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle taraflar arasında görülen boşanma davasında küçük...'...
Bu hali ile dava, Türk Medeni Kanununun 348. maddesinde düzenlenen velayetin kaldırılması ve 407. maddesi uyarınca vasi atanmasına ilişkin olup 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4/1. maddesine göre, velayetin kaldırılması hakkındaki davalarda görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olduğundan re'sen gözetilir. Mahkemece; velayetin kaldırılması hakkındaki talep yönünden dava tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, vasi atanmasına dair talep hakkında ise velayetin kaldırılması davası bekletici mesele yapılarak; velayet kaldırıldığı takdirde vasi atanması, aksi halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulü doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İştirak Nafakası ve Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki “iştirak nafakası” talebine ilişkin dava ile davalı tarafından açılan “velayetin değiştirilmesine” ilişkin karşı davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-karşı davacı tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuna uygun sebeplere ve özellikle velayet değişikliğine ilişkin karşı davanın, "feragat" sebebiyle değil, velayetin değiştirilmesini gerektiren bir durumun tespit edilmemiş olmasından dolayı reddedilmiş olmasına göre, davalı-karşı davacının bu davaya ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Nafaka davasına ilişkin temyiz itirazlarına gelince: Davacı-karşı davalı, 21.11.2013 tarihli ön inceleme duruşmasına usulüne uygun davet edildiği halde gelmemiştir....
velayet görevini yerine getirmediği gibi çocuğunda baba ile yaşamayı istediğini,velayetin babaya verilmesine,iştirak nafakasının kaldırılmasına,müvekkiline verilmek üzere davalı aleyhine uygun iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini"talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; davacının velayetin değiştirilmesi talebi ile tedbir/iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddine, yoksulluk nafakası talebinin açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili;ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, çocukların velayetinin müvekkiline verilmesine, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması istemiyle, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Velayet düzenlemesi yapıldığında çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür(TMK 182.md),ana-babanın bakım yükümünün doğal sonucu olan iştirak nafakası,çocuğun korunmasına yönelik olup kamu düzenine ilişkindir,hakim talep olmasa dahi"açıkça nafaka istemiyorum"şeklinde bir beyanın varlığı dışında kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmelidir.İştirak nafakası çocuk için bir hak olup velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri de ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta ayrıca harç alınması da iştirak nafakası talebini müstakil bir dava haline getirmez.Kamu düzenine ilişkin olan velayetin değiştirilmesine konu davada asıl talebin ferisi niteliğindeki nafaka talebinin bağımsız bir dava olduğunu kabul etmek usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği gibi ,iştirak nafakasına hak kazanması için velayetin değiştirilmesi davasının sonucunu beklemek çocuk yönünden haklarına geç ulaşması sonucunu doğuracaktır.Hatta...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece; küçük ... davalı annede bulunan velayet hakkı kaldırılarak ... velayeti anneannesi ...'e verilmiş, hüküm davalı anne tarafından velayetin davacıya verilemeyeceği ve davacının vasi olarak atanması gerektiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir. Türk Medeni Kanununun 404. maddesinde velayet altında bulunmayan küçüklerin vesayet altına alınacağı düzenlenmiştir. Sözü edilen yasal düzenlemeye göre velayet hakkı münhasıran anne ve babaya tanınan bir hak olup evlat edinme hariç ana baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz....
Eldeki dosyada talep vasi atanmasına ilişkin olup küçüklerin üzerindeki annenin velayet hakkının kaldırılmasının istenmediği, velayetin kaldırılması davalarının eldeki davanın aksine harca tabi olduğu, hasımlı açılması gerektiği, delillerin taraflarca getirilmesi gerektiği gibi hususlar nazara alındığında söz konusu talebin velayetin kaldırılması talebinini içerdiğinin kabul edilemeyeceği açıktır. (Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.06.2016 tarih ve E. 2016/3374- K. 2016/6939 sayılı; 23.10.2015 tarih ve E. 2015/6498- K. 2015/10045 sayılı kararları varsa velayetin kaldırılmasına ilişkin talebin tefrikine ilişkindir) Türk Medeni Kanunu'nun 404. maddesine göre velayet altında bulunan küçüklere vasi atanması istendiğinden, mahkemece davacı vasi adayına velayet hakkının kaldırılması için dava açmak üzere yetki ve süre verilerek bu davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Müşterek çocuğun velayetinin tarafına verilmiş ise de davacının müşterek çocuğu kendisine vermediği gibi görüşmesine de engel olduğunu, hem davacının bu davranışları hem de gelirinin bulunmaması nedeniyle müşterek çocuğun velayet haklarını kullanamadığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, velayet talebi dışındaki taleplerinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, velayet hakkını kullanmasına kendi davranışları ile engel olduğunu, kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceğininden maddi taleplerin reddinin gerektiğini, evlilik tarihi olan 11/11/2013 tarihine kadar yoksulluk nafakası ödeme yükümlülüğü altında olduğunu, bu nedenle nafakaya ilişkin ödemelerin bu dönem borcuna sayılmasının gerektiğini, takip dosyasındaki kesilen maaş miktarının alacak kalemlerine oranlaması sonucunda davacının yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü olduğu dönem borcunu dahi karşılamadığını, takip ilama dayalı açıldığından davacının iddialarının takibin durdurulmasını gerektirmediğinin...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, katılım nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; TMK'nun 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür....