WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki velayetin kaldırılması ve vasi atanması istemine ilişkin davada ... 1. Aile Mahkemesi ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R – Dava, velayetin kaldırılması ve vasi tayini istemine ilişkindir. Aile Mahkemesi'nce, davanın velayetin düzenlenmesi istemine ilişkin olduğu, ancak velayet hakkının yasal olarak anne ve babaya hasredilmiş olup davalı anneannenin velayet hakkını kullanma hakkına sahip olmadığı, anneannenin çocuklara ancak vasi olarak atanabileceği, vesayet davalarında ise Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

    GEREKÇE : Davacının talepleri velayetin değiştirilmesi, velayetin değiştirilmesinin eki niteliğindeki lehine iştirak nafakası verilmesi, iştirak nafakasının kaldırılması, çocuğun 10/12/2015 tarihinden beri yanında olmasından dolayı bu tarihten itibaren ödediği iştirak nafakalarının istirdatına ilişkindir. Yargılama sırasında müşterek çocuk reşit olduğundan velayetin değiştirilmesi davası konusuz kaldığından mahkemece karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmuştur. Bu nedenle davalı tarafın davanın bu yönden reddine karar verilmesi yönündeki istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın velayetin değiştirilmesi talebinin ferisi niteliğinde olan iştirak nafakasına hükmedilmesi talebi de çocuğun reşit olması nedeniyle velayet değişikliği davası konusuz kaldığından konusuz kalmıştır....

    A)Tedbiren Velayetin Değiştirilmesi Davasına İlişkin İstinaf İtirazlarının İncelenmesinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu uyarınca velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsar. Velayet, aynı zamanda ana babanın velayeti altındaki çocukların kişiliklerine ve mallarına ilişkin hakları, ödevleri, yetkileri ve yükümlülükleri de içerir. Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri; özellikle çocukları şahıslarına, bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmektir. Bu bağlamda sağlayacağı eğitim ile istenilen ölçüde dürüst, kötü alışkanlıklardan uzak, iyi ahlak sahibi, çalışkan ve bilgili bir insan olarak yetiştirmek hak ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Velayete ilişkin kararlar kesin hüküm oluşturmaz. Şartların değişmesi halinde her zaman velayetin değiştirilmesi yeniden dava edilebilir....

    in velayetinin annesine bırakıldığını, kararın 27.11.2012 tarihinde kesinleştiğini, velayet kendisine bırakılmış olan annesinin 18.04.2015 tarihinde öldüğünü ileri sürmüştür. Ana ve baba, boşandığına ve boşanma kararıyla velayet kendisine verilen anne daha sonra öldüğüne göre, bu halde velayet kendiliğinden babaya geçmez. Dolayısıyla, velayet davalıda değildir. Olmayan bir velayetin doğal olarak kaldırılması da istenemez. Ne var ki, velayet kamu düzenindendir. Dava dilekçesindeki açıklamalara ve yukarıda açıklanan hukuki duruma göre, dava, velayetin kaldırılması niteliğinde değil, çocuk üzerinde velayet hakkına tek başına sahip olan ebeveynin ölümü sebebiyle, çocuğun boşlukta kalan velayetinin yeniden düzenlenmesine ilişkindir. Davada kaldırma talep edilmiş olması, tespit edilen bu hukuki durum karşısında önemli olmayıp, dava, ortaya çıkan bu durumu hakime ihbar niteliğindedir. Bu durumda, ihbar edenin hukuki yararı olup olmadığına bakılmaz....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava velayetin değiştirilmesi ve katılım nafakasının kaldırılması karşı dava katılım nafakasının arttırılması istemine ilişkindir. Davalı-karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmakla inceleme, HMK'nun 355. maddesi gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

      Davacının, davalı lehine hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakasına dair istinaf başvuruları yönünden; Çekerek Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesinin 2013/251 Esas, 2014/302 Karar sayılı ilamı ile tarafların boşanmaları ve davalı lehine aylık 200,00- TL. yoksulluk nafakası ve velayet tarafına verilmiş olması nedeniyle müşterek çocuk için aylık 150,00- TL. iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Hükmedilen yoksulluk nafakasının bir yıllık tutarı 200x12= 2.400,00- TL., iştirak nafakası ise 150x12=1.800,00- TL. dir. Nafakaların yıllık tutarları 6100 Sayılı HMK.nun 341/2. maddesi gereğince karar tarihindeki istinaf kesinlik sınırı 4.400,00- TL.yi aşmamaktadır. Davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası miktar itibariyle kesindir. Davacının istinaf başvurusunun HMK.nun 341/2. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir....

      Tarafların boşanmalarından sonra müşterek çocuk Poyraz 'ın davalı anne ile kaldığı davacı baba ile görüşmesi ve yanında kalması hususunda taraflar arasında sorun olmadığı, müşterek çocuk Poyraz 'ın duruşmada alınan beyanında davalı anne ile ilgili olumsuz bir söz de söylememesi, davacı tarafça ileri sürülün yangın olayının tarihinin eski olması da gözetilerek, velayet görevinin anne tarafından ihmal veya istismar edilmediği de dikkate alındığında TMK'nın 183, 349 ve 351/1. maddelerinde düzenlenen velayetin değiştirilmesini gerektirir yasal şartların gerçekleşmediği, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumları nazara alınarak davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebinin de yerinde olmadığı sonucuna varıldığından davalının istinaf talebinin kabulüne, İlk derece mahkemesi kararının ve 28.11.2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına, davacının velayet, iştirak nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasına hükmedilmesine yönelik davalarının reddine dair aşağıdaki hüküm...

      Davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı iştirak nafakası talepleri konusunda sehven karar verilmediği yönünde katılma yolu ile istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; davacı vekili tarafından dava dilekçesinde velayetin değiştirilmesi talebi yanında velayetin değiştirilmesinin ferisi niteliğinde olan davaya konu çocuklar lehine ayrı ayrı 1.000'er TL iştirak nafakası talebinde bulunulmasına rağmen yerel mahkemece davacının iştirak nafakası talebi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin iştirak nafakaları ile ilgili istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkemece toplanan deliller, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak müşterek çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceğinin değerlendirilmesi yönünden dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesi gerektiği kanaat...

      Velayet, çocukların bakım, eğitim, öğretim ve korunması ile temsil görevlerini kapsadığından (TMK.337- 340- 342- 346), velayetin kaldırılması ve değiştirilmesi şartları gerçekleşmedikçe, ana ve babanın velayet görevlerine müdahale olunamaz....

      Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamalarında dikkate alınması zorunludur. Ancak, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumuda gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

      UYAP Entegrasyonu