Gerçekleşen bu durum karşısında küçük çocuğun yaşı itibariyle anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyması, davalı babanın bakım konusunda yardım aldığı annesinin yargılama aşamasında vefat etmiş bulunması, dinlenen davacı tanıklarının anlatımlarından küçük çocuğun annesiyle birlikte yaşamak istediğinin anlaşılmış olması ve tüm dosya kapsamından annenin velayet görevini yerine getirmeye engel bir durumunun olduğunun ispatlanamamış olması dikkate alındığında çocuğun üstün yararının velayetin davalı anneye bırakılması olduğu anlaşılmaktadır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı koca; kusur belirlemesi, velayet, iştirak nafakası, kadın lehine takdir edilen maddi tazminat ile kendi manevi tazminat talebinin reddi yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Velayetin düzenlenmesinde, çocukların üstün yararı, ana ve babanın isteklerinden önce gelir. Çocukların yaşı ve gelişimsel özellikleri, mevcut durumu, tarafların veyalet görevlerini yerine getirmede istekli olup olmadığı, sosyal desteği gibi faktörlerde göz önünde bulundurularak davacı kadın, davalı koca ve müşterek çocuklarla birebir görüşülerek, yaşadıkları ortam ve çevre birlikte değerlendirilerek müşterek çocukların yararına velayet raporunun düzenlendikten sonra velayet kararı verilmesi gerekir....
DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince her iki tarafın boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiş, bu karara karşı davalı-karşı davacı erkek kusur, aleyhine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, velayet ve iştirak nafakası yönünden, davacı-karşı davalı kadın ise erkeğin davasının kabulü, kusur, tazminatlar ve iştirak nafakasının miktarları yönünden istinaf yoluna başvurmuş, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2....
Diğer taraftan iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Ne var ki, nafaka miktarının belirlenmesine esas alınması gereken giderlerinin makul sınırlar içinde kalmasına özen gösterilmesi ve velayet kendisine bırakılmayan tarafın ağır yükümlülüklere maruz bırakılmaması gerekmektedir. Mahkemece, iştirak nafakası takdir edilirken; müşterek çocukların yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.( TMK. nun 330/1. maddesi )....
Türk Medeni Kanunu'nun 336. maddesine göre, boşanmadan sonra velayet hakkı sahibinin ölümü durumunda çocuğun velayeti doğrudan sağ eşe geçmez. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır (TMK 404/1) ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen sağ eşe velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir. Somut olayda...... ile eşi ...'ün ... 3. Aile Mahkemesi'nin 2003/55 Esas 2004/712 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, 08.03.2002 tarihinde evlilik birliği içerisinde dünyaya gelen Dilara'nın velayetinin anne Alev'e verildiği, annenin vefat ettiği, babanın ise sağ olduğu anlaşılmaktadır. Vesayet hakkındaki hükümler kamu düzenine ilişkin olup, aslolan ergin olmayan çocukların velayet altında bulunmasıdır. Velayet altında bulunmayan çocuk vesayet altına alınır ise de aslolan velayet olup velayetin kendisine verilmesini isteyen sağ eşe velayet davası açma imkanı verilip bu davanın sonucuna göre karar verilmelidir. ... 3....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayet-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı kocanın tüm, davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yersizdir. 2-Velayetin değiştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesi tarihi itibariyle iştirak nafakası yükümlülüğü sona erer. Bu yön gözetilmeden iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmesi doğru değilse de bu yön yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümnün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nafakanın Artırılması - Velayetin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm,iştirak nafakası ve velayet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-İştirak nafakasının artırılan miktarının yıllık tutarı 1.200 TL olup bu miktar, karar tarihi itibariyle geçerli olan temyiz edilebilirlik sınırının (1.400 TL) altında kalmaktadır. Bu itibarla iştirak nafakasının artırılmasına ilişkin hüküm kesindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kusur, tedbir nafakası ve velayet yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 06.04.2012 günü temyiz eden davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraf davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuk ......
Velayet hakkını kullanmak için çocuğu yanına almayıp onu ayrı bırakması velayet görevini ihmal etmiş olduğu anlamına gelir.Bu durum velayetin değiştirilmesini gerektirecek bir haldir (TMK. md. 183,349,351). Kaldı ki yine 23.2.2015 tarihli duruşmada dinlenilen küçük Melis Nur velayetinin annesine verilmesini istemiş, velayet konusunda görüşü alınan uzman da hem aynı duruşmada hem de 15.7.2014 tarihli raporu ile velayetin anneye verilmesinin çocuğun yararına olacağını belirtmiştir.Velayetin anneye verilmesi halinde müşterek çocuğun psikolojik ve bedeni gelişimi yönünden muhtemel bir tehlikenin varlığı da ileri sürülmediğine göre, velayetin değiştirilmesi isteğinin kabulü ile velayetin davacı anneye verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile ret hükmü kurulması doğru olmamıştır....
Aile Mahkemesinin 15.02.2022 tarih, 2021/349 Esas, 2022/90 Karar sayılı ilamı ile, davacı erkek tarafından açılan velayetin değiştirilmesi ve nafakanın kaldırılması davasının dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği, taraflarca istinaf edilmeksizin 27.04.2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Dava velayetin değiştirilmesi davası olup velayetin değiştirilmesi davalarında düzenlenen vekaletnamelerde bu hususta özel yetki bulunması gerekmediği dikkate alındığında davacı tarafın davalının vekaletnamesi ve bu kapsamda dava şartına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....